Penden yana misun, yoksa...

18 Nisan 2023 Salı

"Karadeniz’e bahar gelmiş” diye başlar hoca ve sürdürür:

-Ağaçlar çiçeğe durmuş, çiçekler kelebekleri bekler olmuş, kuşlar cıvıldıyorlardı. Ayşe içinde bir yaşam sevinciyle yataktan kalktı, pencereyi açtı, içeri bahar doldu. Ayşe kollarını açtı ve baharı kucakladı.

Sonra sınıfa sorar:

-Şimdi bu metni kim özetleyecek?

Küçük Temel parmağını kaldırır ve yanıtlar:

-Orospiii!

O sırada baba Temel denize bakan kahvenin tahta sandalyelerinde oturmuş Dursun ile geyik muhabeti yapmaktadır. Dursun Temel’e döner sorar:

-Sana bir şey diyeceğum.

-De bakalım.

-Tarlada geçerken bir yaban domuzu saldırsa ne yaparsın?

-Çeker tüfeği vururum da!

-Tüfeğin yoktir!

-Tabancaya sarılirum.

-Tabancan da yok.

-En yakın ağaca tırmanırum.

-Etrafta ağaç mağaç da yok.

Temel'in tepesi atar:

-Ha de bakayum pana. Sen penden yana misun, yoksa domuzdan yana mu?

Baharın, “Ben geldim, ben geldim” diye camlarımızı tıkırdatmaya başladığı günlerde bitmek tükenmek bilmeyen sandık güvenliği tartışmaları yüzünden aklıma geldi bu iki fıkra.

***

Pazar günkü Sözcü’nün birinci sayfasında baştan beri aklımı kurcalayan soruyu harfi harfine aynı sözcüklerle sormuş:

-YSK bir oldubittiyle Erdoğan kazandı derse partiler ne yapacak?

Soruyu İYİ Parti’nin sandık güvenliğinden sorumlu başkan yardımcısı Burcu Akçaru yanıtlamış. Akçaru, seçim günü ajansların veya YSK’nin erken saatlerde bir oldubittiyle “Erdoğan kazandı” demesi halinde erken sonuçlar ellerinde olacağından onları göstererek cevap vereceklerini açıklamış ve İstanbul yerel seçimlerinde böyle yaptıklarını, o günden bu yana da sandık başında duracak olanları eğittiklerini söylemiş.

Akçaru’nun yanıtı yerindedir. CHP, İstanbul yerel seçimlerinde de böyle yaparak ayak oyunlarını engellemişti. Bu defa da öyle yapılabilir. Ancak bunun olabilmesi için çıkıp açıklama yapacak televizyonların yayında olmaları şarttır. Benzeri bir oyunla karşılaşan Millet İttifakı, kamuoyuna durumu açıklayacak bir ekran bulamazsa ne olacak?

O gece yandaş olmayan bütün ekranlar karartılmış, bütün gazetelere yayın yasağı getirilmiş olursa ayak oyunlarının nasıl önleneceği sorusunu sormaya “Sen bizden yana mısın, yoksa domuzdan yana mı” yanıtıyla karşılaşmaktan korktuğum için çekiniyorum. Zaten her tedbirin bir karşı önlemi olduğunu düşünerek her önleme “Ya öyle olursa ya şöyle olursa” diye bir karşılık üretmenin de sonu yok.

Yalnız, böyle bir olasılığın da çok güçlü olduğunu, seçim gecesi halkın anında doğru bilgilendirilmesini sağlamak üzere gerçeğin peşinde olan tarafsız ekranların karartılmamış olmaların da seçimin ön şartlarından biri olması gerektiğini de burada vurgulamak istiyorum.

Bunları sıraladıktan sonra benim de AKP’nin seçimi istese de engelleyemeyeceği kanısında olduğumu belirtmek istiyorum. AKP kazanamayacağı her seçimi, hile hurda ile cebir şiddet kullanarak ifsat ederek engellemek ister.

***

Devletin bütün kurumları bu gibi bir girişimin önünü açacak şekilde sıkı sıkıya denetim altına alınmıştır. Ülkede serbest bir seçimin önkoşulu olan bağımsız basın tümüyle yok edilemese bile ezici bir baskı altında tutulmaktadır.

Kuvvetler ayrılığı ilkesinin var olmadığı Türkiye’de iktidar istediği sonuçları almak için yalnız yargıyı kullanmakla kalmayıp başka vasıtalarla emeline nail olmanın yolunu bulmuştur. Radyo ve televizyonları baltalamak ya da sürekli olarak susturmak için bir AKP kuruluşu olan Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) kullanılmaktadır.

Seçim gecesi için de AKP’nin RTÜK’lü bir iyilik düşünmeyeceğinin herhangi bir güvencesi yoktur.

AKP bütün bunları yaparken nerede duracağını da hesap ediyor.

Bu defa da sonuçları herkes için ağır olacak bir hesap hatası yapmayacağı umulur.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları