Bizim Korkunç ve Büyülü Gerçeklerimiz

22 Nisan 2014 Salı

Rıza Sarraf, Türkiye’ye 25 milyar TL gelir sağladım; cari açığın yüzde 15’ini ben kapattım” dedi...
Kamer Genç, “Yurtiçinde yurtdışında nereye gitsem herkes beni Cumhurbaşkanı olarak görmek istiyor. AKP’nin hakkından ben gelirim” diye ortaya çıktı...
Bülent Arınç, Adnan Hoca’nın kediciklerine dil uzattı; Adnan Hoca da onunla laf yarıştırdı.
Ciddi ciddi internet yasakları başladı...
Ve ülkenin Başbakan’ı, birkaç ay sonra Cumhurbaşkanı olmaya soyunacağı devletini Anayasa Mahkemesi’ne dava etti.
İşte bunlar hep büyülü gerçeklik.
Hem korkunçlar, hem gerçekler hem de içlerinde olağanüstülük barındırdıkları için inanılmazlar!
Tıpkı Marquez’in yazdıkları gibi.
Nietzsche, “Hiçbir sanatçı gerçeğe katlanamaz” der.
Camus ekler: “Ama hiçbir sanat gerçekten vazgeçemez.
Camus’nün etikte, Nietzsche’nin göklerde aradığı katlanma gücünü Marquez yerde, hemen yanı başında bulmuştu.
O güç atalarının dilinde, hafızasında ve hayalinde yüzlerce yıldır capcanlı duruyordu.
İşte bu yüzden biz Marquez’i çok sevdik.
Yenilmesi yutulması zor gerçekleri hepimizin genlerinde var olan o olağanüstü dille anlattı bize.
Hem bizi gerçeklerle yüzleştirdi hem de onları alt edebilme gücümüzü hatırlatıp bizi büyüledi.
Başkan Babamızın Sonbaharı” adlı romanında anlattığı general mesela...
O generalin birazı Kenan Evren’dir; birazı Tayyip Erdoğan.
Çoktan ölüp gitmesi gerektiği halde yüz yaşını geçmiştir.
Ve hâlâ inatla halkı yönetmeye devam etmektedir.
İki kez öldü sanılmıştır, ama her seferinde dirilerek halkın gözünde iyiden iyiye kutsallaşmıştır.
Bir mucizenin büyülü şahsiyetidir.
Ve çok da zalimdir.
Bu arada hep ihanete uğrar.
En yakınındakiler bile onu devirme planları yapar.
Hepsiyle devamlı mücadele etmek ve kimsenin gözünün yaşına bakmamak, iktidarına zeval getirecek ufacık bir açık bile bırakmamak zorundadır.
İktidarını sürdürebilmesi buna bağlıdır.
O yüzden kendisiyle alay eden papağanlar dahil, herkes hemen ortadan kaldırılır.
Uçurtma uçurmayı yasaklar.
Küçük çocuklar için öldürme emri verir.
Sonra o emri uygulayanı da öldürtür.
Marquez’in başkan babası bizim de başkan babamızdır ve nesiller boyu başımızdadır.
Marquez o romanı, birbirinden noktalı virgüllerle ayrılmış, okunması zahmetli, çok ama çok uzun cümlelerle yazar, çünkü zor zamanlarda hayat o cümlelere benzer.
Duyduğunuzla ve gördüğünüzle yetinirseniz kaybedersiniz.
Kimin gerçekte ne dediğini anlamak için tekrar tekrar başa dönüp bakmanız gerekir.
Felaket zamanlarında hayatın büyüsünü kaybetmeden gerçeğin peşine düşmek maalesef zorlu bir meseledir.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yanık saraylar 4 Ağustos 2021
Patron çıldırdı 30 Temmuz 2021

Günün Köşe Yazıları