IŞİD bomba patlattı, Erdoğan'ın derdi akademisyenler

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da meydana gelen saldırıyı Suriye kökenli canlı bombanın gerçekleştirdiğini söyledi. Erdoğan, konuşmasının hemen başında saldırıya kısa bir şekilde değinirken, daha sonra Güneydoğu illerindeki ‘abluka’nın bir an önce son bulmasını talep eden akademisyenlere yüklendi.

Yayınlanma: 12.01.2016 - 13:29
Abone Ol google-news

<video:462507>


Türkiye, İstanbul'da meydana gelen terör saldırısıyla sarsıldı. Sultanahmet Meydanı'nda bir canlı bomba kendini patlattı, çok sayıda kişi öldü. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yaptığı ilk açıklamada canlı bombanın Suriye kaynaklı olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda düzenlenen 8. Büyükelçiler Konferansı'nda konuşan Erdoğan, Sultanahmet'teki saldırı için kısa bir açıklamada bulunup daha sonra, Güneydoğu'daki çatışmaların sona ermedi için barış çağrısı yapan 1100 akademisyeni hedef aldı. Erdoğan, "Hiçbirisi Yasin Börü’yü konuşmuyor. Üçüncü kattan aaşğı atmak suretiyle arabayla geçmek suretiyle onu maalesef şehit ettiler. 6-7-8 olaylarının failleri kim? Orada 50 kişinin ölümüne sebep olan kim? Neredeydiniz sözde aydınlar?" diye konuştu.

ERDOĞAN HEDEFİ GÖSTERDİ, YÖK HAREKETE GEÇTİ

Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:

İstanbul’da Sultanahmet’te meydana gelen Suriye kökenli bir canlı bomba olduğu iddia edilen terör olayını esefle kınadığımı belirtiyorum. 10 kadar bu terör eyleminde ölümüz var. Bunlar yerli yabancı, öyle zannediyorum ki yarım saat 1 saat içerisinde açıklanacak. Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyorum.

1100’ün üzerinde akademisyenden barış çağrısı: Bu suça ortak olmayacağız

15 kadar yaralı var. Bir kez daha önlem olarak terör karşısında tek yürek, tek vücut olmamız gerektiğini göstermiştir. Türkiye’nin terörle mücdele konusundaki kararlı ve ilkeli duruşu sonuna kadar devam edecektir.

Kendilerine güyya akademisyen diyen bir güruh çıkıyor. Terör örgütünün eylemlerine karşı topraklarını savunan devletine dil uzatıyor. Hak ve özgürlükler ihlal ediliyormuş. Evet, terör örgütnün eylemleri yüzünden böglede yaşayan milyonlarca vatandaşımızın hak ve özgürlükleri ihlal ediliyor. Bu ihlali yapan terör örgütnün ta kendisidir. Sokakları kazıp, hendeklerle kapatan terör örgütüdür.

Bombalar döşeyerek insanın seyahat özgürlüğünü engelleyen terör örgütüdür. Camileri, evleri, işyerlerini yakarak ambulansları kurşunlayarak vatandaşımıza hayatını zehir eden terör örgütüdür.

Hiçbirisi Yasin Börü’yü konuşmuyor. Üçüncü kattan aaşğı atmak suretiyle arabayla geçmek suretiyle onu maalesef şehit ettiler. 6-7-8 olaylarının failleri kim? Orada 50 kişinin ölümüne sebep olan kim? Neredeydiniz sözde aydınlar?

Sorunun bir tarafında millet ve devlet vardı, diğer tarafında elinde silahıyla teröristler vardır. Sözde akademisyenler bildirisine imza atan, isimleri bizden ama zihinleri yabancı tipleri bir kenara bırakıyorum. Sizden bir gayret istiyorum, yabancı akademisyenlere bir teklifim var. Buyursunlar Türkiye’ye gelsinler. A’dan Z’ye bütün bölgelerde ne oluyor ne bitiyor, biz kendilerine anlatmaya hazırız. Türkyie’deki sorunun devlet tarafından, hukukun çiğnenmesi mi yoksa terör örgtünün vatandaşların hak ve özgürlüklerini gasp etmesi mi görsünler. Mesela, ABD Büyükelçiliği, daha önce de Türkiye’nin ooperasyonlarıyla ilgili açıklama yapan Chomsky’i davet etsin, misafir edelim. Bu akademisyen sıfatlı 5. kol elamanlarıyla değil, kendi gözleriyle görsün. Gönlü ve zihni açık akademisyenleri de çağıralım. Dünya kamuoyuna gerçekleri bu şekilde doğru ve ciddi şekilde aktarabileceğimize işnanıyorum. Türkiye açısından terör meseelesi ortadan konuşulakcak bir mesele değildir.

Ya devletin yanında olursunuz ya da teröristin ve terör örgtünün yanında olursunuz. Bölgede yürütlen operasyonlar Kürt kardeşlerimizin hayatlarını güvence altına almaya yöneliktir. Ne bölücü terör örgütü ne güdümündeki parti…

Bölgede yürütlen operasyonlar Kürt kardeşlerimizin hayatlarını güvence altına almaya yöneliktir. Ne bölücü terör örgütü ne güdümündeki parti ne aynı çizgide duran sözde STK’lar ne de işte bu son bildiride olduğu gibi kendilerine akademisyen diyen güruh kesimden kişiler Türkiye2nin muhattabı değildir. Muhattabımız milletimizdir. Terör örgütü mensupları neyse onların ağzıyla konuşan öyledir.

Türkiye, terör örgütü çökertelene kadar mücadele devam edecektir. Akademisyenlerden izin alacak değiliz.Bunu herkesin çok iyi bilmesi lazım. Bunların haddini de bilmesi lazım.

Bu devletin ekmeğini yiyip de düşmanlık eden herkes en kısa sürede hak ettiği cezaya çarptırılmalıdır. Hiçbir kurumumuzda milletinin birliğine karşı olan kamu çalışanı olamaz. Böyle bir duruma müsade edemeyiz.

Tüm ilgili kurumlarımızı bu konuda hassas olmaya ve görevlerini yerine getirmeye davet ediyorum.

Krizler, günlük hayatın bir parçası haline dönüştü. Bu durum insiyatiflere duyulan ihtiyaçları daha da arttırıyor. Kendi sorunlarımızla mücadele dererken diğer yandan da çevredeki insani kriz için ilkeli bir tavır ortaya koymaya çalışıyoruz. Ülkemizin tavrı diğer devletlerden farklıdır, farklı olmak zorundadır. Ortak tarih, kültür, medeniyet değerlerine sahip olduğumuz kardeşlerimize karşı sorumluluklarımız var. bİZİM bölgeye bakışımız asla ekonomik, jeopolitik çıkarlarla sınırlı olamaz.

Bizim için insani değerleri savunmak herhangi bir politikanın kılıfı değildir. Binlerce yıllık devlet geleneğimizin gereğidir. Çünkü Afrika’da açlıktan bir deri bir kemik kalmış çocuğa baktığımızda kendi evladımızı görürüz.

Ey sözde aydınlar, Madaya’da lanlara ses çıkarttınız mı? Kampanya düzenlediniz mi? Bir tane imza attınız mı? Hayır. Suriye’de terör örgütlerinin saldırıları sonucu evlerinde, okullarında, pazar yerlerinde, ekmek almak için sıra beklediği fırının önünde katledilen kişilerin acısını yüreğimizde hissederiz. Balkan, Kafkas, Kuzey Afrika’daki şehirlerde zor şehirlerde hayatlarını devam ettiren kardeşlerimizin ülkemizin bayrağını gördüğündeki heyecanını çok iyi anlarız.

Burada herhangi bir istismar değil, sadece ve sadece yaradılanı yaradandan ötürü sevmeden dolayı samimi bir ilişki söz konusudur.

Türkiye sıradan bir ülke değil, dünün yardım isteyen Türkiye’si bugün yardım yapmada en zengin ülkeleri geride bırakan ülke haline geldi. 2015 yılında ülkemizin yaptığı yardım rakamının 5 milyar doları bulmasını bekliyoruz. Hamdolsun, bugünleri gördük. BM gibi insani eş güdüm ofisi gibi örgütlere en fazla katkı sağlayan ülkeler arasında Türkiye yer alıyor. Tüm kuruluşlarımız, başta doğal afetler olmak üzere insani krizler başta olmak üzere operasyon gerçekleştirebiliyorlar.

Kapsayıcı ve kucaklayıcı bir yaklaşımla sürdürüyoruz yardımlarımızı. Sürdürülebilir çözümler noktasındaki çözümlerimizde sergilediğimiz ilkeli tutumud evam ettireceğiz. BM’nin ve Güvenlik Konseyi’ne yaptığımız reform çağrılarını seslendirmeye devam edeceğiz.

Unutmayacağız, “Dünya 5’ten büyüktür” itirazımız sadece bizim değil, BM’deki ülkelerinde hissi haline gelmiştir. Sesslendirdik, seslendireceğiz.

İnsanlığın sesi olmak Türkiye’ye zarar vermez. İtibarımızı yükseltir.

Uluslarası alandaki faaliyetlerimiz dünya meselelerine sorumluluk sahibi olarak yaklaşıyor olmamızın tezahürüdr. G20’yi büyük bir başarıyla yürüttük.

İslam dünyasının sınamalarla karşı karşıya olduğu zamanda toplanacak bu zirvenin de hayati öneme sahip olduğu açıktır. Her iki zirvenin de başarılı geçmei için ilgili tüm kurumların titiz çalışma ortaya koymasını umuyorum. Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da başlayan halk hareketlerinin açtığı umutlar pek çok yerde kendini kaosa bıraktı.

Suriye’de 5 yıldır süren kriz, bölge ile birlikte güvene ve istikrara yönelik tehditlerin .. haline geldi. Kimi ülkeler Suriye halkına tam anlamıyla zulmediliyor.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler