Barış Doster

Mahkeme kararı ve İmamoğlu’nun yol haritası

17 Aralık 2022 Cumartesi

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında verilen kararı konuşuyor Türkiye. Mahkeme kararının, siyasal sonuçları söz konusu olduğu için, hem yargılama sürecinin evreleri, bundan sonraki istinaf ve Yargıtay aşamaları hem de siyasette, özellikle de cumhurbaşkanlığı seçimlerinde neler olabileceği tartışılıyor. Sonuçları, taraflarıyla ve olası sonuçlarıyla birlikte ele almakta yarar var. 

Birincisi, mahkeme kararı, usul ve esasa ilişkin tartışmaları bir yana, kamu vicdanında karşılık bulmamıştır. İktidar partisine oy veren yurttaşlar da dahil olmak üzere halkın ezici çoğunluğu, kararı yanlış ve çok ağır bulmuştur. 

İkincisi, karar; üst mahkemede ister onansın ister bozulsun, İmamoğlu, bu aşamadan sonra kolay kolay siyaset sahnesinden çekilmeyecektir. Çünkü 25 yıl sonra AKP çizgisinin elinden İstanbul Büyükşehir Belediyesi yönetimini, çok yüksek bir oy oranıyla alan, üstelik seçim iptal edildikten sonra, yenilenen seçimde farkı açarak kazanan bir siyasetçi olarak, belediye başkanıyken yaptığı kimi önemli hatalara rağmen, halkta karşılığı yüksek bir siyasetçidir. Öyle olduğu için, adı cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda favori isimler arasında geçmektedir. 

Üçüncüsü, karar sonrası Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayını bir an önce açıklamasına ilişkin kamuoyundaki beklenti, haklı olarak daha da artmıştır. Zaten aday açıklamakta hayli geciken, bu nedenle de eleştirilen 6’lı masanın liderlerinin kararının, mahkeme kararından etkilenmeyeceğini düşünmek gerçekçi değildir. 

Dördüncüsü, İYİ Parti genel başkanının, cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda, CHP genel başkanının adaylığına sıcak bakmadığı, bu tutumunu hem doğrudan hem partisindeki yöneticiler aracılığıyla, CHP’li Ankara ve İstanbul anakent belediye başkanlarının adını öne çıkararak kamuoyuna yansıttığı bilinmektedir. Mahkeme kararı sonrasında, hızla İstanbul’a gelmesi, İmamoğlu’na desteğini çok güçlü biçimde vermesi, İmamoğlu’nun adaylığının, kendi partisinden çok, İYİ Parti tarafından desteklendiği yönündeki kanaati daha da pekiştirmiştir. 

6’LI MASANIN İŞİ ZORLAŞTI 

Beşincisi, kararın ardından CHP içinde, genel başkanı aday yapmak isteyenlerle İmamoğlu’nun adaylığını destekleyenler arasındaki rekabet keskinleşecektir. CHP’nin yönetimi, TBMM grubu, örgütü ve tabanındaki bu tartışma daha da derinleşecektir. Bunun iktidar partisince memnuniyetle karşılanması kaçınılmazdır. 

Altıncısı karar; dış dünyada da yankılanmış, Türkiye’ye, bağımsız yargıya, hukuk devletine, özgürlüklere ilişkin endişeler Batı’da sıkça dillendirilmiştir. Bu açıklamalar, özellikle ABD’nin tutumu, Türkiye’de ana akım siyasetin, iktidarı ve muhalefetiyle ABD’ye ayarlı, ABD’yle uyumlu yapısal özellikleri dikkate alındığında siyasetçiler açısından şüphesiz önemlidir. Çünkü ABD emperyalizminin Türkiye’nin siyaseti, bürokrasisi, ordusu, ekonomisi, akademisi üzerinde etkisi güçlüdür ve ABD’ye bakarak tavır belirleyen geniş bir cephe vardır, sağda ve solda. 

Yedincisi, Türk siyasal yaşamında mağduriyet, siyasetçilerin lehine işler. Yakın geçmişte bu durumun en yakın, en somut örneği, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 27 Mart 1994 yerel seçimlerindeki başarısının ardından yaşadıklarıdır. Aldığı siyasi yasak, 3 Kasım 2002 genel seçimlerinin ardından, Deniz Baykal liderliğindeki CHP’nin katkısıyla kaldırılan Erdoğan’ın yerinde bu kez İmamoğlu’nun olduğunu düşünen, mahkeme kararının İmamoğlu’nun siyasi açıdan önünü daha fazla açtığına inanan çok sayıda yurttaş vardır. 

Sonuçta mahkeme kararı, siyaseti doğrudan ve sert biçimde etkilemiştir. Türkiye, bu konuyu daha uzun süre konuşacaktır.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları