Seçime bir ay kaldı

14 Nisan 2023 Cuma

Eğer beklenmedik şeyler olmaz ise seçimlere bir ay kaldı. İçinde bulunduğumuz ortamda, beklenmedik şey diye bir kavram kalmadı. Artık her şey beklenir oldu.

Seçime otuz gün kala çok konu var. En önceliklisinden başlayalım.

Gelecek Partisi Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı cumhurbaşkanlığı seçimlerinin favorisi Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı bir suikast girişimi olasılığından söz ederek başta CHP olmak üzere herkesi uyardı. Selçuk Özdağ’ın duyumlara dayalı uyarısı kimseyi şaşırtmadı. Nitekim bu konuda Erdoğan Toprak da şu açıklamayı yaptı: “Bu konuda duyumlar almadığımızı söyleyemeyiz. Devletin elinde istihbarat imkânı var, bu konuda deneyimli insanlar var. Onlara güveniyoruz.”

***

Deneyimli, dengeli ve soğukkanlı bir politikacı olan Erdoğan Toprak’ın bu açıklamasının siyasal teamül gereği olduğunu düşünüyorum. Yoksa Kemal Bey’in daha önce uğradığı saldırı, o saldırı sırasında ve sonrasında resmi makamların ve iktidarın tutumu devlete böylesine bir güvenin saflıktan başka bir şey olmadığını göstermeye yeter.

CHP, güvenilmez oldukları kanıtlanmış olanlara güvenmekten çok, kendi genel başkanını, kendi ciddi koruması altına almak zorundadır. Bu konudaki herhangi bir eksiklik, demokrasiye geçişi imkânsız kılacaktır. CHP önlemlerini almakla kalmayıp bu konuda çok endişeli olan kamuoyuna da açıklama yapmak zorundadır.

Bu konunun savsaklamaya şakaya gelir yanı yoktur.

Son zamanlarda hep halkla iç içe olan Kılıçdaroğlu’nun çevresindeki koruma kadrolarının seyreltildiği, güvenlik önlemlerinin gevşetildiği duyumları da kaygıları artırmaktadır.

Her seçimden sonra bütün partilerimizde ama özellikle de CHP’de su yüzüne çıkan şikâyetlerin bu seçimde hem de bu kez misliyle arttığına da tanık oluyoruz. Sıkıntının kaynağında seçmen listeleri var. Adayların önseçimden gelmeyip merkezden tayin edilmesi hep yakınmaya neden oldu. Türkiye’de demokrasiye geçme amacında olduklarını ileri sürenler, önseçimsiz demokrasi olamayacağını, bilmek ve bunun gereğini yerine getirmek zorundadırlar. Bu sene seçmen listelerinin CHP’de doğurduğu hoşnutsuzluk geçen yıllarla kıyaslanmayacak boyuttadır. Kumpas davalarındaki rezaleter de dahil olmak üzere, AKP’nin eski adalet bakanı olan Sadullah Ergin’in Çankaya dördüncü sıradan milletvekili adayı olması birçokları için tahammül edilebilir gibi değildir.

***

Bazı kişiler bu durumda, cumhurbaşkanlığı seçiminde Kılıçdaroğlu’na verip, milletvekilliğinde TİP’li adayları seçmek gibi yeni seçenekler geliştirmekte.

Sadullah Ergin’in durumunun kolay yenir yutulur cinsten olmadığını kabul etmekle birlikte, bunun ittifakın sonucu olduğunu, başka bir deyişle, onu oraya DEVA Partisi’nin seçtiğini de belirtmek gerek.

Millet İttifakı kurulurken de öngörülmüş olan bir durumdur bu. Türkiye’yi bu ucube diktadan kurtarmak için bu listelere oy vermek zorunlu. Ondan sonra yeni düzende önseçim yoluyla durumu düzeltmek bir yükümlülük olarak CHP’nin omuzlarındadır.

CHP listelerinin örgütte küskünlük yarattığı, bu küskünlüğün, örgütün seçimdeki çalışma azmini olumsuz etkileyeceği konusunda da aynı şeyi söylemek mümkün.

Türkiye’nin diktanın ucube rejiminden kurtulup kurtulamayacağını belirleyecek olan bu seçimde küsmek gibi bir lüksümüz yok. Hesaplaşmalar, Cumhuriyetin yeniden oluşturulması döneminde olacak...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları