Çare organik tarım

Pestisit ve kimyasallar sağlığımızı tehdit ediyor. Uzmanlar, ‘Sağlıklı ürün yetiştirmek için organik tarıma geçmek şart’ diyorlar.

Yayınlanma: 15.03.2016 - 11:55
Abone Ol google-news

Tek tip tohum ve monokültür tarıma dayalı sistemler kuraklığa, iklimsel değişimlere karşı yetersiz kalıyor. Pestisit ve kimyasallar, toprağı fakirleştirmekle kalmıyor, su kaynaklarını ve doğayı geri dönüşü olmayacak biçimde kirletiyor. Böcekler, hastalıklar, yabani otlar zirai ilaçlara direnç geliştiriyor. Tarım topraklarında verim kayıpları yaşanıyor. Tüketiciler de şikâyetçi. Pestisit, hormon ve çeşitli kimyasallar içeren sebze meyveler tüketiyorlar. Ne yapmalı?

Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği Eş Genel Müdürü Batur Şehirlioğlu, “Konvansiyonel tarım artık sürdürülebilir değil” diyor. Organik tarıma geçilmesi gerektiğini savunuyor. “Organik tarım, Türkiye’yi, dünyayı besleyebilir mi? Organik tarımda verim ne durumda?”

Verim konusu, eskiden organik tarım karşıtlarının dile getirdiği bir argümandı. Organik tarımla konvansiyonel tarım arasında yüzde 20’lik bir verim farkı olduğu söylenir. Fakat iklim değişikliklerinde, kuraklık zamanlarında durum tam tersine döner. Organik tarımın verimi daha yüksek olur. Kaldı ki sorun artık konu verim sorunu değil. Sorun bugünkü makineleşmiş tarımın sürdürülemez oluşudur. Aktivist Michael Pollan, diyor ki, “Mesele sürdürebilir tarımın dünyayı besleyip besleyemeyeceği değil; sürdürülebilir tarım dışında hiçbir şeyin dünyayı besleyemeyeceğidir.”

Geleneksel yöntemlerle yapılan tarımda artık verim kayıpları yaşanıyor.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün 2009 raporlarına göre dünya çapında 1961 ila 2006 yılları arasında sentetik azotlu gübrelerin kullanımı 8 katına çıkmasına rağmen dünya çapında tahıl grubunda verim artışı sadece 1.50 kat artmış. Yani 8 kat daha fazla petrol, enerji tüketilip, küresel ısınmaya sebep olunurken su kaynakları kirletilirken elde edilen artı değer sadece 1.5 kat olmuştur. Konvansiyonel tarımla bu iş sürdürülemez. Çare Organik Tarımdır. Çünkü organik tarım hem toprağı hem doğayı korur. İnsan sağlığını da korur.

Türkiye’de tümden organik tarıma geçilmesi gerektiğini savunuyor musunuz?

Elbette. Ancak bir geçiş sürecine ihtiyaç olacağı açık. Bu geçiş sürecinde Çukurova, Konya Havzası gibi geniş alanlarda ilk aşamada iyi ve kontrollü tarım söz konusu olabilir. Devlet organik tarımı güçlü şekilde desteklemelidir. Uzun vadeli ve bütüncül politika, strateji ve planlamalara ihtiyaç var.

Halen Türkiye’de organik tarım ne durumda?

TÜİK 2014 verilerine göre; organik tarım alanı toplam tarım alanlarının yüzde 2’si. Yani hâlâ çok düşük. Arttırmak gerekiyor.

Çiftçi sayısında ciddi artıştan söz ediliyor.

Evet, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı verilerine göre; 2002’de çiftçi sayısı 12.428 iken bugün 70.000’ i aşmış durumda.

Ekolojik pazarlara ilgi de giderek artıyor.

Evet. Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği tarafından 2006 Haziran’ında İstanbul’da, Şişli - Feriköy ile başlatılan % 100 Ekolojik Pazarlar projesi, ekolojik tarım ve ürünlerinin Türk toplumu tarafından tanınması ve iç pazarda talep oluşmasında öncü oldu. Şişli %100 Ekolojik Pazar’da İlk bir yıl 3-5 ton civarında olan haftalık taze sebzemeyve satışları bugün haftalık ortalama 14 tona ulaştı.

Ekolojik Pazarlar

Bugün ekolojk pazar sayısı kaça ulaştı?

Bugün toplam 16 organik pazar var. 7’si %100 Ekolojik Pazar markası ve standartları altında yürütülüyor. %100 Ekolojik Pazarlar; İstanbul’da Şişli, Küçükçekmece, Bakırköy, Beylikdüzü, Kartal; Kayseri’de Kocasinan ve Talas % 100 Ekolojik Pazarlardır. Diğer organik pazarlar ise; Çankaya Belediyesi’ne bağlı Çayyolu ve Ayrancı, İzmir’de Bostanlı ve Balçova, Eskişehir’de Tepebaşı, İstanbul’da Kadıköy ve Zeytinburnu, Bursa’da Nilüfer ve Derneğimizin kurucusu olduğu mevsimsel Burhaniye organik pazarları...


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler