Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
'Mozart Neden Önemli? Gel Sana Bir Anlatayım..'
Bir toplumu “ötekileştirmekten” kurtarmanın en önemli ve belki de en basit aracı müzik. Bunu ağustos ayında Türkiye’ye de gelerek konser veren Venezüella Gençlik Senfoni Orkestrası ile yakından gördük. Gençleri müzikle kucaklayan, yoksulluğun ve suçun dünyasından uzaklaştırarak onları üreten bireyler haline getiren El Sistema, bugün 280 müzik merkezinde 350.000 gence ulaşan, bünyesinde 150’yi aşkın gençlik, 70 çocuk ve 30 senfoni orkestrası barındıran geniş çaplı bir sosyal sistem. 1975’ten bu yana, farklı politik görüşlerden 10 farklı yönetimin desteğini alarak bugünkü hayranlık uyandıran konumuna gelen El Sistema, devlet ve bağışçıların destekleriyle yaşatılıyor. Önümüzdeki beş yıl içinde Venezüella’da bir milyon çocuğa ulaşmayı hedefliyor...
\nPazar günü Viyana’da izlediğim 95 genç insan bana bunları düşündürttü. Yaşları 16 ila 22 arasında değişen genç müzisyenler onlar... Türkiye’nin dört bir yerinden.. Adana’dan, Antalya’dan, Eskişehir, Bursa, İstanbul’dan... Şef Cem Mansur yönetiminde Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestrası’nın çalgıcıları... Pazar günü Viyana’nın tarihi konser salonlarından Wiener Konzerthaus’da son derece başarılı bir konser verdiler. Hem konseri hem de provasını izledim, gençlerle sohbet etme fırsatı buldum. Edirneli bir çocukla, Adanalı bir çocuğun yan yana gelip üstelik Beethoven’ın Mozart’ın kenti Viyana’da çalarken neler paylaştığını görmek heyecan vericiydi. Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestrası ülkenin yozlaşmış eğitim ve kültür sistemi içinde bir vaha gibi. Her yıl konservatuvarlardan başvuran 400’e yakın genç arasından sınavla seçiliyorlar...
\nSabancı Vakfı’nın desteği, Akbank’ın öncü sponsorluğu ve Toplum Gönüllüleri Vakfı çatısı altında çalışmalarını yürütüyor. Şefleri ise Cem Mansur. Sınavda başarılı olan gençler Sabancı Üniversitesi’nde 3 haftalık yoğun bir kamptan sonra Avrupa’da turneye çıkıyorlar. Proje 2008 yılından beri sürüyor. Bu yıl Köln ve Münih ile başladı. Viyana ile sürdü. Orkestra Linz ve Essen konserleri ile turneyi tamamlayarak Türkiye’ye dönecek. Cem Mansur gençlere üst düzey orkestra müzisyenliği bilgisi ve sosyal sorumluluk bilinci verdiklerini söylüyor. Aslında asıl verilmeye çalışılan “siz yapabilirsiniz”i göstermek.
\nGençlik Filarmoni Orkestrası’nın Avusturyalıları bile ayakta alkışlatan konserini izlerken Türkiye’nin eğitim sistemi, kültürsüzlük, yozlaşı yeniden yüreğimi dağlıyor. “Madem yapabiliyoruz... Pırıl pırıl gençleri yetiştirebiliyoruz neden bunu katman katman ülkenin geneline yayamıyoruz? Neden toplumun önemli bir kesimi evrensel değerlerden bu kadar bihaber?” sorusu tekrar tekrar beynimi oyuyor...
\nKonserin ertesi günü Mansur ile kahvaltıda bir araya gelip sohbet ediyoruz. Orkestra Mansur’un çocuğu gibi ama sohbet ilerleyip de Türkiye’deki eğitim sistemine bütünsel olarak yaklaştımızda sorunların büyüklüğü de ortaya çıkıyor. Mansur “Türkiye’de müzisyen olmak 40 yıl önce bugün olduğundan çok daha itibarlıydı. Bugün ana babalar çocuğum çalgıcı mı olacak deyip çocuklarını konservatuvara göndermek istemiyor” diyor. Üstelik bugünün konservatuvarlarının eskiye kıyasla çok daha donanımlı ve çok daha iyi eğitim verdiğinin de altını çizerek.
\nÖğretmeni eğitmek
\nÖyleyse bu tezat niye? Maden iyi bir eğitim var neden istenmiyor? Mansur bunu “YÖK’le birlikte konservatuvarlarda parasız yatılı eğitimin kaldırılmasıyla” açıklıyor. “Eskiden” diyor “Anadolu’nun en ücra köşelerinde bile öğretmenler kulağı olan öğrenciyi bulur, ailesi ile konuşur onu parasız yatılı olarak konservatuvarı olan bir ilde okumaya ikna ederdi...”
\nTabii talep olmamasının başka nedenleri de var. Cem Mansur “Gençlerde ‘profesyonel müzisyen olma’ idealini oluşturamamızın nedenlerinden biri de gençlerin önlerini göremiyor olması. Ciddi bir kadro sorunu var. Bir giren emekli olana kadar orada kalıyor, dolayısıyla gençlere yeterli kadro yok” diyor.
\n“Klasik müziği insan hayatının içine sokmanın aslında zor olmadığını Diyarbakır’da Mardin’de verdiğimiz klasik müzik konserleri ile gördük” diyen Mansur topluma “nasıl olsa onlar anlamaz” diye baktıkça sorunun süreceğini, “Bethoven, Mozart neden önemli? Gel sana bir anlatayım...” demenin zor olmadığını vurguluyarak “Çoksesli müzik aydınlanmanın bir ürünü. Özgürlüğün, insanca yaşamın, insan haklarının, demokrasinin ürünü. Aydınlanma döneminde bu değerler için mücadele verildiği için bu adamlar ortaya çıktı” diyor.
\nTıpkı Fazıl Say, tıpkı Cihat Aşkın gibi Cem Mansur da müziği toplumun damarlarının içine sokmaya çalışan bir sanatçı. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti kapsamında yürüttüğü “Müziğin Dokunduğu Yaşamlar” projesi kapsamında öğrenciler kadar müzik öğretmenlerine dokunmaya ve müzik sohbetleri yaparak onlara müziğin bir toplumdaki en önemli eğitim aracı olduğunu anlatmaya çalıştı. Keza 2005 yılında mimar Mehmet Selim Bakiler tarafından kurulan ve varoş çocuklarını müzikle tanıştıran “Barış için Müzik” oluşumu gibi...
\n\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Çorlu tren faciası davasında 6 yıl sonra karar çıktı!
- Beslenme çantalarının içi boş kaldı...
- Böylesi görülmedi: Tavuk mu horoz mu?
- Özel yeni üye kampanyasını başlattı
- Bugün 23 Nisan! Arşiv görüntüleriyle Meclis'in açılışı..
- Erdal Sağlam'dan ekonomi analizi!
- Belediye başkanı 'sıkıntı olmayan belediyemiz yok' dedi
- Özdağ'dan hükümete Dünya Bankası tepkisi
- Meclis'te gerilim
- Tarım Bakanlığı'nda 'Suriyelilere kadro' iddiası
En Çok Okunan Haberler
- Kepez Belediyesi'nde yeni başkan belli oldu
- Şu pişkinliğe bakar mısınız!
- AKP'li isimden istifa çağrısı!
- Dilan ve Engin Polat çiftinin yargılandığı davada karar
- Öğrenilmesi en zor dili açıkladı
- Milletvekili sayısı artacak
- 'Kapıdan içeri sokmayın'
- Soylu geri mi dönüyor?
- Okyanus kadar derin 4 burç
- Eski çağ heykellerindeki penisler neden bu kadar küçük?