Olaylar Ve Görüşler

Faiz artışına karşın Türk Lirası neden hâlâ değer kaybediyor? - Prof. Dr. Nur KEYDER

27 Kasım 2023 Pazartesi

Ekonomi önündeki risk ve belirsizliklerin arttığı bir dönemden geçilmekte. Savaş ve jeopolitik gelişmeler, yüksek borç düzeyi, yüksek cari açık, kaliteli dış finansmana erişimde zorluk, petrol fiyatlarında yükselme beklentisi, derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’nin kredi notunu düşürmeleri, güven erozyonunu beslemektedir. Rasyonel ekonomi politikası çerçevesinde yapılan faiz artışlarına rağmen Haziran 2023’ten sonra TL’nin değer kaybetmeye devam etmesi, genelde bu nedenlere bağlanmaktadır. Serbest piyasada dolar kuru 2 Haziran-22 Ekim 2023 arasında 20 TL’den 29 TL’ye yükselmiş, dolar yüzde 45 değer kazanırken TL dolar karşısında yüzde 31 değer kaybetmiştir. Aslında kurdaki bu yükselişi, yapılan müdahaleler ve KKM uygulaması nedeniyle baskı altında tutulan döviz kurunun, son aylarda müdahalenin azalmasıyla “satın alma gücü paritesi” paralelinde gerçek seviyesine doğru yükselmesi şeklinde görmek de mümkün. (satın alma gücü paritesi, ülkeler arasındaki fiyat düzeyi farklılaşmasını ortadan kaldıran para birimi dönüştürme oranıdır. Kabaca iki ülke enflasyon oranı farkı şeklinde de hesaplanabilir.) Bu görüşü rakamları kullanarak irdeleyelim.

RASYONEL EKONOMİ

TÜİK’in enflasyon oranlarının gerçeği yansıtmadığı kanısındayız. Enflasyon Araştırma Grubu ENAG’ın verilerinin daha sağlıklı olduğu düşüncesinden hareketle, “satın alma gücü paritesi”ni ENAG’ın TÜFE enflasyon oranı ve ABD’nin TÜFE enflasyon oranı üzerinden hesapladık. Türkiye’de dolar kuru Mart 2021 sonlarından itibaren 8 TL’nin üzerinde seyretmiştir. Faizlerin düşürülmeye başlaması öncesi dolar kuru 8.53 TL idi. Şayet takip eden dönemde kur müdahalelerle baskı altında tutulmayıp “satın alma gücü paritesi” paralelinde yükselmesine izin verilseydi, dolar kurunun Ekim 2023’te 28 TL civarında olması gerekirdi. 

Rasyonel ekonomi politikasının uygulamaya konduğu Haziran 2023’ten itibaren müdahaleler azalmış, kurun yükselerek dengeyi bulmasına izin verilmiştir. 2023 yıl sonunu 29-30 TL civarında kapatacağını düşünüyoruz. Bunun üzerinde bir artış, TL’ye karşı güven kaybından kaynaklanacaktır. 2024 yılında serbest piyasa koşullarında belirlenen döviz kurunun “satın alma gücü paritesi” paralelinde yükselmesini bekliyoruz. Enflasyon beklentilerinin kırılması sonucu döviz kuru artışları da hız kesecek, KKM’lerden çıkış hızlanacak, TL’ye talep artacaktır. Bu olumlu senaryonun gerçekleşmesi için güven ortamının tesisi/zedelenmemesi, vaat edilen yapısal reformun, özellikle üretim ayağı vurgulanarak hızla hayata geçirilmesi gerekmektedir. Fiyat belirlemede maliyet-kâr marjı-fiyat ilişkisi çoğu kez göz ardı edilmekte, fiyatlar aşırı artırılmaktadır. Bu konuda denetim mekanizması işletilmelidir.

“SATIN ALMA GÜCÜ VE GERÇEKÇİ KUR”UN HESAPLANMASI İLE İLGİLİ NOT:

Türkiye ENAG Enflasyon Oranı (yıllık) 

2021 82.21

2022 137.55

2023 126.18

Toplam 346.54 (Ocak 2021-Ekim 2023 fiyat artışı)

ABD TÜFE Endeksi (1982-1984=100); Ocak 2021’de 261.6, Ekim 2023’te 307.7. Dolayısıyla ABD’de Ocak 2021-Ekim 2023 fiyat artış oranı (307.7-261.6)/261.6 = 0.176 yani yüzde 17.6. 

“Satın alma gücü paritesi” kabaca 346.54-17.6= 328.94 olarak hesaplanmaktadır. (ABD ihracat yaptığımız ülkeleri temsilen kullanılmıştır.)

Bunu faiz indirimlerinin başlaması öncesi 8 civarında seyreden kur (16 Eylül 2021 kuru olan 8.43 TL kullanılmıştır) ile çarparsak (328.94/100)x8.43 =27.72 TL Ekim 2023 için kur tahmini elde edilir.

PROF. DR. NUR KEYDER

EMEKLİ ODTÜ ÖĞRETİM ÜYESİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları