Seçim olacak mı olmayacak mı?

25 Ekim 2022 Salı

Bu sütunda 18 Ekim tarihli “Ya çoktan olup bittiyse?” başlıklı yazıda, seçimin yapılıp yapılmayacağı soruluyor ve biz önümüzdeki günlerde seçimi beklerken, o sırada, seçim sonuçlarını doğuracak gelişmelerin olup bitmesiyle burun buruna gelme durumunda kalınması halinden söz konusu ediliyordu.

Tabii burada, gerçek bağımsız yargı denetiminde tüm tarafların silahların eşitliği ilkesiyle bağlı olarak sürdürdükleri, özgür basının işlevini aksaksız yerine getirebildiği bir yarışmadan söz ediliyordu. Yoksa basın özgürlüğünün çiğnendiği, insanların tehdit gözdağıyla sindirildiği, yargının yürütmenin veya yarışan taraflardan birinin ya da bir bölümünün güdümünde yani bağımlı olduğu durumda partilerin ve adayların dostlar alışverişte görsün kabilinden sandık başına gittiği, her türü baskıya, tehdide, hileye açık oylamanın sonunda taraflardan birinin çıkıp “Ben kazandım, hadi daha fazla uzatmayın bakayım!” diye noktalayacağı sahte seçimden söz edilmiyordu.

***

Son zamanlarda, iktidardaki AKP’nin herkes seçimi beklerken tarafsız, özgür seçimlerin koşullarını ortadan kaldırarak milli iradenin tecellisini olanaksız kılma girişimlerinin birbirlerini izlemesi yüzünden bu olasılıktan söz edilmişti.

Nitekim 18 Ekim’i hemen izleyen günlerde bu gibi girişimler birbiri ardından gelmeye başlamıştı. Son olarak da geçen hafta RTÜK’ün iktidar kanadı üyelerinin oylarıyla Tele1 kanalının üç gün süreyle karartılması kararı verilmiştir. Şimdi RTÜK’ün kararı doğrultusunda benzer bir davada Danıştay önüne gidecek olayda da aynı doğrultuda bir karar çıkarsa kanalın ruhsatının iptaliyle hepten kapatılması olanağı doğacaktır.

TELE1’in konumu, RTÜK kararına yeni boyutlar katmaktadır. TELE1; Halk TV, Star ve KRT ile birlikte muhalefetin sesini kısmayan ender TV kanallarından biridir. TELE1 bu özelliği sayesinde İstanbul yerel seçimlerinde iktidarın, kazanmadığı seçimi kazandığını ilan ederek sandığa el koymasını ve atı alanın Üsküdar’ı geçmesini engellemişti.

TELE1’in bu niteliği, kapanması halinde muhalefetin sesinin kısılmasının yanı sıra seçim güvencesinin de zedelenmesi sonucunu doğuracak. Önümüzdeki seçimlerin de güvenceden ve basın özgürlüğünden yoksun olarak cereyan etmesine yol açacaktır.

Böyle bir seçimin gerçek seçim olmayacağı açıktır.

***

Evet böyle bir seçim göstermelik olmaktan öteye geçemeyecektir. Sandık ortaya konduktan sonra seçmenin baskı altında kalmadan oy vermeye gitmesini sağlayacak koşulların oluşturulması da tıpkı baskı altında kalmadan kullanılacak oyların sayımı süreci gibi çok önemlidir.

Ama bütün bunların yanı sıra daha sandık başı aşamasına gelmeden önce de Süleyman Soylu’nun başında bulunduğu İçişleri Bakanlığı’na bağlı nüfus müdürlükleri tarafından tanzim edilecek olan seçmen listeleriyle sandığa gitmek oylamanın daha son aşamaya kalmadan listelerin hazırlanması sırasında halledilmesi sonucunu doğuracaktır. YSK’nin de iktidarın güdümünde olması bu aşamalarda daha da dikkatli ve ısrarcı olunmasını zorunlu kılıyor.

RTÜK’ün TELE1 konusundaki ekran karartma kararı, iktidarın oylamayı daha şu andan geçersiz kılma girişimlerinin yoğunlaştırdığını gösteriyor.

Kamuoyunun bu konuda uyanık ve takipçi olması ve kararlılığını hiç savsaklamaksızın ortaya sermesi gerekmektedir.

Altılı masanın da bu husustaki duyarlılığın seçimin sağlığı açısından en önemli etken olduğunu bilmesi zorunludur.

Uyanalım! Seçim çoktan başladı, asimetrik savaş benzeri garip bir mücadele söz konusudur.

RTÜK’ün TELE1 kararı, iktidarın seçimi sandık dışı saiklerle sonuca bağlama konusunda kararlı olduğunu göstermektedir.

Seçimin gerçekten yapılmasını sağlamak zorundayız! 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları