Böyle buyurdu RTÜK

07 Şubat 2018 Çarşamba

İktidara gelir gelmez tüm kadınların başlarını kapatmadılar.
Medeni hukuku bir anda yok edip yerine şeriat kanunları getirmediler.
Yeniden hilafeti ilan etmediler.
Sarıklı sakallı cüppeli cemaat liderleri iktidar koltuklarına kurulmadılar.
Gücü ellerine geçirir geçirmez Cumhuriyeti yıkıp İslam devleti kurmadılar.
Resim yapmayı, dans etmeyi, kadınların sahneye çıkmasını yasaklamadılar.
Atatürk heykelleri henüz yıkılmadı.
Devlet opera ve balesi daha kapatılmadı.
Ama daha korkuncu oldu.
Toplumun aklıyla oynadılar.
Değerlerini ellerinden aldılar.
Üzerlerine korkular saldılar.
Tüm bunları da medyayı kullanarak yaptılar.
Şimdi de...
İnternet ortamının görece özgürlüğünde hâlâ inadına savunulan karşı fikirleri, ortaya çıkarılan gerçekleri, sorulan soruları bertaraf etmenin peşindeler.
İnternet yayınlarına getirilmek üzere olan RTÜK denetimi, sansürde en üst noktaya yaklaştığımızın işareti.
Baskıyı büyük bir gözaltı ve cezalandırma sistemiyle topluma dayatan...
Tüm muhalif sesleri devre dışı bırakacak tedbirlerle, halkın haber alma hakkına alenen ambargo koyan...
Bir karşıdevrim histerisiyle görüntüsünden zihniyetine kadar ülkeyi baştan aşağıya yeniden yaratmaya kalkışan iktidar aklı...
Hayatı insan haklarından, düşünce özgürlüğünden ve hukukun üstünlüğünden söz bile edilemeyen bir hale getirme becerisinin meyvelerini toplarken, önündeki son engeli de bertaraf etmeye hazırlanıyor.
Korkutulmuş, sindirilmiş, yılmış ve cahilleştirilmiş bir toplumu yeni değerlerle ve yandaş fikirlerle biçimlendirme projesinde son rötuşlara doğru yol alıyor.
Başına gelenleri doğru okuyamayan toplum hak ettiğini yaşar.
İnternet yasakları sadece müstehcen sahnelerinin kesilmesi, sigara görüntülerinin bulanıklaştırılması, küfürlü konuşmaların ayıklanması, yayınlara ahlaki kaygılarla sansür uygulanması anlamına gelmiyor.
Külliyen insanın düşünce özgürlüğüne, halkın haber alma hakkına, habercinin haber verme sorumluluğuna ağır bir darbe indiriyor.
Bugüne kadar vazifesi -sözde-, kamuyu zararlı yayınlardan korumak olan RTÜK, bundan böyle vahşi ve sınır tanımaz bir iktidarın kapısına bağlanmış bir bekçi köpeğine dönüşecek...
Bu ülkede son yıllarda ardı ardına onca şey yaşandı; kıyamet kopmadı.
Daha en başta...
Havaalanlarındaki panolardan mayo reklamları kaldırıldığında...
Onların yerini hemen başörtüsü reklamları aldığında...
Belediyeler büyük şehirlerin işlek caddelerindeki içkili mekânların sokaklara masa atmasıyla uğraşmaya başladığında...
Önce otobüs firmaları sonra da devlet demiryolları birbirini tanımayan kadın yolcularla erkek yolcuların yan yana seyahatini yasakladığında...
İçki firmalarının konserlere sponsorluğu engellendiğinde...
Üniversitelerdeki öğrenci şenlikleri tek tek bitirildiğinde...
Devlet liseleri hızla imam hatip liselerine dönüştüğünde...
Kirli işbirliklerin ipliği pazara çıktığında...
Yolsuzluk dosyaları sapır sapır ortaya döküldüğünde...
Medya iktidar tarafından alenen ele geçirildiğinde...
Olan bitene itiraz edenler sorgusuz sualsiz içeri atıldığında...
Hukukun üstünlüğü ayaklar altına alındığında...
Hatta hatta...
Cumhurbaşkanı alenen makamının tarafsızlık ilkesini çiğnediğinde bile...
Kimsenin kılı kıpırdamadığı ve kıyamet kopmadığı için...
Sineye çektiğimiz bunca şeyin bedeli şimdi bir bıçak gibi dayandı kalbimizde.
İnternet RTÜK tarafından denetlendiğinde...
Önümüzdeki herhangi bir savaşta ya da seçimde...
Başımıza ne geldiğini artık tartışamayacağız bile.
Cumhuriyetle birlikte aydınlanma yaşamış bu ülke...
İran olmadı, Malezya ya da Pakistan da olmadı...
Ama nevi şahsına münhasır bir şekilde rezil oldu nihayetinde.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yanık saraylar 4 Ağustos 2021
Patron çıldırdı 30 Temmuz 2021

Günün Köşe Yazıları