Devekuşu Nüfusu Neden Arttı?

18 Ocak 2012 Çarşamba
\n

Siyaset yorumcuları için anlaşılması güç, karmaşık, öyleyle böylenin iç içe geçtiği zamanlardayız. Bir yana itilmiş ve unutulmuş olguların analizleri güdükleştirdiği de bir gerçektir. Örnek ister misiniz?

\n

Irakta olup bitenlere bakın öyleyse: Irakın Şii Başbakanı Maliki, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sünni Haşimiyi tutuklatmak istiyor. Haşimi ülkenin kuzeyindeki Kürt bölgesine sığınmıştır. Peki yardımcısı aranan Cumhurbaşkanı Kürt Talabani nerededir? \t

\n

Bilmiyorum.

\n

Süleymaniyedeydi bir ara.

\n

Bu tablonun bir yerinde de Türkiye var. Malikiyi sevmiyor, Haşimiyi destekliyoruz! Maliki de Türkiyeye öfkeleniyor, nota veriyor, Irakın içişlerine karışmakla suçluyor. Türkiyenin yanıtı da ilginçtir. AKP Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik Malikiyi örgüt lideri gibi konuşmakla suçluyor.

\n

Bütün bunlardan bir şey anladınız mı?

\n

***

\n

Bu tabloda bir boşluk var. O boşluk, bir süre önce yalan dolanla ABDnin bu ülkeyi işgalinin unutturulmasından, topun, tüfeğin, siyasi şantajın, öfkenin ve her gün yüzlerce ölümün karanlığında yapılangenel seçimlerle kurulan demokrasinin sahteliğinden kaynaklanır. Daha sonra ABD, askerlerini bu belalı ülkeden geri çekmiş, Pandoranın Kutusunun kilidini elinde tutan güç, anahtarı ortada bırakarak çekilip gitmiş, kutu da açılıvermiştir.

\n

Tabloyu tamamlayalım.

\n

ABD, içine Türkiyenin de sokulmak istendiği bir düzenle bölgeye siyaseten daha iyi yerleşebilmek için, bir dizi başarılı - başarısız çabanın içindedir: Ortaklarla birlikte, isyan eden yığınların açtığı yoldan ustaca devreye girmeyi başarmıştır: Libya halledildi! Mısırda yönetim askerlere devredildi. Suriyede şimdilik işler iyi gitmese de hâlâ umut var. Gerçekler böyledir, ama nedense birkaç kuşkucu köşe yazarının dışında, kimsenin aklına demokrasi kahramanı ABDnin neden şeyhlerle, krallarla iş tuttuğunu sormak gelmemektedir.

\n

Demek ki durum karışıktır, anlaşılamamıştır.

\n

Anlaşılamamış mıdır? Öyleyse Iraka geri dönelim.

\n

Hayır, kendi ülkemize dönelim.

\n

***

\n

Bize son zamanlarda sıklıkla fısıldanan Türkiyenin bölgenin güçlü ülkesi olduğu ve yeniden dizayn edilmesinde, şekillendirilmesinde Türkiyeye büyük iş düştüğüdedikodusudur.

\n

İnsan kuşkulanıyor.

\n

Daha önce de Türkiyenin ılımlı bir İslam ülkesi olması gerektiğini fısıldıyorlardı. Oldu sonunda. İleri demokrasi diyorlardı, hapishanelerde yer kalmadı. Bu da olur mu, bizi bu yola da sokarlar mı diye düşünmeden edemiyoruz.

\n

Komşularla sıfır sorun gibi ideal bir stratejiden, komşularla hep sorun zorlamasına nasıl itildi bizim ülkemiz? Yunanistanla tatlı sert ilişkimiz bize yetiyordu, Suriye, Irak derken, İranla ilişkilerimizi beğenmeyen ABD ne istiyor bizden Allah aşkına!

\n

***

\n

Labirentin içinde çıkış yolunu, kapıyı arıyoruz. Her dönemeçte cesetlerin üstüne çişini yapan Rambolar yolumuzu kesiyor, öteki koridoru gösteriyorlar.

\n

Ne yapmak gerektiğini biliyoruz aslında.

\n

Meltem Cumbul Altın Küre ödül töreninde söyledi zaten.

\n

Yurtta barış, cihanda barış...”

\n

Böyle masum ama imkânsız dileklerin anlaşılabilmesi için, labirentin köşelerini tutan, tüm dünyada en üstteki yüzde beşin temsilcisi olan, içeride - dışarıda her yeri kana bulayan Ramboların ve işbirlikçilerinin hikâyedeki gerçek yerlerinin bilinmesi gerekir. Biliniyor mu peki?

\n

Devekuşu nüfusu neden bu kadar arttı sanıyorsunuz siz!

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları