Muhalefetin Dev Aynası

27 Ağustos 2022 Cumartesi

Muhalefet cephesinde bir hareketlenme olduğu kuşku götürmez.

İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu’nun, Cumhurbaşkanlığı adaylığı için sahada en çok Mansur Yavaş’ın adının duyulduğunu söylemesi örneğin...

Kavuncu’nun, İYİ Parti lideri Meral Akşener’den habersiz bu tür bir çıkış yapamayacağı dikkate alındığında, bir önceki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Abdullah Gül’ü aday belirlemek isteyen CHP’ye karşı İYİ Parti’nin gösterdiği tepkiye benzer bir girişim olduğuna kesin gözüyle bakmak gerek.

Diğer yanda, Ümit Özdağ’ın Zafer Partisi’nin yeni bir ittifak çatısı olmaya yönelik hazırlıkları da göz ardı edilmemeli. Ümit Özdağ, oluşturacağı ittifakla, ittifaklar arasında kilit olma arayışı içinde gibi.

Özdağ’ın hazırlığına, Sedat Peker’in, Cem Uzan’ın geçmişte denediğine benzer bir siyasi harekete girişeceğine ilişkin söylentileri de eklemek gerek.

Ayrıca, muhalefet kanadına iki ayrı ittifak daha katıldı. Sosyalist, komünist parti ve hareketlerden oluşan Sosyalist Güç Birliği ile HDP’nin başını çektiği ortaklaşma...

Bu ittifakların da seçime doğru ittifaklar arası pazarlıklarda öne çıkacaklarından kuşku duyulmamalı.

Seçime bir yıldan az bir zaman kaldı. Görevi gereği Anadolu’yu çok gezen ve çeşitli kesimlerle bir araya gelen bir demokratik kitle örgütü yöneticisi, gözleme dayanan beklentisini şöyle aktardı bize:

“Seçimlerde AKP Meclis’te gerekli çoğunluğu bulamaz ama Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden cumhurbaşkanı seçilmesi olasılığı çok yüksek.”

Demek ki işler çantada keklik değil. Muhalefet dev aynasına bakmadan; seçime ciddi, gerçekçi, seçmenin nabzını ölçen bir hazırlık ile girmezse eğer, “güçlendirilmiş Saraycı sistem” ya da başka bir ifadeyle “halife sultanlık” başımıza çökecek.

RENDE SARAYI

Muhalif basın ve yayın organlarını baskılamak ve cezalandırmakla görevli Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın Ankara’daki binasına girenler, itibardan tasarruf edilmeme tutkusunun nereye vardığına tanık oluyorlar.

Bina casusluk cemaatinden devralınmış. FETÖ yurt için yapmış, kullanmak Fahrettin Altun’a nasip olmuş...

Binadan içeri girenler, küçük bir Saraycık ile karşılaşıyor. Otomatik kapılardan geçiliyor, üç memurun birden bekleştiği müracaat sizi bekliyor. Yerler mermer, tavanlar avize, bir debdebe, bir gösteriş, bir tantana, bir şaşaa ki sormayın gitsin.

Asansörler bir değil, iki değil, üç değil. Birine yöneliyorsunuz, kapısında bir görevli bekliyor. Oraya doğru yönelince hemen uyarılıyorsunuz, “Burası protokol asansörüdür” diye...

En büyük protokol Fahrettin Bey elbette.

Binaya gazeteciler “rende” adını takmışlar. Gerçekten rendeye benziyor dış görünüşü. Tıpkı işlevi gibi.

Rende Sarayı. (Foto: Necati Savaş)

KURTULUŞ VE BARIŞ

Bir kaşık suda fırtına koparma amacında olanlar, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin, İzmir’in kurtuluşunun 100. yılı afişine takmışlar.

Afişte açık açık “İzmir’in kurtuluşunun 100. yılı kutlu olsun” diye yazmasına karşın “Barışın İkinci Yüzyılı” sözüne takılmışlar.

AKP’nin, Cumhuriyet’in temellerini yıkma hedefi için Avrupa Birliği ile sarmaş dolaş olduğu dönemde, “Çocuklar ve Yetişkinler İçin Tarih Aracılığı Avrupa Yayınları Projesi” kapsamında öğrenciler için yayımlanan “20. Yüzyıl Dünya ve Türkiye Tarihi” kitabında, İzmir’in işgali “Yunan kuvvetlerinin İzmir’e çıkması”, İzmir’in kurtuluşu ise “İzmir’in alınması” diye tanımlanmıştı.

O dönemde, bugünün fırtınacılarından “İzmir’i kim kimden almış? Siz ne diyorsunuz?” diyen çıkmamıştı. Şimdi, öküzün altında buzağı arıyorlar.

30 Ağustos ile 9 Eylül kurtuluştur ve sömürgeciliğin halkları birbirine düşüren saldırganlığına karşı barış sağlanmıştır.

İşte o kadar...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Şamar örnekleri 6 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları