Kılıçdaroğlu: Çok büyük gazetecilik

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Genel Yayın Yönetmenimiz Can Dündar ve Ankara Temsilcimiz Erdem Gül'ün tutuklanmasının ardından gazetemize ziyaret gerçekleştirdi. Kılıçdaroğlu “Burası sıradan bir gazete değil, okuldur. Buradaki arkadaşlar gazetecilik yapmıştır. Onların haklarını sonuna kadar savunacağız” dedi

Yayınlanma: 29.11.2015 - 13:51
Abone Ol google-news

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara temsilcimiz Erdem Gül’ün tutuklanması nedeniyle dün İstanbul’daki merkez binamızı ziyaret ederek geçmiş olsun dileklerini iletti. Her olağanüstü dönemde Cumhuriyet Gazetesi’nin bedel ödediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Cumhuriyet Gazetesi, hem 12 Mart hem de 12 Eylül’de hep bedel ödemiştir. Burası sıradan bir gazete değil, aynı zamanda okuldur. Türk medyasının çınarıdır. Buradaki arkadaşlar gazetecilik yapmıştır. Onların haklarını sonuna kadar savunacağız” dedi.

Kılıçdaroğlu dün öğlen saatlerinde CHP Genel Başkan Yardımcıları Gürsel Tekin, Enis Berberoğlu, Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer ve İl Başkanı Murat Karayalçın ile birlikte Şişli’deki merkez binamıza geldi. Gazetemiz İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, Genel Yayın Yönetmen Yardımcımız Tahir Özyurtseven, Yayın Danışmanı Doğan Satmış, Haber Koordinatörlerimiz Murat Sabuncu ve Ayşe Yıldırım tarafından karşılanan Kılıçdaroğlu, daha sonra Can Dündar’ın odasına geçti. Buradaki görüşmeye Cumhuriyet Vakfı İmtiyaz Sahibi Orhan Erinç, Dündar’ın eşi Dilek ve oğlu Ege Dündar ile gazetemiz yazarları Hikmet Çetinkaya, Tayfun Atay ve Ataol Behramoğlu da katıldı.

Evrensel gazetecilik

Gazeteye gelirken Çağlayan Adalet Sarayı önünden geçtiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Sarayın önünden geçtik ama içinde adalet yok. Dünya kamuoyunda ve Türkiye’de ilk kez bu kadar üst düzeyde tepki var. Yargıtay Başkanı’nın söylediği sözler de çok ilginç. Türkiye’nin normal süreçten geçmediğini o da kabul etti. Haber o kadar güçlü ve ses getirdi ki, bu tutuklama kararı iktidarın korktuğunu gösteriyor. Cumhuriyet Gazetesi çok büyük bir gazetecilik yaptı. Herkesin bildiği ama korktuğundan yayımlayamadığı şeyleri yaptı. Devleti karşısına alarak büyük bir cesaret örneği gösterdi. Bedel ödeyeceği çok önceden belliydi ve nitekim hâkim ve savcılar ayarlandıktan sonra olay gerçekleşti” dedi.

Devletin hukukun üstünlüğü üzerine inşa edildiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Devlet hukukun dışına çıktığı zaman hesap sorulmalı. Medyayı 4. güç yapan da budur. Cumhuriyet, gazeteciliğin evrensel kurallarını yerine getirdi. Bu süreç Brüksel ve Avrupa’da çok çevrede dile getirilecek. Burada ciddi bir dayanışma gösterilmeli. Her olağanüstü dönemde bedel ödeyen hep Cumhuriyet Gazetesi olmuştur. Hem 12 Mart hem de 12 Eylül’de hep bedel ödeyen olmuştur. Türkiye, 3. sınıf adamların ülkeyi yönettiği bir yer değildir. Türkiye, kendi kişisel çıkarları ve beklentilerinin ortaya konulduğu bir ülke olarak kalamaz” ifadelerini kullandı.

Hukuki değil

Can Dündar ve Erdem Gül’ün cezaevinde kendisine söylediği sözleri aktaran Akın Atalay ise “Bunun hukuki bir karar olmadığını ve siyasi bir karar olduğunu biliyoruz. Arkadaşlarımız bu kararın ardından nasıl bir süreçten geçtiğimizi ve bunun neresinde olduğunu görmemiz gerektiğini söylediler. Biz de Türkiye’nin bu konuda ne yapacağını göreceğiz. Verilen karara itiraz hakkımızı kullanacağız. Eğer oradan bir sonuç alamazsak Anayasa Mahkemesi’ne gideceğiz. O da olmazsa kararı AİHM’ye kadar taşıyacağız” diye konuştu. Orhan Erinç ise uluslararası meslek örgütlerinin de konuyu yakından takip ettiğini ve mücadelenin süreceğini söyledi.

Elçi’nin öldürülmesi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Tahir Elçi’nin öldürülmesinin üzücü bir olay olduğunu belirterek “Bakalım üzeri kapatılacak mı, aydınlatılacak mı, hep birlikte bekleyip göreceğiz” dedi.

ADALETİ ÖNCE SAVCI KORUYACAK

Kılıçdaroğlu görüşmenin ardından gazetemizin önünde gazetecilere açıklamalarda bulundu ve yurttaşlara seslendi. Cumhuriyet Gazetesi’nin Türk basınının çınarı olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, “Cumhuriyet’in haberleri, yorumları sadece Türkiye’de değil, bütün dünyada ses getirmektedir. İki gazeteci arkadaşımızın tutuklanıp cezaevine atılması bizim basın tarihimiz ve demokrasi açısından kara bir lekedir. Haberin yanlış olduğunu söylemiyorlar, neden doğru haber yaptın diye soruyorlar. Bu bizlerin kabul edeceği bir olay değildir” dedi. Siyasi iktidarın basın özgürlüğünü kırmızı çizgi olarak anlattığını anımsatan Kılıçdaroğlu, “Herkes ayakta, herkes huzursuz. Bütün bunlar ileri demokrasi söylemleri altında gerçekleşiyor. Çağdışı bir çizgiden kırmızı bir çizgi mi olur? O haber olmasaydı biz gerçekleri nereden ve nasıl öğrenecektik? Demokrasimize ve medyaya sahip çıkacağız” dedi. Adalet sarayı yapmakla hukukun üstünlüğünün sağlanamayacağını kaydeden Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:

“Hukuk fakültelerinin arka kapılarından mezun olan, siyasi iktidarın taleplerini yerine getirene hâkim savcı denilemez. O rütbeleri ve giysileri giyip adalet dağıttığını sananlar, çocuklarına en kötü mirası bırakanlardır. Adeleti koruması gereken önce savcının kendisidir. O kavramı ayaklar altına alan yargıç, yargıç değildir.”


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler