Müjdat Gezen

Gençliğim

17 Temmuz 2023 Pazartesi

Kalleş çıktın gençliğim. Beni terk edip gittin ve ben hiç farkında olmadan yaptın bunu. Çaktırmadan. Ben başka şeylerle meşgulken sen araya girdin ve beni yüzüstü bırakıverdin... Ama sana yenilmemeyi aklıma koydum. Bunun için çok çalışıyorum. Yorgunum tamam ama zaten beni yoran sendin.

AŞK

Bu üç harfli sözcüğü tarif edebilen var mı? Ben edemem, söyleyeyim. Yani başlığı öyle koydum diye aşkı tarif edeceğimi sandıysanız sizi yanıltmayayım. Ben aşkın tarifini biliyorum. “Yüce sevgi, sevginin en üst katı” gibi küçük şeyler söyleyebilirim ama aşk öyle büyük bir şey ki küçük sözcüklerle tarif edilmemeli. Bana biri çıkıp tam anlatsa şu işi. Bu yaşıma geldim hâlâ öğrenemedim. Leyla’ya âşık olduğumu biliyorum ama tarif edemiyorum tam anlamıyla. Sözcükler eksik kalıyor. Şiirler yazıyorum ona ama tam anlatamıyorum. Annem bir kere bana demişti ki: “Beni seviyor musun, sevmiyor musun tam anlayamıyorum.” İnsan annesini sevmez mi? Çok severdim annemi. Ama ona da tam anlatamamışım sevgimi. Aşk ise bambaşka bir kavram. Anlatamıyorum. Kelimeler kifayetsiz kalıveriyor. Sizden rica etsem, bana yazılı olarak tarifler misiniz? Aşk nedir? Nâzım bazı dizelerinde anlatmaya çalışmış bunu. Ama devreye Vera girince o da yetersiz kalmış. Güzel bir şey olduğu malum. Aksi halde koca Hollywood Aşk Güzel Şeydir diye film çeker miydi? 

MERAK ET

İnsan, kendini geliştirmekle yükümlüdür. Yaşamayı sanat haline getirmeliyiz. Okumak, araştırmak, merak etmek güzeldir. Özellikle sanatçı, merak etmek zorundadır. Kuşkusuz bu merak denen şey, dedikodu anlamında değildir. Yaşamı, kâinatı, insanı merak etmek konumuz. İnsanın insanların davranışlarını merak etmesi ufuk açar. Büyük felsefeciler buna zaman ayırmışlardır. “Biz büyük felsefeci falan değiliz kardeşim, Allah Allah” mı diyorsunuz? Lucianos, “Ölçülü ol, sınırlara uy” demiş. Yani anlatabiliyor muyum? Ben de aslında anladığımdan değil, mesleğim gereği ilgileniyorum efendim. Yoksa bana ne Montaigne’den, bana ne Niyazi’den. (Niyazi buraya yanlışlıkla girdi.) 

“KÜÇÜKTÜM

İÇİME TİYATRO KAÇTI

BEN DE ONUN İÇİNE KAÇTIM 

SIĞINDIM ONA, SEVDİM

O DA BENİ SEVDİ. 

KORUDU. 

ÖYLE OLDU 

BÖYLECE 

YETMİŞ YIL GEÇTİ.”

UĞUR DÜNDAR’A MEKTUP: 

Sevgili Uğur kardeşim...

Fenerbahçe konusunda üzüntülü zamanlar geçirdiğini biliyorum. Sen güzel Fenerbahçe kulübünde divan başkanlığına seçildiğinde, Ateşböceği Ercan Bostancıoğlu’nun (ki çok eski bir divan kurulu üyesidir) “Eyvah, Uğur şimdi yandı” dediğini sana söylemiştim. Canım kardeşim, sen çok iyi ve saygın bir televizyoncu ve gazetecisin. Senin oralarda işin ne? Hatırlarsın, ben hayatımda bir defa çok sevdiğim Vefa Kulübü’nün yönetiminde bulundum. Üzüntümden deliriyordum. Oysaki küçücük ama iyi bir camianın içindeydik. “Oğlum sen tiyatrocusun, ne işin var böyle futbol işlerinde” demiştim kendime... Uğur, bu işler gerçekten başka meseleler. Ayrıca bir Beşiktaş, bir Galatasaray, bir Trabzonspor taraftarını ve daha nicelerini hiç ilgilendirmiyor. Oysa sen televizyonda program yaptığında, köşende yazı yazdığında, kim hangi takımı tutuyor diye bakmıyorsun. O işler çok genel. Fenerbahçe’nin mali kongresini FB TV’den sonuna kadar izledim. Sen varsın diye. Öyle utandım ki anlatamam. Ben herkesin yaptığı işe saygı duyarım ama neydi o kongre öyle?... Ben Fenerbahçeli olsam sahneye konuşma yapmak için o kıyafetlerle mi çıkarım?... Neyse… Yarım asırdan fazla seninle kardeşliğimiz var. Kimseye tavsiyede bulunmam ve sevmem. Ama bence ver istifanı. 

Gün geliyor, dönüp arkana bakıyorsun ve diyorsun ki: “Yahu ben bu işlere mi üzülmüşüm? Değmezmiş. Hayat o kadar uzun değil.” Böyle diyorsun. Ben eskiden üzüldüğüm işlere, neden o kadar üzüldüğümü, bugünkü gözlüğümle baktığımda çok anlamsız buluyorum. Gönlünü ferah tut. Biz artık yirmili yaşlarda değiliz ve hayat beklemez...

Sevgiyle gözlerinden öpüyorum.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

‘Bizim ev’ 27 Mayıs 2024
Kum fırtınası 20 Mayıs 2024
Sofi 13 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları