Liberal ve siyasal İslamcı ittifak, CHP’yi tebrik kuyruğunda!

07 Ekim 2022 Cuma

CHP yönetimi, laikliği göz ardı eden siyaset yaklaşımını 2020’nin başından itibaren belirgin bir şekilde uygulamaya soktu. Kılıçdaroğlu, T24’ün liberal yazarları ile yediği yemek sırasında, “Cümleye laiklik ile başladığınızda dinleme tak diye kesiliyor’ gibi görüşler de var” dediğinde, bu rotaya gireceğinin işaretlerini vermişti. 

Ancak bu siyaset, tepkiye yol açmasın diye araya “Laiklik elbette Cumhuriyetimizin ve CHP’nin temel değerlerinden birisi” şeklinde cümleler de sıkıştırarak kendince denge kurmaya çalıştı. 

Sağa yanaşıp Millet İttifakı’nı kurması, aralarında laiklerin de bulunduğu birçok kesimin bu siyaseti bir “taktik” olarak görüp sessiz kalmasına yol açtı. 

Altılı masa, muhalafeti öylesine baskı altına aldı ki Ayasofya Erdoğan’ın imzasıyla camiye çevrilirken Kılıçdaroğlu, “Erdoğan hemen kararnameyi imzalasın, CHP itiraz eder mi diye düşünmesin” dedi. 

Erdoğan, “1934’te Ayasofya’yı yanlış bir kararla müzeye çevirdiler” diyerek Atatürk’ü hedef alırken Kılıçdaroğlu, Ayasofya’nın insanlığın ortak kültür mirası bir sanat eseri olarak korunması için müze haline getirildiğini savunmadı.

DİNCİ ATAKLARA GEÇİT VEREN HELALLEŞME

Ankara Adliyesi’nde Kuran kursu açıldığında Kılıçdaroğlu’ndan ses çıkmadı; yargıda ayrımcılığı körükleyen Kuran kursu planının, laik devlete tehdit olduğunu söylemedi. 

Medrese sistemini hortlatan Diyanet Akademisi yasası, TBMM’den sıfır ret oyuyla geçerken Kılıçdaroğlu yine sustu; hatta partisinin 22 milletvekili kendisinin bilgisi dahilinde bu yasaya kabul oyu verdi.

CHP İstanbul Milletvekili avukat Turan Aydoğan, 1925 tarihli tekke ve zaviyeleri kaldıran devrim kanunu için “kadük oldu” dediğinde Kılıçdaroğlu’ndan çıt çıkmadı.

İki ay kadar önce bir televizyon kanalında, “İmam hatipler sadece sizin okulunuz mu? Hepimizin okulu” diyerek AKP’ye seslendi. İmamlık mesleğini kadınlar yapamadığı halde, var olan camilerde ihtiyaç olanın kat kat fazlası imam yetiştirecek imam hatip okulu açıldığı halde bu okulları savundu. Eğitimde birliği ve bütünlüğü yok ederek laik ve bilimsel eğitim sistemini çökerten imam hatip okullarını sahiplendi.

Son olarak da zaten kamuda her yere yayılmış olan “başörtüsüne” yasal teminat verilmesi için yasa teklifi verip türban tartışmasını alevlendirdi ve Erdoğan’a yarayacak inanılmaz bir pas attı. Erdoğan’ın manevra yaparak yasa teklifi yerine anayasa değişikliğini önermesiyle de laik devlet ilkesini tehlikeye atacak bir sürecin yolunu Kılıçdaroğlu açtı!

AKP SİYASETİNİ “DİNCİ KEMALİZM” OLARAK GÖREN YARDIMCI

Kılıçdaroğlu bu tarihi hatayı yaparken kimlere danışıyor bilemem ama kendisinin Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yüksel Taşkın, AKP’yi “Siyasete bakış tarzı olarak dinci Kemalizm” olarak tanımlayan, çözüm sürecini savunan eski bir Taraf yazarı. Ergenekon, Balyoz ve Askeri Casusluk gibi FETÖ kumpaslarında tetikçilik görevi üstlenen Taraf hakkında “Baskılara rağmen gazeteyi çıkarmaya gayret edenlere saygı duyuyorum” diyen bir profesör. 

Kılıçdaroğlu’nun listesinden parti meclisine sokulup milletvekilliğine aday gösterilmiş, seçilemeyince yine Kılıçdaroğlu tarafından MYK’ye alınmış ve genel başkan yardımcılığı görevine getirilmiş...

Acaba CHP yönetiminde birileri, AKP’yi liberaller gibi “dinci Kemalist” olarak gördüğü için, helalleşme siyaseti gereğince onunla da türban üzerinden kucaklaşmaya mı çalışıyor? Yaptıkları hata öyle bir aymazlık ki ancak böyle absürt bir yaklaşımla yorumlanabilir.

Kılıçdaroğlu’nun laik Cumhuriyetin kuruluş felsefesine aykırı türban çıkışı için “ikinci Ekmeleddin vakası” diyenler var. Ondan daha vahim olduğunu yaşayarak göreceğiz. 

Alkış tutanların bazılarının adını verirsem anlaşılır sanırım: Ali Bayramoğlu, Fehmi Koru, Bülent Arınç ve Abdullah Gül’ün de içinde yer aldığı liberal ve siyasal İslamcı ittifak, Kılıçdaroğlu’nu tebrik kuyruğunda!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları