Geziciler, PKK'li 'Aktivistlerden' Daha Tehlikeli Değilse...

11 Haziran 2013 Salı

“Gezi Açılımı” için atılacak adımlar hazır...

\n

***

\n

Tayyip Bey, her şeye rağmen çok şanslı.
Ortalık çok karışık.

Ama çok şükür her kafadan bir ses çıkmıyor.
“Gezi cephesi”nden farklı sesler çıkmıyor.
Başbakan da bunu biliyor ve görüyor:
“Tencere tava, hepsi AYNI hava” demesi bundan.
Gezi cephesi her ilde, yerde feryat ediyor:
“İktidar bize kulak versin, biz de ona kulak verelim! On yıldır türbana ve dindarlara karşı en küçük bir suç işlenmedi, Başbakan’ın savunduğu yaşam tarzına hep saygılı, özenli oldu. Ama Başbakan aynı özeni bizlere hiç göstermedi, göstermiyor. Üstelik çapulcu, ayyaş diye hakaret edip duruyor!”
“Gezicilerin” arasında “Silivri CD’si” gibi karıştırılmış birkaç “marjinal” veya “ideolojik” unsur olabilir.
Bu “karanlık bahane” ile, masum, meşru ve haklı tepkilerin topunu gaza tutmak yangına benzin sıkmaktan farksız.
Tersi görünse de, iktidar çok şükür Tayyip Bey’den ibaret değil.

Olaylarının başından beri sergiledikleri tutumlarıyla selim çizgisinde kalmaya özen gösteren
Abdullah Gül ve Bülent Arınç gibiler de var.

\n

SABRIN SONU - ÜMÜK SIKMAK

\n

Başbakan, seçimlerdeki rekorunu bile kırarak aynı gün 6 ayrı meydanda, 6 ayrı tarzda, 6 ayrı şiddet diliyle meydan okurken...
“Ümük sıkmaktan”, “ağır bedel ödetmekten”, “sabrın sonundan” söz ederken...

Yardımcısı Arınç da İstanbul’da şöyle konuşuyordu:
“Biraz ötemizde başka duygular içinde olan topluluklar var. Onlar da kendilerince tatmin oluyorlar. Sloganları var, sosyal medyada paylaştıkları görüşleri var. İnandıkları yaşam tarzı içerisinde onları mutlu eden olaylar var. Bir başka yerde çatışma var, kavga var, nefret var. Ama biz burayı tercih ettik. Çünkü buradan hepimizin alacağı çok büyük dersler olduğunu düşünüyorum. Ne yapıyoruz, nasıl yapıyoruz? Makam peşinde miyiz. Birileri bizi uyarmalı. Silkelemesi lazım!”

\n

‘BU BİRİLERİ KİM OLABİLİR?’

\n

Alfabetik sırayla...
AB mi, ABD mi?
Cumhur’un Başkanı
Abdullah Gül mü...
Açılım’ı kazaya uğrayan
Abdullah Öcalan mı?
ABD zaten, belki de tarihte ilk kez, aynı gün peş peşe lisanı münasiple,
Tayyip Bey’i uyardı.
Ama artık
“uyarı” değil, Arınç’ın dediği gibi, “silkelemek” lazım.
Bu silkelemenin de
“gönülden” , “içten” ve “içeriden” olması lazım.
Bülent Arınç, gönüller arasındaki kopukluğun
“iletişimsizlikten kaynaklandığına” inanıyor.
Rastlantıya bakın ki, benzer inancı
“sosyal medyada” örgütlü etkili gruplar da paylaşıyor. Aralarında ODTÜ’lü hocalar ve öğrenciler de var, siyasetçiler de, ev hanımları da, öğrenciler de, muhafazakârlar da devrimciler de.
Arınç, “
Birilerinin bizleri silkelemesi lazım!” diyor.
Bu görevi
“yürekten iletişim yahoo grubu” üstlenmeye hazır.
Bunun yöntemi için de görüşmeye hazırlar.
Kendilerini
* Başbakan’ın istifa etmesini de istemiyoruz. Çünkü biri gider, diğeri gelir. \t * Geçici çözüm yerine yapıların değişmesini istiyoruz.
* İnsanların kendi “yaşamını etkileyen kararlara” katılmasını istiyoruz.
* Bunun için yaratıcı katılım mekanizmaları geliştirilmesi şarttır.
* Böyle bir insanlık kültürümüz olmasını istiyorum.
* Bu düzlemde hukuki ve idari düzenlemeler olmasını istiyorum…
* Ünlü sosyalbilimci M. Rosenberg, “Şiddetsiz İletişim” adlı yapıtında “Kendi ihtiyacını karşılarken, karşındakinin ihtiyacını yok saymak veya karşındakinin ihtiyacını karşılarken, kendininkini yok saymak da şiddettir!” diyor.
* Bu anlayış iktidarca paylaşılsın istiyorum. Kendi ihtiyacım karşılanırken, başkasınınki yok sayılsın istemiyorum.
* Katılım istiyorum, çünkü karar sürecinde birçok görüşü duymak istiyorum.
* Farklı bilgilerin, sezgilerin, deneyimlerin imbiğinden süzülmüş bakış açılarını da, en sade haliyle dile getirilmiş ihtiyaçları da duyabilmek istiyorum.
* Karar süreçlerinde -aynı Gezi’deki yemek masaları gibi- kim ne biliyorsa, ne düşünüyorsa, ne deneyimlemişse, içtenlikle getirsin, kararlar o zenginlik içinde alınsın istiyorum. \t \t
* Artık ihtiyacımızın ne olduğuna başkaları karar vermesin. İhtiyaçlarımızı dile getirelim ve diyalogla çözümler üretelim istiyorum.
Öneriler böyle sürüp gidiyor...

\n

NE GENÇ NE YAŞLI

\n

“Aracı”, “uzlaştırıcı” olmaya hazır “Yürekten İletişim Grubu” kolaylaştırıcısı, hukukçu Hale Meriç.

\n

Grubu oluşturanların çoğunluğunu, Meriç “Ne genç ne de yaşlı” diye tanımlıyor.
Benzer tanım Sayın Gül ve Sayın Arınç için de geçerli.
Onlar da ne genç ne de yaşlı.
Yürekten İletişim’in
“kolaylaştırıcısı” da onlar olabilirler.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Erdoğannâme... 14 Nisan 2024
At binenin 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları