Erdoğan Balkanlar’dan ders almış mıdır?

10 Eylül 2022 Cumartesi

Erdoğan’ın Bosna-Hersek, Sırbistan ve Hırvatistan gezisi olumlu bir havada geçti. Balkanlar’a Türkiye’den kim giderse gitsin, oradaki Türkler tarafından büyük bir kabulle karşılanır. Geçmişteki pek çok gezide bunu biz de yaşadık.

1990’lı yılların başında birbiriyle büyük kavgalar eden üç ülkeye Türkiye’den en üst düzeyde ziyaret olması sonuç olarak iyidir. Türkiye, özellikle 1992-96 arasındaki Bosna-Hersek iç savaşında diplomasiyi, uluslararası hukuku önceleyerek, büyük acılardan sonra barışın gelmesinde önemli rol oynadı. 

O yıllarda bütün bölgeyi kapsayan Balkan Ülkeleri Devlet Başkanları Zirvesi hayal edilmiş ve ilki gerçekleştirilmişti. Karadeniz’den Orta Asya’ya çevremizdeki coğrafyalarda bu tür buluşmalar başlamış, heyecan yaratmıştı. AKP iktidarı bunları ya küçümsedi ya parti politikaları çerçevesinde başka paralellerini kurdu. 

***

Erdoğan, Saraybosna’da Kovaçi Şehitliği’ndeki Bosna-Hersek’in “bilge kral” unvanlı kurucu lideri Aliya İzzetbegoviç’in mezarını ziyaret etti. İzzetbegoviç, altı yıl hapis yattıktan sonra özgürlüğüne kavuştuğunda sevenleri, onun intikam almasını istediler. Bunu kabul etmeyince, her şeye karşın iç barışı inşa etmek için çaba harcayınca taraftarları içinde kırılanlar oldu. İzzetbegoviç’in onlara yanıtı meşhurdur:

“Biz de zalimlerden olursak, zulme karşı savaşmamızın anlamı kalmaz!”

Balkanlar’da soğuk savaşın bitiminin ardından başlayan sıcak iç savaş öylesine büyük acılar getirdi ki... Örneğin 3 milyon insanın yaşadığı Saraybosna’da dört yıl süren iç savaşta 1 milyon insan kenti terk etti, 250 bin kişi yaşamını yitirdi, 50 bin kadın tecavüze uğradı. 1997 yılında Saraybosna’ya gittiğimde şehrin en yeni yapıları mezarlıklardı. Parlayan mezar taşları, taptaze çiçekler, doğum-ölüm tarihlerine bakıldığına yaş ortalaması 20...

Hırvatlarla Boşnaklar, Saraybosna’da Sırplara karşı savaşıyordu, aynı ülkenin Mostar şehrinde ise Sırplarla Boşnaklar Hırvatlara karşıydı.

O yıllarda Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı şu sözü sıklıkla vurgulardı:

“Bir ülkede ayrılıkları öne çıkartırsanız Tito’nun Yugoslavya’sı, ortak paydaları öne çıkartırsanız Atatürk’ün Türkiye’si olursunuz...”

AKP’nin Suriye, Mısır, Libya’da uyguladığı “ülke içinde taraf tutma” politikası o yıllarda Balkanlar’da gündeme gelseydi, olacakları akla getirmek istemiyoruz!

Erdoğan, Saraybosna, Belgrad ve Zagreb’de umarız tarihin nasıl korunduğunu da görmüştür. “Bu dünyadan Osmanlı geçti” sözünü en sık kullanacağınız yerlerin başında Balkanlar gelir. Bursa’da Ulucami’nin 300 metre uzaktan fotoğrafını çekmeniz zordur. Beton kuşatması altındadır. Belgrad’daki Bayraklı Camisi’ni fotoğrafının daha kolay çekebilirsiniz.

***

Erdoğan, Balkan gezisinden sonra önümüzdeki hafta da Özbekistan’a gidecek. Son anda bir değişiklik olmazsa, burada Şanghay İşbirliği Örgütü’nün (ŞİÖ) toplantısına katılacak.Putin’in özel misafiri” statüsündeki Erdoğan, Rus lidere son teşekkürünü Sırbistan’da etti. Sırbistan Cumhurbaşkanı Vucic’le düzenlediği ortak basın toplantısında şöyle dedi:

“Rusya’yı hafife alanlara söylüyorum, yanlış yapıyorsunuz. Rusya hafife alınacak bir ülke değil!”

ŞİÖ nüfus ve coğrafi büyüklük dikkate alındığında dünyanın en büyük bölgesel örgütü. 

Yeri geldikçe vurguluyoruz; Türkiye, dünya ile komşu! Bu nedenle atacağı her adımdan farklı etkilenecek başka bir ülke var. 

Erdoğan, Batı’nın kendisine takındığı tutuma karşı Doğu’da farklı yönler, destekler arıyor havasında. 

Tarihten bugüne baktığımızda halen yurttaşlarımızın gitmek istediği ülkeleri listelediğimizde, ithalat-ihracat dengesinde görürüz ki Türkiye’nin yönü hep Batı’yadır. Ancak, bu öteki coğrafyaları ihmal etmek anlamına gelmemelidir. Öteki coğrafyalarla iyi diyalog Batı’da bizi daha güçlü yapar.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD gezisi iptal gibi! 25 Nisan 2024
ABD ile Hamas gerilimi! 24 Nisan 2024
Istakozgiller! 23 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları