Cihat'ın finansörü

Amerika’da yerleşik Demokrasileri Koruma Vakfı tarafından yayınlanan raporda Türkiye uluslararası terörü finanse etmekle suçlandı.

Yayınlanma: 01.03.2014 - 22:07
Abone Ol google-news

Washington merkezli Demokrasileri Koruma Vakfı’nın (Foundation of Defense for Democracies-FDD) 21 Şubat Cuma günü yayımladığı “Türkiye’de Terörizmin Finansmanı-Giderek Artan Bir Endişe” adlı rapora göre Türkiye büyük terör gruplarının finansmanında anahtar rol oynuyor. Ülke, küresel terörizmin finansmanı ve yasa dışı faaliyetlerin aktarım merkezi durumunda.

ABD Hazinesi eski çalışanlarından olan söz konusu vakfın Başkan Yardımcısı Jonathan Schanzer imzalı raporda Türkiye’nin teröre destek faaliyetleri 8 ayrı başlıkta toplanıyor. Bunlar; İran ile altın-gaz alışverişi, Suriye’deki cihatçılar, Yasin el Kadı, Saleh al Aruri, Hamas bağlantıları, İnsani Yardım Vakfı (İHH) ve Çin ile yapılan savunma füzesi anlaşması.

Raporda Türkiye’nin terör gruplarını desteklediği şu örneklerle ifade ediliyor:

* FATF şubat 2014’te Paris’te toplandığında toplantıdan birkaç gün önce Türkiye’nin kara listeye gireceği endişeleriyle TL zayıflamış ve borsalar düşmüştü. Bunun bir nedeni de 17 Aralık 2013’te patlak veren yolsuzluk skandalıydı. Sonuç olarak bu skandal FATF’nin kararını etkilemedi. Türkiye gri listede kalmayı sürdürdü.

 

İran rejimine 13 milyar dolar

* Ancak FATF raporunda Suriye’deki sivil savaşla beraber Türkiye’nin doğu sınırında El Kaide’yi de içeren tehlikeli Cihatçı gruplara silah ve para akışına kayıtsız kaldığı belirtildi.

* Ankara bir yandan Suriye Devlet Başkanı Esad’ın zayıflaması için mücadele ederken diğer yandan bir NATO üyesi olmasına ve nükleer programı nedeniyle İran’a yaptırımlara rağmen altın karşılığı gaz ticareti adı altında İran Rejimine 13 milyar dolar kazandırdı.

* 2000’den fazla İran menşeili şirket Türkiye’de kayıtlı.

* Halkbank’ın İran rejimine yardım ettiği konusunda hala soru işaretleri bulunuyor. Üstelik Halkbank, üçüncü kişilere sattığı ürünlerin ödemelerini tahsil edebilmek için İran’ın çalıştığı bankalardan sadece biri. Bu Şubat 2012 tarihli Wall Street Journal haberinde de ifade ediliyor.

* Türkiye ayrıca İran bankası Bank Mellat’ın Türkiye’de faaliyet göstermesine izin veriyor. AB ve ABD bu bankaya yaptırım uyguluyor. Diğer İran bankaları da Türkiye’de faaliyet izni alabilmek için başvuru yapmaya devam ediyor.

 

17 Aralık tanık sandalyesinde

* Türkiye’deki seçkin siyasi çevrelerin İran ile ilişkilerinin boyutunu 17 Aralık 2013 büyük yolsuzluk operasyonu da ortaya koyuyor. Örneğin iş adamı İran Azerisi Reza Zarrab’ın büyük kısmı İran’dan olmak üzere 87 milyar Avro’yu bulan para transferi söz konusu. Zerrab son 1-1.5 yılda neredeyse 1 metrik ton altını her gün İran’a taşımış. Bu 28 milyar dolar gibi bir rakamı ifade ediyor. Zerrab’ın bunun karşılığında bakanlara ve bakan ailelerine milyonlarca dolarlık nakit ve hediye verdiği iddia ediliyor.

* İranlı milyarder Babak Zanjani başka bir figür. Zanjani’nin yönettiği Sorinet Grup Türkiye’de faaliyet gösteriyor.

* Mart 2011’de Suriye’de sivil savaş başladığından beri Türkiye hükümeti muhalifleri destekliyor. Türkiye’nin 2013’ün altı ayında Esad karşıtlarına 47 ton silah yolladığı ifade ediliyor.

* Hamas’ın önde gelen liderlerinden Saleh al Aruri de Türkiye hükümetinin desteklediği isimlerden biri. İsrail Gizli Servisi’ne göre Aruri dışardaki faaliyetlerini Türkiye üzerinden yürütüyor. Aruri, Türkiye toprakları üzerinde finansal kaynak sağlayıp bunu terör gruplarına aktarıyor. Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Ekim 2013’te Hamas Siyasi Büro Şefi Halid Meşal ile görüşmesine de katılması, Aruri’nin Türkiye’deki varlığının ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor.

* Hamas, Türkiye’de bir terör grubu olarak adlandırılmıyor. Türkiye Gazze’deki Hamas yönetimine finansal ve metaryel destek sağlıyor. Hastane okul, cami ve yiyecek tedarikinde bulunuyor.

* İnsani Yardım Vakfı’nın (İHH) el Kaide’ye destek sağladığı iddia ediliyor.

 

Amerika’nın Sesi’ne yorumlar

Schanzer’in kaleme aldığı FDD raporu ve daha sonra Türkiye Büyükelçiliği temsilcisinin de katıldığı rapor üzerine yapılan tartışmalı bir toplantıya ilişkin değerlendirmeler “Amerika’nın Sesi” tarafından dün servise kondu. Yayınlanan habere göre raporun Şubat ayı ortasında Paris’te yapılan ve Türkiye’yi “gri liste”de bırakan FATF toplantısından hemen sonra yayınlanması dikkat çekiyor. FATF toplantısında Türkiye’nin kara listeye girmekten “kıl payı kurtulduğunu” iddia eden raporun yazarı Schanzer’in, “Ankara’nın kara para aklama ve terörle mücadele çabalarını samimi bulmadığı” belirtiliyor.

Schanzer, ABD Maliye Bakanlığı’nın elinde bu suçlamaları destekleyecek çok sayıda bilgi bulunduğunu ve bunların kamuoyuyla paylaşılması gerektiğini de savundu.

Toplantıyı Washington’daki Türk Büyükelçiliği adına izleyen Can Oğuz da Türkiye’nin el Kaide terörizminin hedefi olduğunu ve rapordaki iddiaların kabul edilemeyeceğini söylüyor. Toplantıyı izleyen bazı uzmanlar da raporu Türkiye’ye yönelik “ağır ifadeler” kullandığı için eleştiriyor. İzleyiciler arasında bulunan Türkiye uzmanı Alan Makovski de raporu “Türkiye gibi bir müttefik hakkında sunulan bir iddianame” diye yorumladı.

 

FDD nedir?

FDD, 11 Eylül 2001 saldırılarından sonra özgür ulusların terörizme karşı kendilerini savunmalarına yardımcı olmak amacıyla kuruldu. Ulusal güvenlik ve dış politika üzerine çalışan vakıf, terörle mücadele ve demokrasilerin geliştirilmesi için raporlar hazırlıyor.

Türkiye ile ilgili raporu yazan Dr. Jonathan Schanzer, daha önce ABD Hazinesi’nin İstihbarat ve Analiz Dairesi’nde terörle mücadele analisti olarak çalışıyordu. Schanzer, meslek hayatına Ortadoğu Forumu’nda araştırmacı olarak başlamış. Washington Enstütüsü’nde de Yakın Doğu uzmanı olarak çalışan Schanzer’in Hamas, el Kaide, Taliban ve Müslüman Kardeşler hakkında yayımlanmış araştırmaları bulunuyor.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler