‘Yolu yok Don Kişot’um benim, yolu yok!.. Yel değirmenleriyle dövüşülecek!’

02 Haziran 2015 Salı

Bu coğrafyada eskiden her şeyi göze alıp, iktidara ve patronlara rağmen sadece mesleğini yapan, tehditleri iplemeyen, dürüst gazeteciler yaşardı.
Kimini fikren, kimini de fiilen öldürdüler.
O güzel ahlakı da, derine, çok derine gömdüler.
Sonra basının etrafına korkulardan ve menfaatlerden nefis bir kafes ördüler.
İktidar, kendisine ödün vererek ‘bedelli’ gazetecilik yapmaya eğittiği yeni sistemin desteğiyle parladıkça parladı.
Derine gömdüğü o ahlakın kendi yarattığı depremlerle yeniden gün yüzüne çıkabileceğini hesaplayamadı.
Şimdi, yaptığı haberciliğin bedelini ödemeyi umursamayan bir gazetecilik de olabileceğini hatırlamak zorunda.
Mesleğin fıtratında olan cesarete tosladı.
Fıtratta olan cesaret, ne vesileyle ortaya çıkarsa çıksın, tehlikelidir.
Gülmek gibi çabuk bulaşır;
Bir de bisiklete binmek gibidir, hemen hatırlanır!
Şimdi zaman, korkuları yeniden tarif etme zamanı.
İktidarın şerrinden mi korkmak daha doğru;
Yoksa bu şerrin galibiyetinden mi?
Mesele iktidarın ne yaptığı değil.
Mesele onun yaptıkları karşısında bu ülkenin ne yaptığı.
Halkının, meclisinin, aydınının, hukukçusunun ve en önemlisi gazetecisinin ne yaptığı.
Hukuksuzluk karşısındaki suskunluğunu sürdürürse...
Sansüre boyun eğerse...
Mevcut ya da potansiyel çıkarlarını gözetirse...
Doğru bildiğinden vazgeçerse...
Sokakların yasaklanabileceği aklına yatarsa...
Yazacakları ya da söyleyecekleri yüzünden başına gelebilecekleri hesaba katarak yaşarsa...
Gözlerini yine kaparsa...
İktidardan korkarsa...
Korkusuna yenilirse...
Kaybeder.
Belki aksini yaparsa da kaybeder; ama onuruyla kaybeder.
Ve çoğu zaman kazanmanın yolu onurlu bir yenilgiden geçer.
Bunun hesabı önceden yapılmaz.
Hesap, karşısındakini kandırmayı hedefleyenin meselesidir.
O hesapları bozacak; tehditleri boşa çıkaracak tek şey dik durmak, doğru bildiğinden şaşmamaktır.
Son yıllarda kolay eğilip bükülen ve doğru bildiğinden şaşıp duran medyanın yarattığı nemli ortam iktidarın şehvetini ölçüsüzce kabarttı.
Şimdi bu kabarıklığın altında nefes alamıyoruz. Çok azımızın sesi çıkıyor.
O ses de hemen şiddetle bastırılmaya çalışılıyor.
Brecht, “Toplumca bize gereken, yeni kahramanlar yaratmak değil, kahramanlara gereksinim duymayan bir toplum yaratmaktır” der.
Bu gazetenin yaptığı bir kahramanlık değil.
Basının fıtratında özgürlük olduğunu yeniden hatırlaması için bir fırsat.
Neticede şairin dediği gibi:
“Yolu yok Don Kişot’um benim, yolu yok
Yel değirmenleriyle dövüşülecek!” *

*Nâzım Hikmet  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yanık saraylar 4 Ağustos 2021
Patron çıldırdı 30 Temmuz 2021

Günün Köşe Yazıları