‘AK’ Rüşvetin Kara Tarihi

25 Nisan 2014 Cuma

Naçiz Bir SeçimTahlili

Her ulusun ölümsüz sanatçısı kendine.
İngilizler Shakespeare’in 450. doğum yılını kutluyorlar.
Bu yıl, bizim Fuzuli’nin de 520. doğum yılı.
Ama bizde onu anan yok.
Belki de gerek yok da ondan.
Çünkü aradan beş yüz yıl geçtiği halde o hâlâ yaşıyor.
Hâlâ hayatımızda ve dilimizde!
Bağdat’ın fethi dolayısıyla Kanuni’ye yazdığı “methiyename” için kendisine 9 akçelik maaş ödülü bağlanmıştı.
Elinde maaş beratı, maliye dairesine gitti.
Kılık kıyafeti ve kırçıl sakalıyla memurların ilgisine layık olamadı...
Maaşını bağlatamadı.
O da oturdu, her satırı hâlâ geçerli ünlü “Şikâyetname”sini yazdı.
Selam verdim. Rüşvet değil diye almadılar.
Hüküm gösterdim, faydasızdır diye iltifat etmediler.
Gerçi görünürde itaat eder gibi davrandılar.
Ama bütün sorduklarıma hal diliyle karşılık verdiler.
Dedim: - Ey arkadaşlar, bu ne yanlış iştir, bu ne yüz asıklığıdır?
Dediler: - Bizim âdetimiz böyledir.
Dedim: - Benim riayetimi gerekli görmüşler ve bana tekaüt beratı (emeklilik belgesi) vermişler ki ondan her zaman pay alam ve padişaha gönül rahatlığı ile dua kılam.
Dediler: - Ey zavallı! Sana zulüm etmişler ve gidip gelme sermayesi vermişler ki, daima faydasız mücadele edesin ve uğursuz yüzler görüp sert sözler işitesin.
Dedim: - Beratımın gereği niçin yerine gelmez?
Dediler: - Zevaittir (karşılıksız), husulü mümkün olmaz.
Dedim: - Böyle evkaf zevaitsiz olur mu?
Dediler: - Asitanenin (İstanbul) masraflarından artarsa bizden kalır mı?
Dedim: - Vakıf malın dilediği gibi kullanmak vebaldir.
Dediler: - Akçamız ile satın almışız, bize helaldir.
Dedim: - Hesaba alsalar bu tuttuğunuz yolun fesadı bulunur.
Dediler: - Bu hesap, kıyamette sorulur.
Dedim: - Dünyada dahi hesap olur, haberin işitmişiz.
Dediler: - Ondan dahi korkumuz yoktur, kâtipleri razı etmişiz.
Gördüm ki sualime cevaptan başka nesne vermezler.
Ve bu berat ile hacetim kılmağın reva görmezler.
Çaresiz mücadeleyi terk ettim.
Ve mey’us ü mahrum guşe-i uzletime (kederli ve yoksun yalnızlık köşeme) çekildim.”

***

Fuzuli, bu satırları 480 yıl önce yazmış.
İşleri zora koşan ve rüşvetsiz iş yapmayan bürokrasinin kökü beş asır gerilere gidiyor.
Halkımızın iktidara ait tapelerin sergilendiği manzaradan...
Sıfırlamakla bitmeyen dolar balyalarından...
Ayakabı kutularından-çikolata tabaklarından taşan paralardan etkilenmeyişi bundan.
Bugün 25 Nisan. Rüşvet-yolsuzluk temalı seçimde muhalefetin aldığı yenilginin 1. ayı neredeyse doldu...
Halkımız, bunca hırsızlıktan yolsuzluk, rüşvet iddiasından neden rahatsız olmadı diye şaşırıyoruz ya...

Ömür biter yazı sürer...
Koç Holding ailesinin kıdemli üyelerinden elinde kalem, sağlık ve esenlik içinde Can Kıraç 87 yaşına basıyor.
22 yıl önce emekli olup köşesine çekilirken “Hayatın Yeni Sahiline Geçiş” başlığı altında 1992 yılı başında şöyle demişti: “İnsanlarla ilişki kurmak bana hep heyecan ve keyif vermiştir. İnsanları anlamaya, onların düşünce dünyalarına ulaşabilmeye daima özlem duymuşumdur. Hayatımın bundan sonraki bölümünde; yazarak, konuşarak, insan olmanın zevkini yaşıyorum, özgürlüğün coşkusu ile kucaklaşıyorum. Bu duygularla ‘Hayatın Yeni Sahilinden’ sizlere sevgilerimi sunuyorum”.
Yeni sahil, Can Kıraç gibiler için “yan gelip yatma yeri değildir!”
Yeni sahil yeni ufuklara açılmak demektir. Maliyet, kâr, zarar, ihracat, ithalat rakamlarıyla geçen uzun ve hareketli mesleki bir yaşamdan sonra bu kez sözcükler âlemine yöneldi.
Görsellikle desteklediği zihinsel, düşsel ve düşünsel birçok ürün ortaya koydu.
“Anılarımla Patronum VEHBİ KOÇ, Anılar Olaylar,
Kolajlı Taşlamalar” adlı kitaplar özellikle iş ve basın dünyasında çok ilgi uyandırdı.
Kıraç, ayrıca sanal âlemin de hakkını verdi:
www.cankirac.com adresli sitesinde hayatla, sanatla, çevremizde olup bitenlerle ilgili 400’e yakın yazı yazdı.
Ayrıca adı biraz netameli olsa da “foto-montaj”a yöneldi.
700’ün üzerinde mizahla yüklü görüntü yarattı.
“Yani?” diyenlere yanıtı:
“87 yaşımın coşkusu ile ve Âşık Veyselin seslenişini hatırlatarak şöyle tamamlamak istiyorum;
Gün ikindi akşam olur/ Gör ki başa neler gelir Can Bey gider adı kalır/ Dostlar beni hatırlasın!”

***

Can Bey’e sağlık-afiyet içinde güzel ve nice yaşlar...   



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Gerçeğin demine Hu 28 Nisan 2024
Erdoğannâme... 14 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları