Önceki gün Bahçeli’nin Meclis’te, “Bu işi mayısta bitirelim” sözünün ardından dün de Erdoğan yine Meclis’te konuştu:

“Milletimiz 73 yıl sonra bir kez daha, aynı gün, 6’lı masa diyerek karşımıza çıkan darbe şakşakçılarına, bu kifayetsiz muhterislere ‘yeter’ diyecektir...”

Hemen altını çizelim, bu konuşmanın özü niyetten kopuk... Buram buram çaresizlik kokuyor... 

14 Mayıs’ı seçim tarihi olarak seçerek verilmek istenen mesaj şu olmalı:

1- İktidarı devretmeyi bileceksin.

2- Halkın değişim iradesine saygı göstereceksin.

3- Seçim sistemiyle istediğin gibi oynayıp her şeyi kendine yontmaya kalkmayacaksın.

14 Mayıs’la ilgili söylenebilecek çok şey var ama bize göre ilk 3 madde bu. Demokrasinin temeli olan bu ilkeleri yeniden anımsattığı için Erdoğan’a teşekkür ediyoruz!

***

21 yıllık bir iktidar sürecinden sonra tarihe bakıp oradan bir çıkış üretmeye çalışmak, onu da özünden kopuk kullanmaya kalkmak şöyle de yorumlanabilir:

Demek ki elde bugüne ve geleceğe dair söylenecek bir şey kalmamış. 

Bu gerçeğin altını bir süredir çiziyoruz. 

İktidarın önümüzdeki dönem için başlıca istemi, çabası ve dileği şu:

Ekonominin ikinci plana düşeceği bir gündem yaratmak!

Seçim sürecine girildiği için şu aşamadan sonra yurttaşın gündemine yerleşecek her konunun oya yansıyacak etkisi var. Para musluklarını sonuna kadar açtılar, daha da açacaklar. Ancak bunun “Ekonomi de iyi gidiyor sanki” demeye yetmeyeceği görülüyor. Maaşlara, ücretlere zam yüzde 50-100 arası, temel yaşam giderlerine zam yüzde 100-300 arası. 

Halka, “Kazancına yapılan zamma bak, ötekini boş ver” diyemezsiniz. Deseniz bile halk söylenenden çok yaşadığına bakar. 

Ekonominin ne halde olduğunu görmek için Suudi Arabistan Maliye Bakanı el Cedan’ın dün Davos’ta verdiği demece bakmak yeterli. Şöyle diyor:

“Türkiye, Pakistan ve Mısır gibi ekonomik olarak savunmasız ülkeleri desteklemeye devam edeceğiz. Bu ülkelere istikrar getirmek çok önemli.”

İşte gerçek!

Soru:

Suudi Arabistan bu desteği ne karşılığı verecek?

***

Aslında Erdoğan 14 Mayıs’ı tarihsel bağlamı ile dile getirerek Millet İttifakı’na iyi bir pas verdi. Bunu iyi kullanıp gole çevirmek kendi ellerinde.

14 Mayıs seçimlerinde Demokrat Parti’nin kullandığı, “Yeter, söz milletin” sloganı bugünkü gerçeklerle hâlâ güncelliğini koruyor. 

Önümüzdeki hafta 6’lı masanın çok konuşulacağı günler olacak. 26 Ocak’ta 11. buluşma var, 30 Ocak’ta milletle büyük buluşma var. “Ortak Politika Metni” ve buna bağlı yol haritası açıklanacak. İki bine yakın vaadin kamuoyuna duyurulacağı söyleniyor.

6’lı masaya bir öneri:

İktidara geldiğinizde Türkiye’yi 6’lı masayla yöneteceğiz iddiası yerine yetkin bir kadro ile yöneteceğinizi ilan edip kadroları açıklamaya başlayın. İşte milletin kadrosu deyin. Şahsım yönetimine karşı oluşturulacak seçenek, karşısına yeni şahsımlar çıkararak değil, güçlü kadrolar çıkarak olur!