Kin ve Ahlak Kültürü

21 Ekim 2014 Salı

Geçenlerde internette kısa bir video izledim.
Avrupa’nın bir şehrinde, bir alışveriş merkezinin girişinde çekilmişti.
Daha önce de seyrettiğim benzerleri gibi, bu videoda da yine halkın arasına karışmış birtakım profesyonel sanatçılar vardı.
Onları başlangıçta diğerlerinden ayırt edemiyorsunuz.
Derken nereden geldiği belli olmayan yüksek volümlü bir müzik duyuluyor ve o ana kadar kalabalığın arasında sıradan biriymiş gibi görünen dansçılar, dans etmeye başlıyorlar.
Hem de çırılçıplak soyunarak.
Kadın, erkek, gay, genç, yaşlı bir sürü dansçı...
Hepsi de muhteşemler.
O esnada orada olan insanlar kenara çekilip onların dansını hayranlıkla seyrediyor.
Kimi bu beklenmedik şöleni kameraya çekiyor, kimi ritim tutarak olduğu yerde onlara eşlik ediyor.
Kimsenin aklına ahlaki bir rezaletle karşı karşıya kaldığı gelmiyor.
Herkes sanatsal bir gösteri izlediğinin farkında, bunun tadını çıkarıyor.
Keyifle seyrettiğim bu videoyu, Facebook’ta paylaştım.
Ve öyle düşüneceğini hiç ummadığım, iyi bir eğitim ve kültüre sahip arkadaşlarımın bile dansçıların çıplaklığından rahatsız olduklarını, “Bu kadarı da fazla ama” diye yorum yaptıklarını görünce ürktüm.
Yıllar boyu hükümete destek veren “iyimser” liberallerimizin dahi kafasına dank etmiştir artık herhalde, çağdaş hayat gibi çağdaş sanat da bu ülkede, algıları muhafazakârlaştırmak için canla başla çalışan bir iktidarın pençesinde.
Bırakın hayatı, sanatta bile çıplaklığın utanılacak bir şey olduğuna ikna edilmiş köhne bir kültüre teslimiz.
Zamanında hasbelkader yüzünü Batı’ya dönen ve bu sayede tüm feodalliğine rağmen benzerlerinden farklı olarak bir nebze de olsa nefes alabilen bir ülkeydi burası.
Ama artık genel ahlak denilen bir muğlakın kıskacında boğulmak üzere.
İktidar her türlü sanat eserini hileli ahlak terazisinde tartıp sansürlemenin; bizi de bunun doğallığına ikna etmenin peşinde.
Yakın geçmişin çağdaş ahlaki değerlerinden kinle bahsedecek kadar gözü pek hem de.
Muhafazakârlığın taleplerine göre şekillendirdiği bir hayata boyun eğmemizi istiyor.
Kendi özel ahlakını bize genel ahlak diye dayatıyor.
Kolay ehlileşenler için sorun yok.
Ama bazıları vahşidir.
Okudukları, seyrettikleri her şey onlara, alayına isyan etmeyi öğretir.
O yüzden bilirler, misal, edebiyat denilen meret edepten falan gelmez.
Edebiyat ve hatta külliyen sanat, doğrudan edepsizlikten gelir.
İşi gücü düzeni sorgulamak, kafaları karıştırmak, insanı yoldan çıkarmaktır; aklına sorular sokmaktır.
O yüzden sanat genel ahlakın bekçisi değil, kışkırtıcısıdır.
Her türlü iktidar, sanatı zaman zaman bir tehdit olarak görür.
Muhafazakâr iktidarlarsa sanata doğrudan düşman kesilirler.
Ama sanat, ne mutlu ki, özünde esrik ve gözü pektir;
Yine ne mutlu ki, iktidarlar için gerçekten tehlikedir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yanık saraylar 4 Ağustos 2021
Patron çıldırdı 30 Temmuz 2021

Günün Köşe Yazıları