Emine Ülker Tarhan'dan veda mesajı

Anadolu Partisi'ni kapatma kararı alan Emine Ülker Tarhan, Twitter hesabından bir açıklamada bulundu.

Yayınlanma: 21.12.2015 - 17:17
Abone Ol google-news
İŞTE EMİNE ÜLKER TARHAN'IN AÇIKLAMASI
 
Büyük bir umutla kurulan Anadolu Partisi'ni kapatmanıza ne etken oldu?

Türkiye'de kör topal da olsa işleyen çoğulcu demokratik sistem siyaseti egemen tek parti sistemine kaymıştır. Tüm bu yaşanan süreç olağan dışıdır. On dört yıla yakın bir iktidar süreci çok partili dönemde ilk kez oluyor. On dört yılın yıpranmışlığına rağmen bu gün seçim olsa iktidar partisi yüzde ellinin üstünde oy alır diyenler var. Bu normal mi sizce, mutlak bir iktidar var da ya muhalefeti konuşan var mı? İktidar partisi zaferden zafere koşarken bile üç kez genel başkan değişebilmiş iken muhalefet hala Salı müsamereleri ile uğraşıp koltuk koruma derdinde. Bir mebus koltuğu bir iki küçük belediye ihalesi uğruna ki, maalesef gerçekler bunlar. Bu tek parti yönetiminden muhalefet hiç mi sorumlu değil? Oysa hukukun ve medyanın sustuğu, savaş rüzgarlarının estirildiği bir dönemde, üstelik yolsuzluk iddialarına bulaşmış bir yapıya karşı muhalefetin güçlenmesi gerekirdi. Ama yapamadılar. Yenilenip refleks geliştiremediler.

Birilerinin bir şey yapması gerekiyordu. Herkesin seyrettiği bir dönemde biz herşeyi göze aldık “birşey” yaptık. Anadolu partisini kurduk. Kimliklere indirgenen ve tıkanan siyasete çağdaş bir soluk getirmek, odağına salt insanı koymak istedik. Teslim olmuş muhalefetin ülkeye bir hayrı kalmamıştı. Nitekim son seçimde de bu vurgu netleşti. Biz, her seçimde umutla sandığa koşan insanları cesaretlendiren, değerlerini yaşatmayı öneren bir anlayışın temsilcisi olmayı diledik. Ama olmadı. Çeşitli nedenleri var. Konjonktür ve seçimin HDP’nin seçimine dönüştürülmesi en önemli neden. Ama başka şeyler de var. İnanır mısınız bilmem bana, “Siz tertemiz, şeffaf bir insansınız, sizi onun için seviyoruz diyenler gün oldu siyaset için para lazım, nerden geldiği önemli değil” diyebildiler. Birilerine göre insanın özgürlüğünün önemi olmasa da paraların özgür olması havada uçuşması lazımmış. Oysa ben paranın değil insanın gücüne ve özgürlüğüne inananlardanım. Hala buna inanıyorum. Siyasetin finansmanı tertemiz olmalı.  Biz kendi gücümüzle mütevazı bütçemizle ve imece usulü ile ayakta kalmaya çalıştık. Ama bu, emeği ile yaşamını sürdüren insanlardan uzun süreli beklenebilecek bir fedakarlık değildi. Birlikte yola çıktığımız değerli insanlarla kapatma kararı almamızda etkenlerden biri de buydu. En kötüsünü de öngörmüştük biz ve ona rağmen yola çıkmıştık zaten. Ve bir tabela partisi olarak devam etmenin anlamı yoktu. Başkalarından farkımız da buydu.

Anadolu Partisine halkın umudu başta çok büyüktü doğrudur. Ancak” bu seçim çok önemli, bölüyorlar” paranoyasıyla neredeyse aforoz edildik. Muhteris muhalefet linç kampanyası yürüttü. Oysa başta cumhurbaşkanlığı seçimi olmak üzere bütün seçimler çok önemliydi. Ama ne kadar haklı olduğumuz da ortaya çıktı, bu muhalefet yapılanmasıyla kırk seçim de geçse sonuç değişmez, zerre kadar siyaset bilgisi olanlar bunu bilmek durumundadırlar, buyursunlar.

Partiniz 7 Haziran seçimlerinde neden beklenen oyu alamadı? Bu kapsamda neden partinin faaliyetlerine devam edilip , oyların artırılması için çalışma yapmak yerine kapanması kararı verdiniz?

Biz meclise girecek ve iktidarın tehlikeli sularda dolanmasını denetleyecek 4. partinin bizim olmamız gerektiğini dile getirdik. Ancak ilahlar AKP’ den kurtuluş yolu olarak çoktan HDP’ yi işaret etmişti. Birilerinin sübvanse edildiği ağır bir haksız rekabet ortamıydı. Bir proje ile karşı karşıya kaldık. Medya zaten paylaşılmıştı, bize kapandı. Görünmez bir yapı haline getirildik. Bu büyük projenin dışında kalanlardan sadece parayı bastıranlara söz hakkı verildi. Biz bunu yapamazdık. Yapmamalıydık da çünkü bu karanlık odakların yönlendirdiği siyaset anlayışının bir parçası olmamak için de mücadele etmeliydik. Bozuk düzenden beslenenlerden, ona hizmet edenlerden olmamalıydık. Nitekim olmadık.

Bazı çevreler chp yi bölüyorsunuz saldırılarıyla ve neredeyse gizli güçler tarafından kurulduğumuz algısı yaratmakla uğraştı. Kısmen de başarılı oldular. Ancak ben her halükarda halkın kararına saygılıyım. Çünkü bizi tanıyamadılar dahi. Barajın zihinlerde yarattığı bariyer de doğal olarak barajı geçme ihtimali olan tanıdıkları partilere yönlendirdi onları.

Neden devam etmediniz diyorsunuz. Hatırlayacaksınız, ben bu yola çıkarken dizlerimin üstünde sürünmektense ayaklarımın üzerinde ölmeyi tercih ederim demiştim. Hala öyle düşünüyorum. Biz  siyasetçilik oynamak için yola çıkmadık. Birileri particilik yapsın senelerce bir koltukta oturalım, dostlar alışverişte görsün diye bu işe girişmedik. Bir kavgaya girdik, elbet hedefimiz iktidar olmaktı. Koca koca partilerin ağzına alamadığı iktidar sözünü söylemeye en azından niyetlendik, “kar altında deniz düşü kurmak” gibi. Olmadıysa da onurumuzla çekilmeyi biliriz, umarım bizim bu davranışımızdan birileri ders çıkarır da kalkarlar oturmaktan çürüttükleri koltuklarından. Umarım bizi karartmaya çalışanlar, neredeyse emperyalist güçler tarafından kurulduğumuzu ima eden paranoyaklar derslerini almışlardır. Soruyorum 1 kasım seçimlerine katılmadık bölmedik de ne oldu? İktidar değişti de haberimiz mi yok. Ne yazık ki, Başkanlığa ramak kaldı. Onlarsa karanlık düşüncelerinin altında kaldılar.

Anadolu Partisi'ni kurduğunuza hiç pişman oldunuz mu?

Asla. Yapılması gerekeni yaptım. Kilitlenmeyi, kimlik, inanç ve mezhep siyasetinin ülkeyi felakete sürüklediğini görüp, cesaretle gereğini yaptık. Altenatifi gerçek anlamda biz ortaya koyduk. Ama kitlelere ulaşamadık. Sonucuna da katlanırız. Yaptığımız şeyin, siyasi tarihimizde bir kilometre taşı olduğunu düşünüyorum. Hiçbir güce boyun eğmeyen bir kadının, ilkeleri uğruna linç kampanyalarına, bölüyorsun paranoyalarına, sermaye ve medyanın parmak şaklatmasına eyvallah etmeden Edirne’ den Van’a 78 ilde siyasi parti örgütleyebileceğini, az da olsa Türkiye’nin her bölgesinden oy alabileceğini göstermesi bakımından anlamlı buluyorum. Risk alabilen, yüreği ülkesi için titreyen, ilkeli insanlarla tanışma ve çalışma şansına sahip oldum. Onlarla dostluğumuz ve bağlantımız sürecek. 

"Siyasi faaliyetlerime keşke CHP'de devam etseydim" dediğiniz oldu mu?

Kesinlikle hayır. Ayrılma gerekçelerimde hiçbir değişiklik olmadı.

Sevilen bir siyasetçi olarak, Emine Ülker Tarhan bundan sonra ne yapacak? Siyaseti bırakacak mı? Başka bir partiye geçme ihtimali var mı?

Varlığımın temelinde bu topraklar var. Geçmişimde mücadele var. Cemaat-AKP birlikteliğinin bizi felakete götüreceğini, evlerimizin bir cezaevine dönüşeceğini söylediğimde iktidar odaklarınca linç edilmiştim. Ama öyle oldu. Şimdi bana savcılıktan geçmişte telefonlarımın yasadışı dinlendiğine ve şikayetçi olup olmayacağıma ilişkin tebligatlar geliyor ve ben soruyorum; Daha önceleri dinlendiğimi izlendiğimi söylediğimde neredeydiniz? Son süreçte ise muhalefetin tıkandığını ısrarla söyledim. Bu kez sadece iktidar değil, muhalefet tarafından da linç edildim. Ama muhalefetin iktidarı beslediği, halkın 7 Haziranda kendilerine verdiği mesajı almamaları ile de tescillenmiş oldu. Sorunuza gelirsek, geçmiş mücadelem beni siyasi bir figür haline getirdi. Geleceğinden, eğitiminden, mutluluğundan endişe duyduğum, hakları savunulmayan insanlar var. Uğruna mücadele edilmeyi hak eden değerlerim var. Onlar olduğu sürece  mücadele de sürer. Kaldı ki, iktidarın yanlış uygulamalarına karşı içerde muhalefet dinamikleri pes etmemek zorunda. Yoksa dış dinamikler devreye girebilir ve ülkemiz daha büyük zarar görebilir. Hepsi bir yana, bundan sonra bir avukat olarak ezilenlerin haklarını savunmak, artık görünmez olan hukuku arama çalışmalarına katılmak bile aslında siyasetin ta kendisi. Ancak mevcut hiçbir siyasi parti ilgi alanımda değil.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler