Savaş oyunları

The Bourne Identity, Mr and Mrs Smith, Edge of Tomorrow gibi yüksek bütçeli filmlerin ardından Doug Liman, düşük bütçeli psikolojik gerilimi TheWall’da ( Duvar/ 2017) iki Amerikalı askerin yaşamda kalma savaşımına odaklanıyor. Liman, The Wall’ı, son büyük bütçeli yapımı Edge of Tomorrow’un (Yarının Sınırında/ 2014) antitezi olarak tanımlıyor.

Yayınlanma: 09.06.2017 - 14:24
Abone Ol google-news

Irak 2007. Amerikan başkanı George W. Bush’un Irak’ı işgal operasyonunun ardından özel şirketler Irak’ın yeniden yapılanması için girişimde bulunurlar. İki Amerikan askeri, Çavuş Allen Isaac’la (Aaron Taylor-Johnson) ile Başçavuş Shane Matthews ( John Cena) boru hattı şirketine yapılan saldırının ardından bölgeyi korumakla görevlendirilirler. Karşılarında Ölüm Meleği adlı Iraklı usta bir tetikçi ve aralarında yıkık bir duvar vardır. Film süresince Iraklı tetikçi Juba’nın (Laith Nakli) yalnızca sesini işitiriz. Bir süre sonra Başçavuş Shane ağır bir yara alır. Çavuş Isaac’le Juba karşı karşıya kalırlar. Yıkık duvar bir süre sonra filmin ana karakterlerinden birine dönüşür. Yaşamda kalma savaşımının dışında bu düello, düşmanı direnç göstererek, taktik zeka, yetenek göstererek, her türlü yöntemi kullanarak ele geçirme mücadelesidir.

Tetikçi ile asker radyo telsiziyle iletişim içindedirler, Savaştan önce tetikçinin Bağdat’ta edebiyat öğretmeni olduğunu, sonrasında eline silah alıp ayaklanmaya katıldığını anlarız. Tetikçi, savaşın bitmesine karşın Amerikalı askere niye hala ülkesinde bulunduğunu da sorar. Tüm bu sorgulama süresince Amerikan ordusunu simgeleyen Çavuş Allen Isaac’ın yasal konumunu da sorgularız. The Wall’daki diyaloglar, sorgulamalar ile The Bourne Identity (Geçmişi Olmayan Adam/ 2002) ile Fair Game (Dürüst Oyun/ 2010) arasında bağlantılar vardır. The Bourne Identity’de belleğini yitirmiş Jason Bourne’u (Matt Damon) CIA (Amerikan Haber Alma Örgütü) ortadan kaldırmak için kovalar. Devlet kendi ajanının peşindedir. Fair Game’de Beyaz Saray’ın en güçlü adamı Joe Wilson (Sean Penn) onurunu kazanmak Irak’la savaşan Bush hükümetinin entrikalarını, yalanlarını kamuoyuna açıklar. Doug Liman süper kahramanların alternatif versiyonlarını işler. Jason Bourne bir süper kahraman versiyonudur, Joe Wilson Beyaz Saray’daki en güçlü adamdır, Edge of Tomorrow’daki Binbaşı William Cage (Tom Cruise) yaratıklarla savaşan süper güçtür.

 

 


“The Wall’ı Edge of Tomorrow’a reaksiyon olarak çektim. The Wall’da yaratıklar, zaman yolculuğu yok. Edge of Tomorrow’un aşırı karmaşıklığına karşı The Wall’ın sadeliği, yalınlığı, gerçekliği. The Wall politik bir film değil. Dwain Worrell’in senaryosunda etik yoktu, yaşamda kalma öyküsüydü. Savaşta askerler canlı kalmaya , ölmemeye çalışırlar. Hollywood’da oturup savaşın etiğini tartışıyoruz, savaş meydanındaki askerin böyle bir lüksü yoktur. 2. Dünya Savaşı filmlerini çok severim. Savaş ahlakından hiç söz etmezler. Almanlarla Japonlar kötüdürler, durdurulmaları gereklidir” diyen Doug Liman The Wall’ı Mojave Çölü’nde 14 günde 3 bin dolarlık bir  bütçeyle çekti. Sidney Lumet’in 12 Angry Men’inden (12 Öfkeli Adam/ 1957)  esinlendiğini açıklayan sinemacı tek bir mekanda oluşturduğu psikolojik gerilimi omuz kamerası ve gerilla film tekniğiyle çekti, aynı zamanda aksiyon içermeyen plan sekanslar da var.


Dürten, uyaran öyküleri seçen, Swingers (1996), Go (1999) gibi düşük bütçeli bağımsız yapımlar yapan, Matt Damon, Sean Penn, Angelina Jolie, Brad Pitt, Tom Cruise gibi starlarla çalışan, karmaşık özel efektkler kullanan Doug Liman’ın Hollywood’da özel bir yeri var. “Yüksek bütçeli filmler çeksem de içimdeki bağımsız sinemacı kimliğimi koruyorum. 200 bin dolarlık The Bourne Identity’de çekim izni olmayan mekanlara Matt’le birlikte gidip çekim yaptım. Edge of Tomorrow’da Tom saçını ve makyajını kendi yaptı. Yüksek bütçeli film yapsam da yıldız oyuncuyla başbaşa istediğim planları çekerim” diyen Liman, Matt Damon’ın ilk  blockbuster’ını, Angelina Jolie’nin ilk komedisini (Mr. And Mrs. Smith/ 2005) kendisinin yaptığını vurguluyor.

John August (Go), Tony Gilroy (The Bourne Identity), David Goyer (Jumper), Christopher McQuarrie (Edge of Tomorrow), 2014’te kara listeye alınan Dwain  Worrell (The Wall) gibi yaratıcı senaristlerle işbirliği yapan Doug Liman’ın kahramanları hep gerçeğin peşindeler. The Wall (Duvar) başlığı sığınak,
ev, sınır demek, aynı zamanda iki savaşçıyı ayıran simgeyi de betimliyor.  Savaşı, savaş oyunlarını, beraberinde getirdiği kayıpları anlatırken Liman karakterlerini kişisel, tinsel, politik yolculuklara da çıkartıyor.  Kirli savaşların içinde yazgılarını belirleyen kahramanlar gerçek ile yozlaşmış devlet arasında seçim yapıyorlar.

Doug Liman’ın yönettiği, Aaron Taylor-Johnson, John Cena, Laith Nakli’nin oynadığı The Wall (Duvar/ 2017) 16 Haziran’da sinemalarımızda gösterime giriyor.

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler