En tehlikeli varyant

30 Temmuz 2021 Cuma

Muhteşem bir fıkra dinle, gül! Sonra sakla belleğinin katmanları arasına; sisli, puslu günlerde bir tenhada yüzeye çıkar; kimseye çaktırmadan yine gül! Birilerine yakalanırsan, seni durup dururken gülerken görenler, geviş getiriyorsun sanırlar.

Aldırma! Ne sanırlarsa sansınlar. Sen yine gülmene bak!

Hikâye şu: Temel yolda bir muz kabuğu görmüş, “Eyvah demiş, yine kayıp düşeceğim.”

Bilmem bir buçuk yıl önce Covid-19 pandemisi çıktığında bu öyküyü anımsayıp toplumsal durumumuza gülen kimi bilgeler çıktı mı?

Böyleleri var olduysalar bile malumu ilam kabilenden, boşuna konuşmamak için ses çıkarmamışlardır.

Ama onların sessiz kalmaları bir şeyi değiştirmedi, pandemi çıkalı beri habire kayıp düşüyoruz. Kalkıyoruz hemen ardından yine bir seksen, boylu boyunca yere...

***

Önce basının bir kısmı, Sağlık Bakanı Koca’ya dayanaksız övgüler düzdü. Güya efendim Sayın Bakan şeffaflığa uyuyor, kamuoyunu günü gününe doğru bilgilendiriyormuş. Oysa o anda tarikatların gizliden gizliye parsellemekte oldukları Sağlık Bakanlığı’nda şeffaflığın “Ş”sinin bulunması da imkânsızdı.

Çok geçmeden durumun hiç de anlatıldığı gibi olmadığı Sağlık Bakanı’nın halkı doğru bilgilendirmediği hatta aldattığı ortaya çıktı. Yalnız Türkiye’de değil, bütün dünyada konuyla ilgili olanlar, Türkiye’de Sağlık Bakanlığı gerçek rakamları gizliyor, gerçek rakamlar resmi açıklamaların çok üstünde diye açıklamalar yaptılar Türkiye’yi kırmızı listeden çıkarmak için bakanlığın açıklamalarına itibar etmediler.

Sonra aşı skandalı çıktı. 

Başta aşı temin edemedikleri ortaya çıktı.

Sonra onu aştılar. Bu kez de aşı ile ilgili bağlantılar gecikti.

Aşıların ne zaman geleceği konusunda resmi ağızlar farklı farklı şeyler söylemekteydi.

Aşılar gecikiyordu. Her gecikme, fazladan ölüm demekti.

Ardından ensesi kalınların sıra beklemeden aşı oldukları ortaya çıktı.

Aşı sorunu hâlâ çözülmüş değil. Sürü bağışıklığı sağlanması için gerekli olan aşıya hâlâ ulaşamadık.

Bütün bu konularda rakam vermiyorum, çünkü rakamlar doğru değil ve de bir anlam da taşımıyor.

***

Sonra iktidar aldı sazı eline!..

Bütün dünyada devletler önlemler alıyor, vatandaş pandemi ile açlıktan ölüm arasında kalmasın diye yardımlar yapıyordu.

Türkiye’de iktidar, sebep sonuç ilişkisini gözeten önlemler almadı, önlem yerine yasak yöntemini tercih etti. Önlem aldığına, aldığını ileri sürdüğü önleme kendisinin de inamadığından, o alanda getirdiği yasakları, dinci gösteriler ve AKP mitingleriyle çiğnemekte bizzat kendisinin öncülük etmesinden belli oldu. Elin gariban yurttaşına, yasaklara uymadığı için ceza keserken devlet yasakların çiğnenmesine öncü oldu.

***

Yurttaş söz konusu olan kendinin, yakınının dostunun canı değilmiş gibi yasaklara hiç uymadı. Vur patlasın çal oynasın devam etti.

Bu arada salgını herkesin yaşam tarzına müdahale aracı olarak kullanan iktidar, kapanmaya son vererek tedbirleri kaldırdı. Bayram vesilesiyle verilen dokuz günlük tatilde, herkes ülkenin dört bir yanına virüs götürdü, dört bir yanından virüs getirdi.

Bütün bu olumsuz gelişmelere karşı bir tek yüksek oranda aşılanma ile bağışıklığın sağlanması yolu kalıyordu.

Ona da vatandaşın bir kısmı itibar etmedi. Vatandaşın yaşam biçimine müdahale konusunda hiçbir fırsatı kaçırmayan devlet de kamu sağlığı için kaçınılmaz olan aşı zorunluluğunu getiremedi.

Şu anda vaka sayısının 20 bine ulaştığı ve önümüzdeki günlerde bunun daha da artacağı söyleniyor.

Bu, Covid-19’un bir varyantıdır.

Sonunda bir toplumun kendi kendisini yok etmesi çılgınlığına dönüşen korona - alaturka 19 bugüne kadar rastlanan varyantların en yok edicisidir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları