Gazeteci Rahmi Turan’ın gündeme getirdiği konunun içine, CHP’li Muharrem İnce ve haber kaynağı olarak nitelenen gazeteci Talat Atilla dahil oldu.
Rahmi Turan, Saray’a giderek Erdoğan ile genel başkanlık için görüşen bir ismin varlığından söz etti, ardından gelen tepkiler üzerine bu ismin Muharrem İnce olduğunu açıkladı.
Bu iddia, hem Muharrem İnce hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından yalanlandı. İnce, kendisine tezgâh kuranlarla mücadele edeceğini açıkladı.
İddianın sahibi Rahmi Turan da kamuoyundan özür dileyerek haber kaynağının kendisini yanılttığını söyledi.
Olay başından sonuna soru işaretleri ile dolu. Rahmi Turan, kendisine bu iddiayı aktaran kişinin gazeteci Talat Atilla olduğunu da açıkladı.
Gazeteci Atilla, iddiayı önce reddetti, “Haber kaynağı ben değilim” dedi, ancak sonra kaynak olduğunu kabul etti. Atilla’nın açıklamasının en can alıcı noktası bu iddiayı CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na bir şekilde doğrulattığını belirtmesidir.
Konu, Saray, gazeteci Rahmi Turan, haber kaynağı Talat Atilla ve CHP’yi aşmış bulunuyor. İddia edilen konu ile ilgili açıklığa kavuşturulması gereken çok önemli noktalar var. Olayla ilgili mantık zincirinin kimi halkalarında kopukluk görünüyor.
1. Örneğin; haber kaynağı Talat Atilla, bu haberi neden kendi haber sitesinde yayımlamak yerine önce Uğur Dündar’a, Dündar istemeyince de Rahmi Turan’a veriyor?
2. Gazeteci Rahmi Turan iddiayı gazeteci Talat Atilla’dan duyduğu halde neden kaynağım Cumhurbaşkanlığı Sarayı’dır diyor?
3. Olayı önce inkâr eden Talat Atilla neden sonra kabul etti?
4. Talat Atilla, iddiayı CHP Genel Başkanı’na doğrulattığı halde neden önce gizledi?
5. Baskılar üzerine Talat Atilla “Asıl haber kaynağım CHP’lidir” dedi.
6. Sosyal medyada yoğun olarak dolaşan haberlere göre, olayın içinde üst düzey bir CHP milletvekilinin olduğu belirtilmektedir.
7. Atilla eğer doğruları söylüyorsa bu CHP’li vekil kimdir?
Bu gelişmelerin yanında bugün Türkiye son derece zor bir dönemden geçmektedir. Bir yanda çok karmaşık dış politika konuları, öte yanda ekonomik zorluklar ve işsizlik, giderek şikâyet konusu olan kendine özgü Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi...
Türkiye bu derece karmaşık politik, ekonomik ve sosyal sorunlarla boğuşurken, CHP’nin kurum olarak önemi giderek artmaktadır.
CHP yıpratılmak, itibarsızlaştırılmak isteniyor. Buna kimsenin hakkı yoktur. CHP’ye saldırılar ve tuzaklar kuruluyor... CHP yönetimi bu konuda sessiz kalamaz, kenara çekilemez.
Vatandaşın aklında bu iddialarla ilgili iki önemli soru oluştu. Birincisi, bu zor dönemde CHP’yi itibarsızlaştıran olay bir Saray projesi midir?
İkincisi, acaba bu olay kurultay öncesinde genel başkanlığa adaylığını koyacaklara karşı kurulmuş bir tuzak mıdır?
CHP yetkili kurulları, özellikle MYK, bu iddianın üzerine gitmek ve yukarıdaki sorulara açık yanıt bulmak zorundadır. Konunun tüm ayrıntılarını açıkça ortaya koyarak kamuoyunun aklındaki soruları yanıtlamalıdır.