Faşizmin ayak sesleri

İmzacı akademisyenlere işten atmalar, tehditler yetmedi, bazılarının evleri basıldı, bazılarının oda kapıları işaretlendi.

Yayınlanma: 16.01.2016 - 05:36
Abone Ol google-news

İlk geldiklerinde...

"Önce, sosyalistler için geldiler, konuşmadım. Çünkü sosyalist değildim. Sonra sendikacılar için geldiler, konuşmadım. Çünkü sendikacı değildim. Sonra Yahudiler için geldiler, konuşmadım. Çünkü Yahudi değildim.

En sonunda benim için geldiklerinde, benim için konuşacak kimse kalmamıştı."

(1892-1984)

Rahip Martin Niemöller

Alman ilahiyatçı, Hitler rejimi için böyle demişti.

Güneydoğu’daki hak ihlallerine dikkat çekerek, operasyonların son bulması için “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı bildiriye imza atan akademisyenlere yönelik cadı avı sürüyor. Bu arada Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, ‘Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi’nin yayımladığı bildiriye imza atan İstanbul’daki üniversitelerde görevli 82 akademisyen hakkında resen soruşturma başlattı. Akademisyenler hakkında herhangi bir arama ya da gözaltı kararı bulunmuyor. Soruşturmanın, TCK’nin 301. maddesindeki, “Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini alenen aşağılamak”, 216. maddesinde yer alan “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik”, suçu ile TMK’nin 7. maddesindeki “terör örgütü propagandası yapmak” suçlarından yürütüleceği öğrenildi.

Üniversiteye girdiler

BURSA: Uludağ Üniversitesi’nde görevli Sosyoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Gökhan Yavuz Demir, Tıp Fakültesi’nden Şule Akköse Aydın ve Tarih Bölümü’nden araştırma görevlisi Aylin Çakı, bildiriye imza attıkları gerekçesiyle, üniversitedeki odalarında gözaltına alındı. 3 akademisyen ifadelerinin ardından serbest bırakıldı.

İSTANBUL: Nişantaşı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Levent Uysal, bildiride imzası bulunan akademisyenlerini istifaya davet etti.

BOLU: BaşsavcılıK, bildiride imzaları bulunan AİBÜ Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof.Dr. Barış Kılıçbay, aynı bölümde görevli Dr. Ülkü Güney, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Selime Güzelsarı hakkında, “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla soruşturma başlattı. 3 akademisyenin evlerine sabah eşzamanlı baskın yapıldı. Üç akademisyen gözaltına alındı.

ESKİŞEHİR: Anadolu Üniversitesi’nde 15 akademisyen hakkında soruşturma başlatıldığı iddia edildi.

ZONGULDAK: BaşsavcılıK, bildiriye imza atan Bülent Ecevit Üniversitesi(BEÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Öznur Öncül hakkında, ‘terör örgütü propagandası yapmak’ suçlamasıyla soruşturma başlattı. Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, Öncül’ün fakültedeki çalışma odasında ve evinde arama yaptı. Bazı dokümanlara el koydu. Öncül’ün gözaltına alınmadan önce kendisi hakkında sosyal medya üzerinden yorumlarda bulunan 4 kişi ve Sedat Peker hakkında suç duyurusunda bulunduğu öğrenildi.

‘İmzalarımızın arkasındayız’

KOCAELİ: Cumhuriyet Başsavcılığı, Kocaeli Üniversitesi’nde görevli 16 akademizyen dün sabah düzenlenen operasyonla gözaltına alındı. Gözaltına alınan akademisyenler adliyeye sevk edildi. Akademisyenler adliyeye getirilirken, bir grup alkış ve ıslıklarla destekte bulundu. Akademisyenler ifadelerinin ardından serbest bırakıldı. Akademisyenler, serbest bırakıldıktan sonra Adliye önünde “Bizler devletimizden barış içinde yaşama hakkı talep ettik. İmzalarımızın arkasındayız” dedi.

Yurtdışına çıkış yasağı

ERZURUM: Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde bildiriye imza veren tek akademisyen olan Fen Edebiyet Fakültesi Felsefe Bölümü öğretim görevisi Ramazan Kurt, dün sabaha karşı özel harekât polisleri tarafından evi basılarak gözaltına alındı. Kurt terör örgütü propagandası iddiasıyla tutuklanma istemiyle mahkemeye sevk edildi. Kurt, daha sonra yurtdışına çıkış yasağı konularak mahkemece serbest bırakıldı.

Disiplin soruşturması

GAZİANTEP: GAÜN Rektörlüğü tarafından “Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi”nin yayımladığı bildiride imzası bulunan araştırma görevlisi Çağrı Aslan, Yrd. Doç. Dr. Fulya Doğruel, Yrd. Doç. Dr. H. Pınar Şenoğuz ile Yrd. Doç. Dr. Rana Gürbüz hakkında Rektörlük tarafından disiplin soruşturması başlatıldı.

GİRESUN: Bildiride imzası bulunan Giresun Üniversitesi Tirebolu İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Bölüm Başkanı Doç. Dr. Dilek Özhan Koçak’ın görevinden uzaklaştırıldığı açıklandı.

MERSİN: Mersin Üniversitesi Rektörlüğü, bildiriye imza attığı belirlenen 20 akademisyen hakkında idari soruşturma başlattı.

Rektörlük başlattı

VAN: Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörlüğü, bildiriye imza atan 4 akademisyen hakkında idari soruşturma başlattı. ADANA: Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Bölümü Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. Taylan Koç ve İletişim Fakültesi İletişim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Esengül Ayyıldız hakkında idari soruşturma başlatıldı.

BATMAN: Bildirinin altında imzası bulunan Batman Üniversitesi’nin 5 akademisyeni ile ilgili Rektörlük tarafından inceleme başlatıldığı belirtildi.

KONYA: Başsavcılık, bildirisine imza veren Selçuk Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Nezir Akyeşilmen hakkında soruşturma başlattı.

SKANDAL SORULAR

Savcılar akademisyenlere sordukları sorularla bir hukuk skandalına imza attı. Bazı savcılar terör soruşturması açarken Ankara’da terör suçu bulunamadı.

Barış İçin Akademisyenler Grubu’na yönelik çeşitli illerde tam bir hukuk skandalı olarak özetlenebilecek ev baskınları, gözaltılar ve tutuklamaya sevk kararları verildi. Bursa, Bolu, Kocaeli ve Erzurum’da savcılıklar gözaltına alınan akademisyenlere Terörle Mücadele Kanunu’nun 7. maddesinde düzenlenen “terör örgütü propagandası” suçlaması yöneltti. Ankara Başsavcılığı ise diğer illerdeki savcılıkların aksine, bildiride terör propagandası suçlamasına yönelik bir unsur bulmadı.

Ankara Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Bürosu, Barış için Akademisyenler grubunun imza metninde Terörle Mücadele Kanunu kapsamında soruşturulacak bir suç olmadığına karar verdi. Başsavcı Vekilliği bu nedenle dosyayı soruşturmayı TCK’nın “devleti aşağılama” suçunun düzenlendiği 301. Maddesinden yürütmesi için Basın Savcılığına gönderdi. Edinilen bilgiye göre Basın Savcılığı da dosyayı inceledi ve diğer illerin aksine herhangi bir ev baskını ve gözaltı talebinde bulunmadan soruşturmayı yürütmeye karar verdi.

Ankara’nın aksine diğer bazı illerde ise akademisyenlere Terörle Mücadele Kanunu kapsamında soruşturma açıldı. Bursa’da Uludağ Üniversitesi öğretim üyeleri Doç. Dr. Gökhan Yavuz Demir, Şule Akköse Aydın ve Aylin Çakı üniversitedeki odalarından gözaltına alındı. Emniyette akademisyenlere ağır suçlamalar yöneltildi. Sorgu tutanağında, “PKK/KCK terör örgütü güdümünde yayın yapmakta olan ANF News isimli internet sitesinde 22 Aralık 2015 Salı günü yayınlanan haberden alıntı yapıldı. KCK Eşbaşkanı Bese Hozat’ın “Tüm aydın ve demokratik çevreler ve Kürtler özyönetim ilanlarına sahip çıkmalı dediği ve Talimat niteliğinde yayınlanan bu haber içeriğinden sonra 11.01.2016 tarihinde Barış İçin Akademisyenler adı altındaki oluşum tarafından yayınlanan ‘Bu Suça Ortak Olmayacağız’ başlıklı bildiri” yayınlandığı ileri sürüldü.

9 suçlama

Sorguda 9 ayrı suçlama yöneltildi:

* Devletin PKK/KCK terör örgütü mensuplarının etkisiz hale getirilmesi amacıyla yapılan operasyonların katliam olarak lanse edildiği,

* Devletin Kürt halkına katliam uyguladığı, 4Devletin uluslararası savaş suçu işlediği,

* Devletin PKKKCK terör örgütüne yönelik operasyonlarını iki ülke arasındaki savaş olarak lanse ettiği,

* Bildiri içeriğindeki mesajların genel olarak PKK-KCK terör örgütü mensubu jargonu ile yazıldığı,

* Sürekli olarak devletin suçlandığı ve aşağılandığı,

* Bildiri Bese Hozat’ın tüm aydın ve demokratik çevrelere ve Kürtler’e özyönetim ilanlarına sahip çıkma talimatına karşılık yayınlandığı,

* PKK-KCK terör örgütünü meşrulaştırmaya yönelik yazıldığı, 4Devleti uluslar arası aredana zora sokmaya yönelik olduğu.

‘PKK terör örgütü mü?’

Gözaltına alınan Erzurum Atatürk Üniversitesi öğretim görevlisi Ramazan Kurt, savcılık sorgusunda “PKK’ya çağrı yapılmaması bir eksiklikti” dedi. Kurt’a savcı tarafından “PKK’yı bir terör örgütü olarak görüyor musunuz?”, “Devletin gerçekten kıyım yaptığını düşünüyor musunuz?”, “Bugün olsa imza atar mısınız?” soruları yöneltildi. Metni bugün olsa imzalamayacağını söyleyen Kurt, diğer iki soruya ise “kanaat ve inanç bildirmeye zorlama” diyerek yanıt vermedi. Kurt “Hiçbir örgütle bağım yok. Bunu barışçıl bir niyetle imzalamış bulunmaktayım” dedi. Kurt’a savcılık sorgusunda yöneltilen sorularla Başbakan Davutoğlu’nun önceki günkü açıklamalarındaki benzerlik dikkat çekti. Davutoğlu, “Bildirinizde terör örgütünden tek bir kelime bahsetmiyorsunuz. Terör örgütünün bu eylemlerini benimsiyor musunuz?” demişti.

Büyükelçi Bass: Eleştiri teröre destek değildir

Akademisyenlerin gözaltına alınmasına ilk dış tepki ABD’den geldi. ABD Büyükelçisi John Bass, demokrasi dersi verdiği yazılı açıklamasında “Şiddetle ilgili endişelerin ifade edilmesi, teröre destek vermek ile eşdeğer değildir. Hükümet eleştirisi ihanet ile eşdeğer değildir” dedi.

Büyükelçi Bass, akademisyenlere yapılanı “baskı” olarak tanımladı ve bunun çözüm yollarını kapatacağı uyarısında bulundu: “Yaşanan çatışmalarla ilgili görüşlerini ifade ettikleri için akademisyenler hakkında soruşturmalar açıldığı ve cezalar verildiğine dair haberler görmekteyiz. Akademisyenler tarafından dile getirilen görüşlere katılmamamız durumunda bile, bu baskının, süregelen şiddetin sebepleri ve çözüm yollarıyla ilgili Türk toplumu içindeki meşru siyasi tartışmalar üzerinde dondurucu bir etkisi olmasından endişe ediyoruz.” Açıklamada, başta Cumhurbaşkanı ve hükümetin iddialarının aksine endişenin ifade edilmesinin teröre destekle eşdeğer tutulamayacağı da vurgulandı: “Şiddetle ilgili endişelerin ifade edilmesi, teröre destek vermek ile eşdeğer değildir. Hükümet eleştirisi ihanet ile eşdeğer değildir. Türk demokrasisi rahatsız edici fikirlerin serbestçe ifade edilmesini kucaklayacak kadar güçlü ve dirençlidir.”

Amerikan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby de günlük basın toplantısının başında tweet mesajları nedeniyle Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ve hükümete yakın kişilerce eleştirilen Bass’e destek olurken, Türkiye’de yaşananların da ilk kez açıkça “rahatsız edici bir trend” olduğunu söyledi.

AB Komisyonu: Takip ediyoruz

Avrupa Birliği Komisyonu, “hükümetin Kürt barış sürecindeki pozisyonunu eleştiren kişiler hakkında soruşturma açılmasını” yakından takip ettiğini bildirdi. AB Komisyonu sözcülerinden Maja Kocijancic, konuyla ilgili bir soruya verdiği cevapta, Türkiye’de gözdağı atmosferinin oto-sansür yoluyla ifade özgürlüğünü kısıtladığına dikkat çekti. Bu tespitin 2015’teki ilerleme raporunda da ortaya konulduğunu belirten sözcü, “Türkiye’ye mevcut kanunların Avrupa standartları ile uyumlu hale getirilmesi ve kanun önünde eşitlik ve ölçülülük ilkesini sağlayacak şekilde uygulanması çağrısında bulunduk” hatırlatmasını yaptı. Türkiye’de tüm siyasi liderlerin, ülkede hukukun üstünlüğünü hakim kılmak için bir araya gelerek acil ateşkes çağrısı yapması ve Kürt barış sürecine acilen dönülmesini isteyen Maja Kocijancic, bu konuda son iki yılda kat edilen önemli mesafenin ziyan edilmemesi gerektiğini belirtti. Söz konusu sürecin, çok sayıda can kaybının verildiği bir çatışmanın sona erdirilmesi için en iyi fırsat olmaya devam ettiğini vurguladı.

Jagland: Endişe verici

Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland, akademisyenlerin gözaltına alınmasını ‘çok endişe verici’ sözleriyle değerlendirdi. Jagland, “Herkese güçlerini şiddet ve teröre karşı birleştirmeleri; ifade özgürlüğü de dahil olmak üzere insan haklarına saygı göstermeleri çağrısını yapıyorum” dedi.

Gazi’de ülkücüler kapıları işaretledi!

Gazi Üniversitesi’nde barış bildirgesine imza atan İletişim Fakültesi öğretim üyeleri Doç. Dr. Kemal İnal ile Doç. Dr. Betül Yarar’ın odalarının kapısı, “Gazi İletişim Ülkücüleri” tarafından kırmızı boyayla işaretlenirken “PKK’ya destek veren Kemal İnal’ı ve Betül Yanar’ı üniversitemizde istemiyoruz” yazılı tehdit mesajı bırakıldı. Olayla ilgili hocalar adına suç duyurusunda bulunan Eğitim Sen ayrıca, İçişleri Bakanlığı’na yazı yazarak öğretim üyelerinin can güvenliklerinin sağlanması için gerekli önlemin alınmasını istedi. Yarar, “Ben okulda değildim. Bilgi verildi ve fotoğrafları gördüm” dedi. İnal ise “Maalesef hedef durumundayız. Sabah saatlerinde odamın kapısına çarpı işareti ve tehdit mesajı bırakıldığını öğrendim. 4-5 gündür güvenlik kaygısı nedeniyle üniversiteye gidemiyorum” dedi.

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler