Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Recep Zaytung Erdoğan
Geçen hafta Almanya’nın aklı başında gazetelerinden Die Zeit, “Erdoğan’ın Kehanetleri” başlıklı bir kampanya başlattı.
Okurlarını, Türkiye Cumhurbaşkanı’nın
Amerika’nın keşfi meselesine dair saçmalamalarının ardından, daha hangi konularda aklın sınırlarını zorlayabileceğini tahmin etmeye çağırdı.
Okurlar tahmin üzerine tahmin yaptılar.
Hepsi de doğal olarak çok komikti.
Aynı şakaları biz de yapıyoruz.
Mesela daha dün bir yemek masasında bu mevzuyu konuşurken “Recep Zaytung Erdoğan” diye diye katılarak güldük.
Sonra masada bir sessizlik oldu.
O sessizlikle birlikte kara mizahın ağırlığı üzerimize çöktü.
Bu tehlikeli oyunun aktörü, ülkeyi dini referanslarla yönetmeyi aklına koymuş bağnaz bir politikanın lideriydi; mahalleden yarım akıllı bir arkadaşımız değil.
Gülerken aslında ürktüğümüzü hissettik.
Akılcılıkla, laiklikle, demokrasiyle ilgili kaygıları olan herkesin, bu ülke için hep birlikte endişelenmesi gerekirken, ona hep birlikte gülüyor olmamız, Cumhurbaşkanı’nın hali kadar ürkütücüydü.
Kara mizah, gülünç unsurlarıyla değil, acıya, vicdana, algı zaaflarına işaret eden “kara” yanıyla kayda değerdir.
Türk Dil Kurumu kara mizahı “Sadece güldürmeyi değil, düşünmeyi ve yergiyi de amaçlayan mizah” olarak tanımlıyor.
Fransızca sözlük Larouse ise aynı kavramı “Dünyanın tuhaflığını acıyla, acımasızlıkla ve kimi zaman da umutsuzlukla dile getiren mizah” olarak açıklıyor.
Kara mizahı, hicivden ve yergiden ayıran ince bir çizgi var: Umutsuzluk.
Bu ülkenin Cumhurbaşkanı maalesef dünya çapında bir kara mizah örneği.
Böyle bir ülkenin vatandaşı olmak, eğlenceli değil, aksine son derece tekinsiz.
Uyduruk bir külhanbeyliği numarasını zamanında, sadece holigan psikolojisindeki seçmenine değil, neredeyse ülke aydınlarına bile başarılı bir devlet politikası olarak yutturabildiğini gören iktidar, o gün bugündür küstah cüretini cilalatma fırsatını hiç kaçırmıyor.
Brecht, “Mizahın olmadığı yerde yaşamak zor, ama her şeyin mizah olduğu bir yerde de yaşamak olanaksız” der.
Cumhurbaşkanı kara mizah aktörü olan bir ülkede yaşamaksa tehlikeli.
Geçen yıl henüz başbakanken, Gezi olayları sırasında söylediği sözler yüzünden onun delirdiğini düşünenler vardı.
O zaman da “Delirdiği falan yok, bizi delirtmeye çalışıyor” demiştim.
Hâlâ öyle düşünüyorum.
Kara mizah örneklerinin en klasiğidir.
Beckett’in “Godot’yu Beklerken” adlı oyununda, karakterlerden biri kendini asmak için kemerini çıkarır.
O an pantolonu düşer.
Seyirci tam üzülecekken boş bulunup güler.
Artık bu gerçeği görsek iyi olacak.
Cumhurbaşkanımız ayak bileklerimize düşmüş bir pantolon.
Bizse kendini asmak üzere olan bir ülkeyiz.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Türkiye'deki sağlık sistemi ne durumda? Mersin Tabip Oda
- Çorlu tren faciası davasında 6 yıl sonra karar çıktı!
- Beslenme çantalarının içi boş kaldı...
- Böylesi görülmedi: Tavuk mu horoz mu?
- Özel yeni üye kampanyasını başlattı
- Bugün 23 Nisan! Arşiv görüntüleriyle Meclis'in açılışı..
- Erdal Sağlam'dan ekonomi analizi!
- Belediye başkanı 'sıkıntı olmayan belediyemiz yok' dedi
- Özdağ'dan hükümete Dünya Bankası tepkisi
- Meclis'te gerilim
En Çok Okunan Haberler
- Kayyum rektörün paylaşımına tepki
- Kadınları 'çarşaf'a çağırdılar
- Taksim bombacısı için karar çıktı
- Metin Külünk'ten, Şimşek'e 'fotoğraflı' uyarı
- Altın fiyatları güne nasıl başladı?
- Mersin’de hasat başladı: 150 bin ton rekolte bekleniyor!
- Özgür Özel 'kırmızı motosiklet' sözünü tuttu
- Nihal Candan için yeni karar
- Mükemmel koca olan 4 burç
- Perinçek’in danışmanı Adanur tutuklandı