Kaybolan Malezya uçağı için korkunç şüphe

Malezya Havayolları'na ait 239 kişi taşıyan yolcu uçağının radardan aniden kaybolması ve enkazına geride kalan iki gündüz bir gece boyunca ulaşılamaması havacılık tarihinde benzeri görülmeyen durum yarattı.

Yayınlanma: 09.03.2014 - 14:08
Abone Ol google-news

Cuma gününü cumartesiye bağlayan gece Malezya'dan havalanan Boeing 777, iki saat sonra, 10 bin metrenin üzerindeki irtifada, uçuşunun belki de en güvenli olması gereken safhasında seyrediyordu.

Pilotlardan herhangi bir acil durum sinyali alınamadı. Hava koşulları normaldi ve çevresinde çarpışma ihtimali doğuracak herhangi bir hava aracı yoktu.

Ancak, iki dev motoru sayesinde 16 saate varan mesafelere uçma kabiliyeti bulunan, havayollarının gözde modelleri arasında yer alan dev uçak aniden radardan kayboldu.

Yolcu uçaklarının en güvenlilerinden biri olarak kabul edilen Boeing 777’nin Vietnam ve Malezya arasında denize düştüğüne kesin gözüyle bakılıyor.

Havacılık uzmanları, Boeing 777 gibi bir uçağın söz konusu şartlar altında düşmesinin son derece olağan dışı olduğuna işaret ediyor.

ÇALINTI PASAPORTLA YAN YANA

Uçağa çalıntı pasaportla binen iki yolcunun bulunduğunun ortaya çıkması akıllara terör ihtimalini getiriyor. Zira, uçuş listesinde isimleri yer alan İtalyan Lui Maraldi ve Avusturyalı Christian Kozel'in pasaportlarının iki yıl evvel, Tayland'da çalınmış olması terör şüphesini güçlendiriyor. Üstüne üstlük, uçağa çalıntı pasaportla binenlerin yan yana oturduğu kesinleşti.

KABİN PATLAMASI OLABİLİR Mİ

Terör eyleminin dışında, uçağın havada gövde bütünlüğünün birden bozulması ihtimali bulunuyor. Havacılıkta 'kabin patlaması' olarak tabir edilen olay, kabin içi basıncın yarım saniye gibi bir sürede süratle düşmesi neticesinde meydana geliyor. Uçaktaki patlamayı ani büzülme ve parçalanma takip edebiliyor. Metal yorgunluğunun yanı sıra, ciddi bakım ihmal ve hataları söz konusu duruma yol açabiliyor.

KARA KUTU TARTIŞMALARI

Uçağın nasıl düştüğü gizemini korurken, aradan geçen iki gündüz bir gece boyunca enkaza ulaşılamamış olması kara kutu tartışmalarını alevlendireceğe benziyor. Olağan şartlarda sinyal göndermesi gereken kara kutunun bu fonksiyonunu her zaman yerine getirememesi nedeniyle, havacılıkta eşzamanlı uydu takip sistemlerinin kullanılması bir süredir gündemde.

HANGİ ÜLKE SÖZ SAHİBİ

Gizemli biçimde düşen uçak bir başka tartışmayı da beraberinde getirdi. Enkazın yerinin kesinleşmemesi, bölge ülkeleri arasında kimin söz ve yetki sahibi olması gerektiği konusunda muğlaklık yaratıyor. Uçağın kaybolmasından bu yana Güney Çin Denizi’nde altı ülke müşterek çalışıyor. Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü kurallarına göre, enkaz hangi ülkenin egemenlik alanındaysa, o ülke arama, kurtarma ve soruşturma gibi yetkilere sahip.

KOORDİNASYON SORUNU

Oysa, enkaza uzun süredir ulaşılamamış olması özellikle Vietnam ve Malezya arasında sık sık koordinasyonsuzluğa, hatta çatışmaya yol açıyor. Uçakta 154 yolcusu bulunan Çin'in bölgeye savaş gemileri dahil 20'nin üstünde deniz aracı göndermesi koordinasyon sorununu ağırlaştırıyor. ABD donanmasına ait bir destroyer de bölgeye ulaşmak üzere.

ENFORMASYON ÇAĞINDA BİLGİ NOKSANLIĞI

Kayıp uçakla birlikte enformasyon çağında bilgi noksanlığı sorunu da tüm çıplaklığıyla ortaya çıktı. Saatler geçtikte farklı ülkelerin farklı birimlerinden yapılan açıklamaların teyidi probleme dönüşürken, kriz yönetimi internet çağının hızının çok gerisinde kaldı. Yaklaşık 100 kadar yolcu yakını, imzaladıkları bildiriyle Malezya Havayolları'nı 'bilgi saklamakla' suçladı.

ABD SESSİZCE DEVREDE

Ülkesindeki hava kazalarında şeffaflığı öne çıkaran ABD ise, soruşturmaya dahil olmasına rağmen kamuoyuyla bilgi paylaşamıyor ve ilgili ülkeye destekle yetiniyor. Uçağın üreticisi olan Boeing firmasının yanı sıra, Federal Soruşturma Bürosu (FBI) ve Ulusal Ulaşım Güvenliği Kurulu (NTSB) soruşturmaya dahil olmuş durumda.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler