Aydın Engin

Aslını İnkâr Eden...

20 Ağustos 2014 Çarşamba

Başlık yarım kalmış bir halk deyişi... Ege'de "kâfir" diye tamamlanır. Erzincan taraflarında "namert" diye tamamlandığını duymuştum; sözlüklerde "haramzade" diye tamamlandığı da yazıyor.
Her neyse ve hangisiyse...
Kâfir, namert, haramzade...
Dileyen dilediğini seçsin. Çünkü hepsi de doğru...
Çankaya'dan söz ediyorum.
Tayyip Erdoğan'ın medyadaki seslerinin en namlısı ve kulağına çoğu kez doğru çıkan haberler fısıldanan Abdülkadir Selvi, Yeni Şafak gazetesinde yazdı.
"...Yeni Türkiye diye yola çıkan Erdoğan'ın, eski Türkiye'nin simgesi olan Çankaya Köşkü'nü kullanmayacağı izlenimi edindim..."
Selvi devam etti:
"Eğer Erdoğan Çankaya Köşkü'nü kullanmaz ve yeni Türkiye ile birlikte yeni binaya geçerse, eski Türkiye'nin sembolü olarak Çankaya'da ne kalacak?
Çankaya 'nin çilingir sofraları, o sofralarda kurulan hükümetler, çizilen Dersim Planları, Türklüğü tespit uğruna ölçüsü alınan kafatasları ve meşhur Inönü- Atatürk kavgası kalacak..."
Bir Çankaya güzellemesi yapacak değilim. Ama Tayyip Erdoğan sahiden de Çankaya'ya kilit vurup, yeni yaptırılan Başbakanlık binasını "Cumhurbaşkanlığı makamı" olarak kullanırsa bu, bu Aslını İnkâr Eden. yazının başlığındaki cümleyle değerlendirilir: Aslını inkâr eden...
Devamı için dileyen dilediğini seçsin: Kâfir, namert, haramzade...

***

Çankaya neyin simgesidir?
Selvi'nin beceriksizce laf çarptırdığı "çilingir sofraları"n\r\ mı?
Selvi'nin değinmeye değer bulmadığı, Celal Bayar'ın 27 Mayıs öncesinde protesto eylemlerini yükselten gençler için "Tenkil, tenkil" (= kökünü kazıma, topluca yok etme) diye böğürdüğü mekânın mı?
Eli kanlı diktatör Kenan Evren'in makamı mı?
Ankaralı varsıl bir Ermeninin el konulan mülkü mü?
İkinci Dünya Savaşı sonrasında iktidarın seçmenlerin oylarıyla belirleneceği kararının alındığı makam mı?
Say sayabildiğince... Hepsi Çankaya'nın bir yanına işaret eder. Ama "Çankaya neyin simgesidir" sorusuna cevap vermez, veremez.
Çankaya, Türkiye Cumhuriyeti'nin sembolüdür. Hani29Ekim1923sabahı"707 pare top atışı" ile kuruluşu ilan edilen Türkiye Cumhuriyeti'nin... Bir imparatorluğun enkazı üstünde, devletin başkanı (padişah) ile dini önderin {halife) aynı kişide cisimleştiği bir rejimden bir ulus-devlete geçişin simgesidir.
"Ama o ulus-devlet aslında bir tek parti diktatörlüğü idi. Ayrıca demokrasi yoktu" yollu itirazlar, "çağın ruhu" denen kavramı gözardı eden bir mantığın ürünü olabilir. Marx'ın değer teorisine itiraz eden bir sivri akıllının "Ama Marx bilgisayar programı yazanların değer yaratıp yaratmadığına değinmemiş" dediğine tanık olmuştum. Cevap vermek yerine gülümseyip "Vay be hiç düşünmemiştim. Çok haklısın" deyip yürümüştüm.
Çok mu fark var?

***

Erdoğan'ın habire dillendirdiği "yeni Türkiye" mavalına dört elle sahip çıkanlar "yen/"yi, eskiyi aşmak olarak değil, kendilerince eski sayılan her şeyi yıkmak olarak kavrıyorlar. Yeni Türkiye'yi halifeliğe ve Osmanh'ya dönmek olarak kavradıklarının pek çok kanıtı var. Hatırlayın, birkaç gün önce Erdoğan'ın sesi gazetecilerden biri "İTÛ, ODTÜ ve Bilkent üniversitelerini yıkmak gerek" buyurmuştu. Herhalde üniversitelerin "Darülfünun"a, eğitimin de medrese sistemine dönmesini istiyordur...
Birdaha: Cumhuriyet'i yenilemek gerektiğini düşünenler, bunu "eskiyi aşmak" hedefiyle tanımlamak zorundalar. Yıkmak olarak kavrarlarsa bunun adı yeni değil, eskinin de eskisi olur.
Versay'da krallar oturdu. Bugün de laik Fransa'nın devlet başkanı oturuyor. Fransa'da Cumhuriyet kuruldu ve birkaç kez yenilendi. Galiba şimdi 5. Cumhuriyet yaşanıyor. Kimsenin aklına "yeni Fransa'yı kuruyoruz" diye Versay'ı yıkmak ya da kapısına kilit vurmak gelmedi. Böyle bir özlem belirteni Fransızlar herhalde tefe koyup rezil ederlerdi.
Kremlin'de zalim çarlar oturdu. Sonra Lenin. Bugün de Putin oturuyor. Hiçbirinin aklına "Kremlin eski Rusya'yı temsil ediyor" diye yıkmak ya da kapısına kilit vurmak gelmedi
Beyaz Saray, Amerika Birleşik Devletleri'nin başkanlarının ikametgâhı olarak değil, İngiliz sömürgeliğinden bir istiklal savaşı vererek kurtulmuş bir halkın egemenliğinin sembolüdür. Kara ünlü Nixon da orada oturdu, karaderili Obama da orada oturuyor.
Bezirgân kapitalizmi ile siyasal İslamı bulamaç yapıp aynı kazanda kaynatanların dilindeki "Yeni Türkiye", aslında eskiyi koruyan ve eskiye saygılı bir muhafazakârlığı değil, kendi aslını inkâr edenleri anlatıyor.
"Aslını inkâr edene ne denir"\ merak edenler bu Tırmık'm başına dönsünler. Orada cevabı var...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 ay 13 gün sonra 16 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları