Hızla ortak mücadele cephesi kurulmalı!

29 Mayıs 2024 Çarşamba

Birileri siyasette “yumuşama” ile uğraşadursun, laik ve bilimsel eğitime darbe indiren yeni müfredat, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin tarafından imzalanarak yürürlüğe girdi. 

Çocuklar gelecek yıldan itibaren nelerle karşılaşacak?

Okul dışı etkinlikler kapsamında adına “sivil toplum kuruluşu” denen oysa gerçekte laiklik karşıtı ve biat kültürünün simgesi olan tarikatlara ve cemaatlere bağlı oluşumlara ziyarete götürülebilecek, bu gerici yapılanmalarla ortaklaşa kermes, özel gün ve festivaller düzenlenebilecek.

Dilbilgisi konularının birçoğu müfredattan çıkarıldığından Türkçeleri daha da bozulacak.

İntegral tamamen kaldırıldığından analitik düşünme ve sorun çözme yetileri azalacak.

Öğrencilerin canlıları gözlem yoluyla sınıflandırılmasını sağlayan “Canlıları tanıyalım” ünitesi de çıkarıldığından çevrelerindeki dünyaya daha duyarsız olacaklar.

Biyoçeşitlilik, nesli tükenen canlılar, insan ve çevre ilişkisi üzerine ikili etkileşim ve yıkıcı doğa olaylarının konu edildiği “İnsan ve çevre” ünitesi kaldırıldığından çevre konusundaki bilinçleri gelişmeyecek.

ÜÇ DEVRİM YASASININ 100. YILINDA GERİCİ BİR MEYDAN OKUMA

“Sadeleştirme” adı altında yapılan düzenlemelerle metinden laiklik silinip din vurgusu artırıldığından; soyut kavramlara yönelerek dini nitelikli ifadeler ağırlık kazandığından daha fazla dinselleştirilmiş bir eğitime maruz kalacaklar.

Köy Enstitülerine yer verilmediğinden kendi özgün eğitim devrimimizin en önemli taşlarından birini bilmeyecekler. 

Mustafa Kemal Atatürk’ün işgal altındaki Anadolu’da mücadeleyi başlatması, Şeyhülislam Dürrizade Abdullah’ın Mustafa Kemal ve arkadaşları için ölüm fetvası yayımlaması, İngiliz taraftarı Padişah Vahdettin’in Divanı Harp tarafından Mustafa Kemal ve bazı arkadaşları hakkında verilen idam fermanını onaylaması ve Kuvayı Milliye’ye karşı “Hilafet Ordusu” denilen Kuvayı İnzibatiye’yi kurması gibi tarihi olaylardan söz edilmediği için Türkiye Cumhuriyeti’nin nasıl zorlu bir mücadele ile kurulduğunu bilmeyecekler. 

Cumhuriyetin laiklik ilkesinin eğitimdeki temelini atan “Üç Devrim Yasası”ndan biri olan Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun (Öğretim Birliği Yasası) 100. yılında bu darbeler yapılırken laik ve bilimsel eğitim geri plana itilip, bütün ders kitaplarında “milli ve manevi değerler” merkeze alındığından KARŞIDEVRİM TARİKATINA MÜRİT YARATMA süreci hızlandırılmış olacak.

LAİK EĞİTİME BU DARBE KARŞISINDA NE YAPILACAK?

Durum bu kadar vahimken toplumda buna karşı yeterli tepki örgütlenemedi. CHP, 18 Mayıs’ta yaptığı eğitim mitinginde bu gelişmeleri de gündeme getirdi ama toplumda iktidarın bu adımı atmasını engelleyecek bir karşılık ortaya koyulamadı. 

Eğitimcilerin “Fikrimiz alınmadı” diyerek tepki gösterince Bakan Tekin, “Bunlara aldırmadan, bu tür eleştirilere çok fazla prim vermeden yolumuza devam etmemiz lazım ki 1987’de Turgut Özal’ın, 1970’li yıllarda Erbakan Hoca’nın ve 1940’lı yıllarda Nuri Demirağ’ın hayali hayata geçebilsin” yanıtını verdi.

Eğitim-Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, siyasi partiler ve demokratik toplum örgütleri ile bir araya gelerek bir eylem planı oluşturduklarını, gerekirse “Çocuklarımızı okula göndermeyeceğiz” kampanyası başlatacaklarını açıkladı. 

Müfredatların eğitimin anayasası olduğunu söyleyen Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay ise konuyu anayasa ve Milli Eğitim Kanunu çerçevesinde inceleyerek laik, çağdaş, kamusal ve bilimsel eğitime aykırı ifadeleri ve içerikleri yargıya taşıyacaklarını söyledi. 

Müfredata karşı homurdanmalar ülkenin her yerinden net olarak duyulan tek bir gür sese dönüştürülmezse siyasal İslamcılar, hayallerini hayata geçirmek konusunda dev bir adım daha atmış olacak. Bu gerici kalkışma karşısında hızla büyük bir ortak mücadele cephesi kurulmak zorunda!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları