Kitaplar Sonsuzdur

17 Temmuz 2012 Salı
\n

Yazlığa, yıl içinde okumaya yetişemediğim bir çanta dolusu kitapla gelirim her yıl. Kimi ertelenip yaza bırakılmış kimi yeni çıkmıştır. Burada kaldığım iki ayda en çok iki ya da üç roman, bir öykü, birkaç inceleme kitabı okuyabileceğimi bilirim ama seçme şansım olsun isterim. Getirdiğim kitapları yeniden yoklayıp karıştırarak yakınlık kurmaya çalışır, ben farkına varmadan kendini okutanlara öncelik tanırım.

\n

Okuyamadıklarımın bir kısmını dönüşte İstanbula geri götürürüm. Bazılarını ise gelecek yaz okumak umuduyla burada bırakırım. Savaş görmüş yaşlıların açlık korkusuna benzer bir duyguyla kitap yedeklerim. Bunların çoğu okunmadan kalır çünkü durmadan yeniler gelir yerlerine. Tersine, bazen de önceki yaz ilgimi çekmeyen bir romanı sonraki yıl bir solukta okuyup bitirdiğim olur. Bulunduğum ruh hali, yazıp yazmıyor oluşum, zamana ve duruma göre değişen ilgilerim etkilidir kitap seçimimde ya da başladığımı bitirmekte.

\n

Bu arada kalanlar biriktikçe birikir. Eski yazlardan kalanlar arasında yıllarca kapağı açılmamış bir Hermann Hesse ya da Ursula K. Le Guin olabilir. Üçüncü kez okumak istediğim bir Katherine Mansfield güncesi de. Nasıl olur bilmem birine kapılır giderim. Hani bazı şeyler bazı zamanları bekler ya, kitaplar için de böyledir. Bir kitap kurduna dönüştüğümden beri, benim bazı kitapları beklediğim kadar bazı kitaplar da sabırla beni beklemiştir.

\n

***

\n

Bu yıl, otuz kadar kitapla geldim yaz evine. Bunlar arasında Terry Eagletonun, trajik kavramını irdeleyen Tatlı Şiddeti ve Hayatın Anlamı adlı incelemesi, Elias Canettinin İkinci Dünya Savaşı sırasında yerleştiği İngiltere kırsalı anıları, Soylu Sınıfın Sonbaharı var. Jose Saromagonun Körlük, Pirandellonun Dışlanmış Kadın, Anais Ninin Minatoru Kışkırtmak ve Müge İplikçinin Civanı ile Soner Yalçının Samizdatı yaz bitmeden okumayı umut ettiklerim.

\n

Nasıl, bilmem. Çünkü bu yaz yeni bir romana da çalışıyorum. Kendi denizimde boğuluyorum daha doğrusu, ilerleme yok. Kitaplığı taradım, sevdiğim yazarların yazarken el altında tutmak istediğim bazı kitaplarını ayırdım. İyi bir yazardan birkaç satır, birkaç sayfa okumak insanın dilini, belleğini çözer, imgeler canlanır, anılar geri gelir, inancıyla.

\n

On beş yaşımda başladım kitap toplamaya. Hayatımdaki bütün dağılmalara, kopmalara rağmen terk edemediğim kitapları kentten kente, evden eve taşıdım durdum. Son durakları bu yazlık ev. Neler, kimler yok ki köy marangozu elinden çıkmış ahşap raflarda. 1959 -1980 arası Varlık yıllıkları, Güven Yayınevinin Şaheser Romanları. Orhan Kemaller, Attila İlhanlar, Faulkner, V. Wolf, Dostoyevski. Yaz izleri var çoğunda. Su ve güneş yağı lekeli sayfa aralarından hala kum taneleri dökülüyor. Nemden kabarmış kapaklar, altı çizilmiş, sararmış, hayallerle dolu sayfalar geçen zamanı, tasalı gençliğimi ve nasıl değiştiğimi hatırlatıyor bana.

\n

***

\n

Geçen yıl getirip bıraktığım kitaplara bakıyorum; Hal Niedzviecki, Dikizleme Günlüğü; Don DeLillo, Beden Sanatçısı. Nobokovun geçen yaz başlayıp sürdüremediğim, altı yüz sayfalık Ada Ya Da Arzusu. Bu yaz bitireceğim. Yaz çabuk geçse de. Diyorum ki, bu yaz uzun sürer belki de. Bunca sorun, bunca kaygı, dağılmışlık, adaletsizlik ve zulmün olduğu yerde zaman geçmek bilmez. Yine de sonunda eylül gelir. Yeni kitaplar yazılır, basılır, okunur. Döngü sürer gider. Mevsimler ve insanlar geçici, kitaplar kalıcı ve sonsuzdur.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda 8 Ocak 2013
Burhan Günel 1 Ocak 2013
Edebiyatın Sağı Solu 25 Aralık 2012

Günün Köşe Yazıları