Zerzevatı Afiyetle Yemek

05 Şubat 2022 Cumartesi

Ekrem İmamoğlu’na boşuna yüklenmiyorlar. 

Öyle anlaşılıyor ki sürekli yaptırdıkları bilinen anketlerde Ekrem İmamoğlu, reislerinin önünde çıkıyor. Durup durup İmamoğlu’nu hedef almaları, bu korkudan kaynaklanıyor.

Son saldırı, İmamoğlu’nun İngiliz Büyükelçisi ile yemek yemesi...

Sanırsınız, kendileri sütten çıkmış ak kaşık!

Ocak 2002’ye gidelim... 

Recep Tayyip Erdoğan, yakın çevresi ile ABD’de. Kimlerle konuşuyor?

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu değerleri ve kurucusu Atatürk ile sorunu olan CIA ajanı Graham Fuller ile. Casusluk tarikatının başı Fethullah Gülen’in ABD’de oturma izni almasına kefil olan ABD Ankara Büyükelçisi Morton Abramowitz ile. “Karanlıklar Prensi” olarak bilinen Richard Perle ile. 

Dahası, Ocak 2002’de New York’ta toplanan dünya sömürücülerinin doruğu olarak bilinen Davos toplantısına, yani Dünya Ekonomik Forumu’na Recep Tayyip Erdoğan, Kemal Derviş ve İsmail Cem ile birlikte “yükselen lider adayı” olarak çağrılmıştı. 

 ABD tarafından paraşütle Türkiye’ye tam yetkili Devlet Bakanı yapılan Kemal Derviş, o toplantıdan sonra koalisyon iktidarının büyük ortağı DSP’yi karıştırmış, İsmail Cem de yanına Bülent Ecevit’in manevi evladı gibi olan Hüsamettin Özkan’ı da alarak, DSP’yi bölerek yeni parti kurmuştu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de erken seçim isteyince kurgu tamamlanmış, “yükselen lider” Recep Tayyip Erdoğan ile partisi AKP’ye iktidar yolu açılmıştı.

AKP iktidarında ne olduğunu hep birlikte izledik. Laik-demokratik sosyal hukuk devleti Türkiye Cumhuriyeti tam bağımlı bir Ortadoğu sultanlığına dönüştürüldü. Irak ve Suriye’de Türkiye, başta ABD olmak üzere dünya egemenlerinin bir tür taşeronu durumuna düşürüldü. Özetle, 2002’de alınan “görev” yerine getirildi.

Bütün bu olup biten karşısında içerideki bilisiz çoğunluğa şimdi “yerli ve milli” olma zerzevatı yedirilmektedir.

Onlar da bunu bilerek, isteyerek, afiyetle yemekte; İmamoğlu’nun İngiliz Büyükelçisi’ne ısmarladığı balığa kızmaktadır.

ORDU

Saray’dakinin önümüzdeki seçimleri kazanması için 200 bin kişilik sosyal medya ordusu kurulmuş. 

Madem ordusu var, eline tutuşturduğu bir oyuncakla kandırdığı küçücük çocukları kürsülerde çıkarına niye alet ediyor ki? 

BEN BEN DEVLETİ

Asgari ücretin son belirlenme yöntemi, her alanda olduğu gibi “Ben yaptım oldu” mantığı ile gerçekleşti. 

Prof. Dr. Mesut Gülmez, DİSK’in sitesinde yer alan “Asgari Ücretin ‘Fiilen’ Cumhur Hukukuna Uyarlanması” başlıklı makalesinde, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda ilk kez tanık olunanın “hukuksuzluk” olduğunu belirtiyor ve bu hukuksuzluğun gerekçesini şöyle açıklıyor: 

Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun, geçmiş uygulamalarda bir başka örneği bulunmayan, alışılmadık bir yöntemle ‘kesin karar’ alarak değil, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı aracılığıyla ‘danışsal görüş’ bildirerek yarım yüzyılı aşkın bir süreden beri kullandığı yetkisini, bu kez bir ‘alt sınır belirlemek’le yetinerek Cumhurbaşkanı’na devretmiş olmasının başka bir tanımı olamaz. Yürürlükteki kurallar, ne Komisyon’a ve ne de Cumhurbaşkanı’na böyle bir yetki tanımıştır.”

Anayasa, yasa, yönetmelik, tüzük, kural filan yok artık. Prof. Dr. Gülmez haklı olarak soruyor:

4 bin liranın üzerindeki 253 lira 40 kuruş için miydi tüm bu hukuksuzluklar? Dilerim ki, ilk ve son olur bu yaklaşım!

İlk olmadığını biliyoruz, son da olmayacak... 

Ben ben devletindeyiz çünkü.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Şamar örnekleri 6 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları