Hata değil kasıt

17 Şubat 2023 Cuma

Deprem üzerine seçimlerin ertelenmesi gündeme geldi. AKP seçimleri önlemek, hiç değilse geriye bırakmak istiyor. Ama anayasaya göre bunun imkânı yok. Anayasanın 78. maddesine göre seçimler ancak savaş halinde ertelenebilir.

Şimdi bir de bir yıllık bir mutabakat hükümeti kurularak seçimleri bir yıl sonraya bırakmak önerisi yapılıyor.

Türkiye’de demokrasiye dönmek isteyenler AKP’nin gönderilmesi konusunda bir mutabakata varmışlardır.

Şimdi onu bozup da ne üzerinde yeni bir mutabakata varılacaktır?

Kanun tanımazlık mı?

Anayasa umursamazlık mı?

Özgürlük karşıtlığı mı?

Liyakat yerine sadakati koymak mı?

Tek adam iradesini hâkim kılmak mı?

Türkiye’nin tapusunu, göçmenlere vermek mi?

Yolsuzluk mu?

Yoksulluk mu?

Demokrasiye karşı komplo mu?

Uzatmanın anlamı yok.

Bunlar olacak hayaller değil,

Seçim anayasa gereği en geç 18 Haziran’da yapılmalıdır, teknik bir engel de yoktur.

***

AKP her şeyi kendi siyasi amaçları doğrultusunda kullanmakta usta. Deprem konusunda da öyle yaptı. Kimileri de bu ustalığı göremeyip yanıldılar. AKP’nin liyakat yerine sadakati koyduğu ve sorumluluk mevkilerine ehliyetsiz kişileri geçirdiği için yanlışlar yaptığını sandılar. Ne yanılgı!

Oysa yanılgı yoktu, her şey bilerek isteyerek kasten yapılmıştı.

Depremden sonra arama kurtarma için en elverişli olan zamanların heba olmasına neden olan, ordunun felaket bölgesine geç ulaşması bir yanlışlık değildir. Ordunun işlevsizleştirilmesi, depremin yandaşları kayırma ve kollama bahanesi olarak kullanılması için böyle yapılmıştır. 

Büyük depremin ardından, en çok ihtiyaç duyulan şeylerin başında çadırın geldiğini, çadır ihtiyaçlarının bir türlü giderilemediğini herkes biliyor.

Menzil tarikatı hakkında kitabı olan değerli gazeteci Saygı Öztürk, Adıyaman’a 18 kilometre uzaklıktaki Börgenek köyünde bulunan Menzil’e bağlı Şeyh Abuzer Yıldırım cemaati adına sosyal medyadan şu duyurunun yapıldığını belirtiyor: “Adıyaman Börgenek Köyü Şeyh Abuzer Yıldırım Türbesi (Şeyh Abuzer Yıldırım 26 Nisan 2020’de COVID-19 nedeniyle ölmüştür) 3 bin kişilik çadır, 7/24 sıcak yemek, yatacak yer var. Mağdur olan herkesi bekliyoruz.” Saygı Öztürk’ün de dile getirdiği soruları şimdi bir de biz soralım: Belediyelerin, STK’lerin yardımlarını “Hepsini tek elden yapacağız” diye geri çeviren AFAD’ın temin edemediği çadır ve sıcak yemek, nasıl oluyor da kent merkezlerinde bile devlet tarafından temin edilemezken Adıyaman’a 18 kilometre uzaklıktaki Börgenek köyünde bir cemaat tarafından bulunuyor?

Bu olayları görenler haklı olarak, devletin tarikat ve cemaatler tarafından parsellenmesi politikasını güden iktidarın çadır ve sıcak yemek temin edememesinin beceriksizlikten, liyakatsizlikten kaynaklanan hatanın ürünü olmayıp bilerek ve isteyerek kasten uygulanan bir politikanın parçası olduğunu düşünmez mi?

***

Depremden sonra, depremzedelerin yerleştirilmesi için KYK yurtlarında bulunan öğrencilerin evlerine gönderilmeleri ve üniversitelerde uzaktan eğitime geçilmesi kararı da uzmanlar tarafından büyük bir yanlış olarak yorumlanmaktadır.

Oysa burada da söz konusu olan yanlış değil düşünülüp tasarlanmış bir kasti politikadır.

AKP iktidarı ne zaman bir zorlukla karşılaşsa ilk kısıntı yaptığı yer eğitim ve öğretim olmaktadır. AKP eğitimi ve üniversiteyi eline geçirilecek bir alan olarak gördüğünden eğitimi aksatacak girişimlerden hiçbir sakınca görmemiştir.

Üniversite gençliğini her zaman bir fesat yuvası olarak görmüş olan AKP, seçim ortamında bunların toplu olarak bir araya gelmelerini engellemek üzere öğrencileri evlerine göndermektedir.

Üniversitelerde uzaktan eğitime geçilmesi, iktidarın fitne unsuru olarak gördüğü öğrencilerin dağıtılması kasti bir politikadır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları