Zor seçim

Umut, dayanışma, inanç, irade, onur temalarını yetkinlikle anlatan, Marion Cotillard’a Avrupa Film Akademisi en iyi kadın oyuncu ödülünü getiren “İki Gün, Bir Gece”, gerçek mekânlarda geçiyor, plan sekanslardan oluşuyor.

Yayınlanma: 19.12.2014 - 19:52
Abone Ol google-news

Solwal güneş panelleri şirketinde çalışan işçi Sandra Bya(Marion Cotillard)
depresyona girince işinden bir süre uzaklaşmak zorunda kalır. Asyalı bir başka
şirketle rekabet içinde olan Solwal’ın patronu çalışanlarını güç bir seçime zorlar:
Bin avro tutarındaki yıllık primleri ya da Sandra’nın işten çıkarılması.
Bu haberi Cuma günü öğrenen Sandra sarsılır, işteki arkadaşlarının tümünü ikna
edebilmek için önünde salt bir hafta sonu vardır. Sandra’yla kocası Manu
(Fabrizio Rongione) taşradaki evlerinin ipoteğini Sandra’nın maaşıyla
karşılıyorlardır. Bu ödemeyi yapamazlarsa yine sosyal konutlara dönmek
zorundadırlar. Sandra acı içindedir, depresyonu için sürekli yatıştırıcı
almaktadır. Eğilip bükülen ama kırılmayan bir kamış gibidir. Günümüzün
şiddet dolu iş dünyasında her işçinin yaşadığı yıkıcı bir şantajdır başına gelen.
Vahşi kapitalizmin heryanı sarmaladığı bu dünyada herşey serbesttir,
günümüzde her koyun kendi bacağından asılır, kimse kimseyi umursamaz.


Sandra işini geri kazanmak için gücünü yitirmeyip savaşmalıdır. Hafta sonu
çıktığı bu sarsıcı içsel yolculukta genç kadın kendisini bir dilenci, iş
arkadaşlarının primlerini çalan bir hırsız gibi duyumsar. Bazen kendini
aşağılanmış hisseder, bazen de onurunu, gururunu hiçe sayar. O adeta
12 Angry Men’deki(12 Öfkeli Adam/1957) Henry Fonda gibidir, onunla aynı
demokratik öfkeyi ve açlığı taşımaktadır. Deux jours, une nuit(İki Gün, Bir Gece/
2014) adlı bu politik ve sosyal dramı, 2 Altın Palmiye ödüllü Jean–Pierre ve Luc
Dardenne, yalın, gerçekçi, düşündürücü bir anlatımla sergilerler. Sandra’nın
çarmıha gerilişini, yaşamda kalma çabasını, aşağılanmanın değişik boyutlarını,
yeniden dirilişini izleriz.

İşçi sınıfından gelen yoksul karakterleri varoluşlarının acılarıyla, zorluklarıyla
yüzleştiren Dardenne Kardeşler, herşey umutsuz ve karanlıkken umuttan,
aydınlıktan söz etme yürekliliğini gösterirler. Bu yetkin sosyal gerilim
Dardenne’lerin benzersiz anlatımının, Marion Cotillard’ın yorumunun
bastırılmış gücünde yükselir. Ünlü oyuncularla çalışmayan yönetmenler
bu kuralı Le gamin au vélo’da(Bisikletli Çocuk/2011) Cécile de France’la
çalışarak bozarlar. Akademi ödüllü Cotillard’ı ilk kez De rouille et d’os’un
( Pas ve Kemik/2012) setinde gören Dardenne’ler onun beden dilinin kendi
dünyalarına ait olduğunu anlarlar:”Yüzü, sesi, yürüyüşü. Üçümüz adeta aynı
dili konuşuyorduk” diyen yönetmenler oyuncunun depresyon belirtileri
taşıyan bir beden yansıtmasını istemezler. Cotillard, Belçika aksanıyla
Fransızca konuşmak için Brüksel, Liège, Seraing, Namur’dan katılan
oyuncuların konuşmalarını dinler. Oradan buradan duyduğu ses tonlarıyla
bu hafif aksanı edinerek çevrenin içine karışıverir. Dardenne’lere kesin güven
duyan, onları yüzde yüz hoşnut etmek isteyen Cotillard, Sandra karakteriyle
bütünleşmiş.

İki Gün, Bir Gece, gerçek zamanda, gerçek mekanlarda geçiyor, plan sekanslardan
oluşuyor. Çekimden önce bol prova yapılıyor, tüm oyuncular aynı konumda.
Uluslararası yıldız Marion Cotillard bu düzene hemen uyum sağlamış,
sabahtan akşama sette olmuş, prova yapmış, izlemiş. Sandra karakterinde
Marion iş arkadaşlarını ikna etmeye çalışırken doğrudan doğruya onların
gözlerinin içine bakıyor, başını daima dik kutuyor. Dardenne’ler tüm
karakterlerini doğal anlatıyorlar. “Kiremit duvar kiremit duvardır” diyen
yönetmenler “Sanatın dünyayı kurtarma olasılığı vardır, bu tartışılabilir”
düşüncesindeler. Umut, dayanışma, inanç, irade, onur temalarını yetkinlikle
anlatan, Marion Cotillard’a Avrupa Film Akademisi en iyi kadın oyuncu ödülünü
getiren İki Gün, Bir Gece 26 Aralık’ta gösterimde.
                               


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler