CHP ne yapabilir, ne yapmalıdır?

21 Haziran 2023 Çarşamba

Gazetemizde üst üste CHP konulu yazılar yayımlanıyor.

Hem sürekli yazarlarımızın hem ikinci sayfada yayımlanan konuk yazarların gerçekten öğretici yazılarını okuyorum.

CHP özellikle seçimler sonrasında toplumun ilgi odağına oturmuş görünüyor.

Parti içinde ve dışında konuya ilişkini tartışmaları tam bir nesnellikle yansıtıyor olmasından ötürü gazetemizi kutluyorum.

Cumhuriyet okuru olmak benim için her zaman öğretici olmuştur.

Yeterince çok sayıda aydınımızın Cumhuriyet okuru olmayışına üzüyorum.

Ümit ederim ki portalımız bu açığı kapatmaktadır.

Seçimlere ilişkin tartışmaları kişisel hesaplaşmalara indirgeme eğiliminin hem yanlış hem zararlı olduğunu düşünüyorum.

Bu konuda Ergin Yıldızoğlu’nun 13 Haziran tarihli yazısındaki bir saptamasının altını önemle çizmek isterim: Rejimin oylandığı bir seçimde başarısızlığın derecesinin önemi yoktur.

Değerli Yıldızoğlu’nun aynı yazıdaki, CHP artık ne hali varsa görür anlamındaki sözünü ise geçici bir duygusal tepki olarak kabul ediyorum. 

Seçimlerde alınan yenilginin irdelenmesi (analizi) yapılmaktadır ve kuşkusuz yapılacaktır.

Bu konuda görüşlerimi şimdilik saklı tutarak başarısızlığın daha geneldeki nedenlerine ilişkin düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.

Bunlar aslında söz konusu başarısızlığın nedenlerinin ipuçlarını da taşımaktadır. 

Aynı şey CHP ne yapmalıdır, ne yapabilir sorularının yanıtları için de geçerlidir. 

Bir önceki yazımda değindiğim gibi, seçimlerde başarılı ya da başarısız olmak, bir siyasal partinin başarısı ya da başarısızlığının tek ölçütü değildir.

Başarı öncelikle kendi değerlerini koruyabilmektir.

Bir partinin (ya da kişinin) onu o parti (ya da o kişi) yapan değerlerden ödün vererek elde ettiği başarı, gerçekten başarı sayılabilir mi?

Ya da bu değerlerden ödün vermemek pahasına uğranan başarısızlık, gerçek anlamda başarısızlık mıdır?

Usa vurmayı sürdürerek son seçimlerdeki başarısızlık bağlamında şu can alıcı soruyu sorabiliriz: 

Başarı elde etmek amacıyla öz değerlerinden ödün verip yine de başarısızlığa uğramak ne tür bir yenilgidir?

Böyle bir yenilgiden ne gibi sonuçlar çıkarmak gerekir?

Giriş sayılabilecek bu paragraflardan sonra yazının başlığını oluşturan soruları kısaca yanıtlamaya çalışayım...

CHP onu CHP yapan öz değerlerinden hiçbir nedenle hiçbir biçimde ödün vermemelidir.

Bu değerlerin en başında laiklik geliyor.

CHP’nin en büyük titizlikle ve kararlılıkla ve ne pahasına olursa olsun koruyup savunması gereken alan budur.

Ülkemizin karşısındaki en yaşamsal tehlike, laikliğin bütünüyle ortadan kaldırılacak olmasıdır.

CHP, parlamento içinde ve dışında, en büyük sayıda halk kitlelerinin desteğini alarak en büyük çapta laiklik savunusuna hazır olmalıdır...

Gençliğin büyük çoğunluk oluşturduğu ülkemizde CHP, gençliğin ilgisini çekmek, milyonlarca genç üye ve yandaş kazanmak, gençlik örgütlenmeleriyle çok yakın ilişki içinde olmak zorundadır.

Tarihsel köklere sahip olmak başka, genç ya da yaşlı olmak başkadır.

CHP yaşlı bir parti olma görünümünden hızla sıyrılarak genç bir parti, bir gençlik partisi olmak zorundadır.

Bunun yolunu, yöntemini bulmalıdır, bu olanaklara sahiptir.

Eğitim en az ekonomi kadar yaşamsal önemde bir sorundur.

CHP, Halkevleri ve Köy Enstitüleri fikirlerini canlandırmalı, yaşama geçirmelidir.

Bunların yapılması için ille de iktidar olunması gerekmiyor.

Yüzde otuzlara yakın bilinçli laik oy çok büyük bir toplumsal güçtür.

CHP örgütleri yukarıdan aşağıya, tepeden tırnağa bu hedeflere kilitlenmeli, kolları bunun için sıvamalıdır.

CHP kadroları, bu partinin tek tek bütün üyeleri, büyük bir sorumluluk yükü altındadır. 

Bu aynı zamanda bir onur yüküdür.

Çünkü bu sorumlulukların yerine getirilmesi için savaşım, ülkenin varoluşunun bütünüyle savunulması demektir.

Bu partiden bu yönde ışıklar aldığında Türkiye toplumu, onun yanı başında en büyük sayılarda yerini alacaktır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Ülkem için korkuyorum 24 Nisan 2024
Devlet suç işliyor 17 Nisan 2024
Bir bayram kutlaması 10 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları