Depremzedenin seçme hakkı

24 Mart 2023 Cuma

Ekranlardaki enkazlarda fazla insan görünmüyor. Artık arama kurtarma aşamasını geride bırakmış enkaz temizleme faaliyetlerinde çalışanlar, yıkıntıların altında canlı gömülenler...

Gerisi? Çadır kentte su, seyyar tuvalet, aş peşinde olanlar, hâlâ çadır bulamayanlar ile konteyner arayanlar...

Gerisi?

Gerisi yok!

Gerisi deprem bölgesini terk etmiş, 21 Mart tarihli Cumhuriyet’te Dilan Ayırkan’ın haberinde felaket bölgesinden göçen depremzede seçmen sayısının 3.2 milyon olduğu vurgulanıyor.

Bu 3.2 milyon kişinin seçim bölgeleri enkazın altında kaldı. Göçtükleri yerlerde de barınma, hijyen, beslenme sorunlarını çözmeye uğraşıyorlar. Sorunlarından baş alıp seçmen kütüğünün derdine düşecek halleri yok.

Depremde canlarını kaybedenler gitti. Kalan sağlar hâlâ yaşam savaşı veriyorlar, hâlâ yağma ve talancılığın, yalancılığın, yolsuzluğun, soysuzluğun yarattığı travmayı atlatmaya çalışıyorlar. Bunların, 14 Mayıs’ta kurulacak sandıklarda hesap soracakları anı beklediklerini sanırsanız, yanılırsınız.

***

Bunların gittikleri yerde kayıtları yok ki sandıkta oy kullansınlar. Deprem mahalline de dönemeyeceklerine göre...

Evet, deprem rezaletinin en feci yanlarını görüp yaşayanlar, seçimlerde oy kullanamayacaklar.

Oysa, seçmeni salimen sandık başına ulaştırma görevi YSK’nin olduğuna göre, göçen depremzedelerin gittikleri yerde oy kullanmalarını sağlayacak düzenlemeler bu kuruluş tarafından yapılabilirdi. Muhalefet bu iş için üzerine düşen başvuru zorunluluğunu yerine getirebilirdi. Bu durumdaki seçmenin karşı karşıya bulunduğu sorunlar, seçmen kütüklerinin düzeltilmesi için normal itiraz süresinin bu iş için yetersiz kalacağından sürenin uzatılmasını sağlayacak düzenlemeler yapılmak suretiyle seçmenin yüzde 25’ine denk gelen bir bölümünün fiilen oy kullanma hakkından yoksun kılınması gibi bir sonucun doğması engellenebilirdi. Bu üç milyon civarındaki göçmen depremzede seçmen aslında yağma ve talancılık, hırsızlık, gaspçılık, baskıcılık, vurdumduymazlık rezaletine dönüşmüş olan ucube yönetimin sillesini doğrudan yiyenler oldukları için iktidar, bunların hesap soracaklarını bildiğinden sandık başına gitmelerini istemez. Bu durumda görüldüğü gibi göçmen depremzede seçmenin hakkını savunmak muhalefete düşmekteydi.

Göçmen depremzede bu 3.2 milyon kişinin elini tutmak, seçme hakkını savunmak. Ona yol göstermek işlevini kim yerine getirecek?

İl ve ilçe seçim kurulları ya da Yüksek Seçim Kurulu’nun bu durumda bir şey yapmasını beklemek anlamsız.

Kalıyor geriye kanunla düzenleme. Kanun yoluyla düzenlemede ise böyle bir kanunu çıkaracak bir parlamento çoğunluğu yok. Şu anda Meclis’te çoğunluk AKP-MHP’dedir. Kaldı ki seçim ile igili yasal düzenmeler için bir yıl beklememek için bir anayasa değişikliği gerekmektedir.

***

Bu durumda seçmenin dörtte birinin seçimde oy kulanamaması söz konusu. Bunların hepsinin de depremzede, yani iktidar lehine oy kullanmayacak kişiler olmaları, iktidara karşı oy kullanması olası seçmenlerin önemli bir bölümün sandığa gidememesi durumu ile karşı karşıya kalmamıza yol açmıştır.

Bu durumda da hiç kimse 14 Mayıs 2023 seçimlerinin dürüst olduğunu iddia edemez.

Depremde enkaz altında kalanlar son nefeslerine kadar nafile haykırdılar “Sesimi duyan var mı?” diye.

Şimdi enkaz altından sağ çıkanlar da sandık başında nafile haykırıyorlar:

- Sesimi duyar var mı?

Onların da sesini duyan yok.

Onların sesini de baskı, zulüm, talan, yağma, hırsızlık, arsızlık, yolsuzluk, soysuzluk kesmiştir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları