Kapitalizmin yıkıcılığı

İlk filmi The Return’le(Dönüş/2003) Venedik’te Altın Aslan ödülünü, üçüncü uzun metrajı Elena’yla(2001) Cannes’da jüri özel ödülünü alan Andrey Zvyagnitsev, dördüncü filmi Leviathan’la(2014) Cannes’da en iyi senaryo ödülünü(Oleg Negin, A.Zvyagnitsev) aldı, 87. Akademi ödüllerinde ülkesi Rusya’dan en iyi yabancı film dalında aday oldu.

Yayınlanma: 09.01.2015 - 22:47
Abone Ol google-news

ABD’inde kamulaştırmak için toprağından sürülen, bu olaydan sonra bir tanka
binerek kamu binalarını yıkan, ardından intihar eden bir adamın gerçek öyküsü
yönetmeni çok etkiler. Amerika gibi demokratik sayılan bir ülkede kimsenin
önemsemediği bu adamın böylesine şaşırtıcı bir eyleme sürüklenmesini
Zvyagnitsev sıradışı bulur. Bu gerçek olayla birlikte Hz. Eyüp miti ve
Heinrich von Kleist’ın Michael Kohlhaas öyküsünü birleştiren sinemacı
konuyu Rusya’ya aktarır. Senaryosu klasik Rus romanlarının derinliğini,
yoğunluğunu taşır. Özellikle Dostoyevski’nin romanlarındaki gibi çok sayıda
karakter barındırır. Ana kahraman izlenirken aniden başka bir açıya geçilir,
sonra ana karaktere yeniden dönülür. Belediye başkanı, komşular, polis gibi
kişilerin yer aldığı filminde yönetmen öyküyü destansı bir duyguyla yansıtır.
Rusya’nın kuzeyindeki Barents denizinin küçük bir kasabasında araba tamircisi
Nikolay(Aleksei Serebryakov), genç karısı Lilya(Elena Lyadova) ve ilk eşinden
olan oğlu Roma’yla(Sergey Pokhodaev) dingin bir yaşam sürmektedir.
Belediye başkanı Vadim(Roman Madyanov) Nikolay’ın toprağına göz dikince
ailenin dengesi sarsılır. Doğduğundan beri bu kasabada yaşayan Nikolay
toprağını terketmek istemez. Moskova’dan avukat dostu Dimitri’yi(Vladimir
Vdovichenkov) yardıma çağırır. Nikolay sonuna dek toprağını savunmaya
kararlıdır. Nikolay’ın direnişine karşı Vadim gittikçe diretmeye, saldırganlaşmaya
başlar.

Vladimir Putin’in Rusya’sındaki politik yozlaşmayı, adaletsizliği, şiddeti çizen
film metafizik karışımına karşın kara mizah, izlenimci dokunuşlar da içerir.
Vahşi doğayı yansıtan yoğun ormanları, balina iskeletini, liderlerinin portrelerini
kurşunlayan Rusların yazgılarını, değişmez ana yemeğin votka olduğu uzun
yemekleri izleriz. Zvyagnitsev yetkinlikle bir oda tiyatrosunu yönetir gibi
acımasızlığı, anlamsızlığı betimler. Leviathan, kara film, dram türlerini içerir.
Çağdaş Rusya’yı taşıyan ana desteklere, demokrasi yanılsamasına, yozlaşmaya,
dine, alkolizme saldırır. Ona göre alkol tutkusu salt Rusya’ya özgü bir sorun
değildir, eleştirileri demokrasi adı altında süren yönetim biçimlerine yöneliktir.
Dine karşı değildir, din bağnazlarını, adaletsiz sonuçları tapınma diye kullananları,
tinsellikten yana olmayan dini ayinleri eleştirir.

Sistemin, belediye başkanının, kamu görevlilerinin ne denli utanmazlaştığını
açıklıkla gözler önüne serer. Bir yanda uçsuz bucaksız vahşi bir doğa öte
yanda bu saflığı, dokunulmazlığı bozan çıkarcılar, fırsatçılar vardır.
Doğanın güzelliği göz alıcıdır, bu görüntülerin içerisinde tinsel bir varlığın
gücü duyumsanır. Tanrı’nın Nikolay’ın yalvarışını duymamasını yönetmen
şöyle açıklar:”Tanrı, Hz.Eyüp’e tüm aldıklarını geri verir. Kutsal metinlerdeki
herşeyini geri vermek nedir, ölen ölmüş,giden gitmiştir. Bir insan yaşamını,
çevresini oluşturan şeylerden yoksunsa zaten bir hiçtir”.

Rusya’da sanat yapıtlarındaki müstechen  dil yasağı yüzünden filmi sansürlenen
Zvyagnitsev “Oysa konuşmaların özgünlüğü için her sözcük gereklidir”
açıklamasını yapar. Kültür Bakanlığı Leviathan’a gösterim vizesi verir ama
bazı yerel yönetimler filmi yasaklarlar. Demokrasi yanılsaması, din, yozlaşma,
çıkarcılık, yabancılaşma temalarını etkileyici bir anlatımla irdeleyen Leviathan
16 Ocak’ta gösterimde.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler