Korkusuzluğun ecele faydası

01 Şubat 2017 Çarşamba

Referandum için çektiği videoyu tekrar tekrar izliyorum.
Videoda, “Ben bu rejim değişikliği teklifine hayır diyorum” diyor.
“Ama çocuk oyunu gibi kimseye de var mısın yok musun diye soramıyorum” diyor.
“Çünkü biliyorum ki hayır diyecek insanların birçoğu kendilerini tehdit altında hissediyorlar ve korkuyorlar” diyor.
“İşte ben de tam bu yüzden bu değişikliğe hayır diyorum” diyor.
“Ben istiyorum ki” diyor, “Bu ülkede insanlar siyasi görüşlerinden ötürü, düşüncelerinden ötürü, eleştirilerinden ötürü suçlanmasın.”
“Bu yüzden” diyor, “Kendini tehdit altında hissetmesin”.
“Bu yüzden hayır” diyor.
“Korkmuyorum” diyor.
“Siz de korkmayın” diyor.
“Hayır deyin” diyor.
“Biz kazanacağız” diyor.
Sesi yumuşacık.
Tonlaması kararlı, duyguları derin, zihni berrak.
Niyeti temiz, tertemiz görünüyor.
O yüzden çoğu insandan daha ikna edici.
Çoğu insandan daha güven verici.
Adı Sera Kadıgil. Avukat. CHP Parti Meclisi üyesi.
Tartışma programlarına çıkıyor ve çok etkileyici, mantıklı konuşmalar yapıyor.
Ben bu satırları yazarken, eski sosyal medya paylaşımları nedeniyle gözaltına alındı.
Yaşadığı ülkede insanlar siyasi görüşlerinden ötürü, düşüncelerinden ötürü, eleştirilerinden ötürü suçlanmasın ve kendini tehdit altında hissetmesin diye hayır diyeceğini açıkladıktan birkaç gün sonra...
Birçok gazeteci, sanatçı, akademisyen, milletvekili, öğrenci, genç, yaşlı sıradan vatandaş gibi, çoktan mimlendi ve dili de aklı da iktidar tarafından mühürlenmek istendi.
Siz bu satırları okurken Sera Kadıgil serbest kalmış da olabilir; tutuklanmış da.
Artık biliyoruz, bu ülkede, bugünlerde bir muhalifin tutuklanıp tutuklanmaması hukuki dayanaklardan ziyade değil, niyete bağlı.
Korkutarak ve tehdit ederek ve gözdağı vererek kendi hukuksuz icraatlarını meşrulaştırmaya çalışan iktidarın at koşturduğu bir arenada her gün bir kurban aslanlara yem olarak atılıyor.
Bu yemler iktidarın, eğlenceyle vahşeti birbirinden ayıramaz hale gelmiş seyircisine bir lütfu.
Sosyal medyadan cımbızla ayıklanan sembol isimler, padişah buyruğuyla zindana atılan tutsaklar gibi hukuki süreci bir türlü işlemeyen bir döngünün girdabına ardı ardına terk ediliyor.
Korkmayan, susturulamayan, konuşan herkes büyük tehdit altında.
Ardı ardına yaptığı yargısız infazlarla ortalığı muhaliflerden temizleme hezeyanındaki iktidar, bir gün bir muhtarı nişan alıyor, ertesi gün bir avukatı.
Öğrencilerden gazetecilere, yazarlardan sanatçılara, sendikacılardan, dernekçilerden, milletvekillerinden sıradan insanlara kadar tüm muhalifler hedefte.
Piyangonun ne zaman kime çıkacağını bilmek imkânsız.
İktidar sapkın bir nişancı gibi.
Ülkenin çatısından her gün birini vuruyor.
Onun karanlık niyetini deşifre edenler o namlunun ucunda nefes alıyor.
Ama ne yaparsa yapsın gücü muhalifleri korkutmaya yetmez.
Çünkü diktatörler güçlerini korkudan alırlar;
Muhaliflerse korkusuzluktan.
Ve korkunun ecele faydası yoktur;
Ama korkusuzluğun ecele faydası çoktur.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yanık saraylar 4 Ağustos 2021
Patron çıldırdı 30 Temmuz 2021

Günün Köşe Yazıları