Beton ekonomisi

AKP seçim çalışmalarında verimli üretimi vaat etse de son 13 yıllık iktidarında imalat ve tarımın GSYH’deki payı azalırken inşaat ve gayrimenkul tarımı üçe katladı.

Yayınlanma: 24.10.2015 - 23:21
Abone Ol google-news

Piyasaların en güven güvendiği isim Ali Babacan başta olmak üzere AKP yetkilileri, büyümenin sağlıklı bir yapıya dönüştürülmesi için adım atacaklarını ifade ederken, veriler büyümedeki çarpık yapının mimarının 13 yıl boyunca yürüttüğü politikalarla AKP’nin kendisi olduğunu gösteriyor.

AKP’nin seçim beyannamesine göre, yurtiçi tasarrufların artırılması ve daha üretken alanlara yönlendirilmesi, özel sektör yatırımlarının artırılması yoluyla imalat sanayinin gayrisafi yurtiçi hasıla (GSYH) içindeki payının yükseltilmesi ve iş gücü verimliliğinin geliştirilmesi suretiyle istikrarlı büyüme devam ettirilecek.

 

Yolun sonuna gelindi

Ancak AKP iktidarlarında GSYH’nin yüksek oranda arttığı dönemler de dahil imalat sanayii ve tarımın payı düşerken, büyümenin asıl kaynağı inşaat ve inşaatın alt sektörleri oldu.

Türkiye 2004 yılında yüzde 9.4 ile rekor büyümeyi yaşamış, bu da AKP’nin karnesine bir başarı olarak yansımıştı. Bunun yanında aynı yıl inşaat sektörü, yüzde 14.1 ile toplam GSYH’nin oldukça üzerinde büyüdü. Yine aynı şekilde Türkiye 2010 yılında yüzde 8.9 büyürken, inşaat sektörü 17.1, 2011’de yüzde 8.8 büyürken, inşaat yüzde 11.5 büyüdü. Bu yılın ilk yarısında ise yüzde inşaat sektörü cari fiyatlarla yüzde 5.4 büyürken, sabit fiyatlarla yüzde 0.3 daraldı. Bu da bu yapının sonuna gelindiğine işaret ediyor.

İnşaat sektörünün GSYH içindeki payı 2002 yılında yüzde 4.2 iken, 2007’de bu oran yüzde 5’e kadar çıktı. 2010’daki gerilemenin ardından yine yükselişe geçen inşaat 2015’in ilk yarısında GSYH’den yüzde 4.6 pay aldı.

Gayrisafi yurt içi hasıla içinde sanayinin payı 2002 yılında yüzde 25.2 idi, 1997, 98’lerde bu oran yüzde 26 civarındaydı. Sanayinin payı 2013 sonu itibarıyla yüzde 23.6’ya geriledi. Bu yılın ilk yarısında ise payı yüzde 24.5 oldu. Sanayinin alt kalemi olan imalat sanayinin payı 2002 yılında yüzde 17.6’daydı, 2013’te yüzde 15.3’e düştü. Yılın ilk yarısında ise yüzde 16.5 pay sahibi oldu. Yani henüz 2002 seviyesine ulaşamadık.

 

Tarım yarıya indi

Tarımda tablo daha vahim. Tarımın GSYH’den aldığı pay yarı yarıya azaldı. 2002 yılında tarımın katkısı yüzde 10.3 iken, 2014 sonunda yüzde 7.1, bu yılın ilk yarısında da yüzde 5.1’e düştü. Diğer yandan inşaatın payına gayrimenkul faaliyetleri de eklendiğinde oran yılın ilk çeyreğinde yüzde 14.8’i buluyor. Tarımı neredeyse üçe katlayan bu oran imalat sanayii payına da yaklaşıyor.

İnşaat sektörü çok üretken bir sektör değil. Türkiye dış fonlamaları bugüne kadar üretim ve sanayiye kullanmadı. İnşaatta krediye dayalı bir büyüme yaşandı. Bu nedenle ABD Merkez Bankası Fed’in faiz kararı Türkiye için kritik önemde. Türkiye sermaye kaçışı riskiyle karşı karşıya iken, kredi derecelendirme kuruluşlarından da kırılganlık uyarıları sürüyor. Fed’in para politikası toplantısı haftaya 28 Ekim’de sonuçlanacak. Bankanın faiz artırımı tarihiyle ilgili vereceği sinyaller yakından takip edilecek. Öte yandan siyasi gelişmeler de piyasaların gündeminde olacak.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler