Bilginin serbest dolaşımı...

13 Ekim 2022 Perşembe

İktidarın iki yıldır altyapısını hazırladığı “dezenformasyonu önleme” yasası bütün uyarılara karşın genel kurula getirildi. Bu yasanın yürürlüğe girmesiyle birlikte uygulamada çok şey tartışılacak. 

Tartışma iki uçlu olacak:

1- İktidarın işine gelmeyen yayınlara yönelik baskı.

2- İktidarın işine gelen yayınların çoğaltılması için her türlü mecranın kullanılması.

Bu iki uçlu planlama, seçim sürecinde önemli bir sıklet merkezi olacak. Halen radyo ve televizyonlar RTÜK, basılı gazete ve dergiler BİK aracılığıyla baskı altına alınmaya çalışılıyor. Şimdi sosyal medya ve internet de yeni kurulacak olan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu (BTK) yoluyla tam kontrol altına alınmak istenecek.

***

Konuyu daha önce de defalarca işledik. Bu kez daha geniş açıdan bakmaya çalışalım.

Küreselleşme, neyin küreselleşeceğine ilişkin bir kavram. Örneğin sağlık tüm dünyada olabildiğince eşit şekilde küreselleşse ne güzel olur. Sosyalist düşünce emeğin en yüce değer olduğu gerçeğinden yola çıkıp emeğin küreselleşmesini hedefledi. “Dünyanın bütün işçileri birleşin” sözü aslında bir başka küreselleşme önermesiydi. 

20. yüzyılın son çeyreğinde Sovyetler Birliği’nin çökmesi, Doğu Bloku’nun yıkılması ile birlikte yeni bir küreselleşme dalgası öne çıktı:

Paranın küreselleşmesi...

30 yıldır tartışılan “küreselleşme” kavramının başına bu gerçeği koymadan konu sağlıklı ele alınamaz. Bugün paranın dolaşım hakkı sınırsız. Her 100 Amerikan Doları’ndan 70’i ABD dışında. Bir başka deyişle Türkiye’de bir yurttaş 100 dolar aldığında ABD’ye 100 dolar kredi vermiş oluyor. 

İletişim teknolojilerinin gelişimi ile birlikte şu kavram da ortaya çıktı:

Bilginin serbest dolaşımı...

Tıpkı paranın serbest dolaşımı gibi bilginin de isteyen kişi tarafından erişilebilecek bir değer olması söz konusu.

İşte bu durum egemenlerin işine gelmiyor. Çok hızlı yayılan bir bilgi, yerine göre eyleme de dönüşebiliyor. Burada nefret ve şiddet söylemini elbette reddediyoruz. Bunun yanında yalan bilginin yayılmasını da önlemek gerekir. Bunun için zaten mevcut yasalar önemli ölçüde yeterli.

Amaç halkın gerçekleri öğrenmesini engellemek, sadece verilmesi gereken bilgi ile yetinmesini sağlamak. Hedef tek tip bilgi. 

TBMM’deki dezenformasyon yasasının özü bu. 

Amaç yalan ve yanlış bilgiyi engellemekmiş. Geçiniz... İktidar bunu yaparsa ne olacak?

İşte Mersin olayı, İstanbul’daki patlama... İlk verilen “resmi” bilgilerin yanlış olduğu ortaya çıktı.

Ne yapacağız?

Sermayenin küreselleşmesi, kürede selleşmeye neden oldu.

Tek tip bilginin küreselleşmesi de beyinlerde çölleşmeyi amaçlıyor.

***

Yazı aramızda ben iflah olmaz bir iyimserim. Ama bu Polyannacı kör bir iyimserlik değil. Durum ne olursa olsun, mutlaka yapılacak bir şey vardır. Yapılacak bir şey varsa, umut vardır. Umut varsa, enerji ve heyecan vardır. Ve insan heyecanları kadar gençtir. Böyle bir iyimserlik.

İktidar bu yasayı gündeme getirdiğinde bunun sonuçları tartışılırken ister istemez topluma korku da salındı. Daha şimdiden sosyal medya paylaşımlarının çoğalması azaldı. 

Madalyonun bir de öteki yüzü var. Bir örnek:

İktidar enflasyonu açıkladığında yalan bilgi üretmekten ve yaymaktan suç duyurusunda bulunma hakkını kullanmak gerek!

Sözün özü, halk doğru bilgiye ulaşmak isterse, bunu engellemeye çalışmak güneşe kurşun sıkmak olur!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD gezisi iptal gibi! 25 Nisan 2024
ABD ile Hamas gerilimi! 24 Nisan 2024
Istakozgiller! 23 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları