Bonus Özelleştirme

10 Aralık 2012 Pazartesi

\n

CHPli Yıldıray Sapan, geçen hafta Meclis kürsüsünden bir özelleştirme öyküsü anlattı.\n

\n

1.8 milyon aboneye sahip, Türkiyenin en büyük 5. elektrik dağıtım firması olan Akdeniz Elektrik Dağıtım AŞ (AKEDAŞ) çevresinde gelişen öykü, özetle şöyle:\n

\n

AKEDAŞ 2010’da özelleştirilmek istendi. İhaleyi 1 milyar 165 milyon dolara, Muhteşem Yüzyıl dizisini yayımlayan kanalın da sahibi olan firma aldı. Ama ne hikmetse, bir süre sonra teminatını yakarak ihaleden çekildi. İkinci firma da üçüncü firma da teminatını yakarak ihaleden çekildi.\n

\n

Tekrar özelleştirmeye çıkıldı. İlk ihalede 1 milyar 165 milyon dolara verilen AKEDAŞ, 546 milyon dolara, yani tam tamına yarı fiyatına özelleştirildi. Üstelik önceki ihalede, ihale bedelinin tamamının bir seferde ödenmesi şart koşulmuşken bu ihalede 4 eşit taksite bölündü.\n

\n

İhaleyi kazanan firma, yargı kararlarına rağmen Oymapınar HESi geri vermemekte direnen firma. Firmanın sahibi, Başbakanın hemşerisi. Başbakan, bir süre önce Seydişehir Alüminyum Fabrikasını yine böyle bir yöntemle yok pahasına özelleştirmiş, Oymapınar HESi de bonus olarak yanında vermişti. Danıştay kararlarına rağmen Başbakan, Türkiyenin en büyük santrallarından biri olan Oymapınar HESi bir türlü geri almaya yanaşmadı.” \n

\n

Çok bereketli bir dönemdeyiz. Biraz kazıdınız mı, her yerden deniz feneri fışkırıyor!\n

\n

\n

10 Aralık

\n

İnsan Hakları Gününde, Muzaffer İlhan Erdosta sorduk, Haksızlık bıçağı onurumuza dayandı diyebilir miyiz?diye. Çiğnenen onur, bütün bir ulusun onuruysa, prangalanan, cehennem ateşinde korlaşan bıçak yeterli mi çiğnenen onurumuzu karartmaya?dedi ve ekledi:\n

\n

Geçmişin karanlığından çağın aydınlığına soluk soluğa koşan çocuklarımızın üzerine ağan Kuranın aydınlığından karanlığına inen bir boğulma bu. Kuranın aydınlığından, çünkü, Her resulü (peygamberi), halkına açık seçik beyanda bulunması için kendi toplumunun diliyle gönderen (İbrahim, 4) ve Akılları çalıştırmak için Kuranın Arapça indirildiğini(Yusuf, 1) duyuran ve buyuran ayetler, zihinsel gelişmelerini tamamlamamış çocuklara, özellikle erkeğin ve evin kölesi olmaktan kurtulamamış kız çocuklara tek bir sözcüğünü olsun anlayamadıkları Kuranı ezberleterek, akıllarının karartılmasına, bilinçlerinin kilitlenmesine siyaset sahne yapılıyor; bilimi İslamlaştırma politikası olarak, ulusal eğitimin temellerine cehaletin ve hilafetin tohumları ekiliyor. Kimin için bu cehalet, kimin kölesi olmaya koşuyor bu çocuklar?\n

\n

Laikliğe düşman, laik cumhuriyete düşman, bağımsızlığa ve ulusa düşman, insana ve insanlaşmaya düşman, tanrılaşan dolara kurban, petro-dolara köle bir siyasal erkin karanlığında meçhule gideno gemide gibiyiz!\n

\n

Tepemizde Balyoz’, bileklerimizde Ergenekonkelepçesi, Kürecikte radar üssü, Urfa yöresine konuşlandırılacak Patriyotlar -‘patriyot yurtsever demektir-, ulusun onurunu her gün yeniden yedi kat yerin altına gömmeye, ulusu ulus olarak gömeceği o büyük mezarı kazmaya hazırlanıyor.

\n

Cambaz

\n

Recep Tayyip Erdoğan, BDPli milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasında ısrarlı mı? AKPnin son grup toplantısı, ileri sürüldüğü gibi bu konuda bir ikna odasıgibi mi kullanıldı?\n

\n

Emekli Anayasa Mahkemesi Genel Sekreteri Bülent Serime göre, Başbakanın tutumu tümüyle seçmene bir selam:\n

\n

Asıl amaç dokunulmazlıkları kaldırmak değil, kaldırır gibi yapmak ve başarılı olamayınca da denedim ama olmadı diyebilmek. Çünkü Başbakan, Habur olayından sonra kaybettiği oyları geri alabilmek ve buna milliyetçi oyları katabilmek için, KCK operasyonlarından sonra BDP pervasızlığına da bir ders verilmesi gerektiğini hesaplıyor. Anayasanın 83. maddesine göre grup kararı alınamayacak olması da Başbakana yardımcı oluyor.\n

\n

Yine cambaza baktırıyorlar yani.\n

\n

\n

ASTın \n

\n

Dönüşü

\n

Ankara Sanat Tiyatrosunun (AST) yeni sezonda sahneye koyduğu Selamün Kavlen Karakoluoyununu izledik. Çocukluğumuzdan beri bir seyirci olarak tiyatro okulumuz olan ASTın epeydir yaşadığı bocalamayı aştığına tanıklık ettik.\n

\n

AST, gerçek kimliğine geri dönmüş.\n

\n

Sanırız, bu sıçrayıştaki en önemli etken, Yücel Ertenin, Aziz Nesinden uyarladığı oyuna değen büyülü yönetmen eli olmuş.\n

\n

Yücel Erten, Bütün olumsuz koşullara rağmen o nasıl bir aşk, nasıl bir dirençtir, nasıl bir güçtür ki, bir tiyatroyu yarım yüzyıl yaşatmayı başarmıştır?diyor.\n

\n

Bu aşk, direnç ve güç ile yeniden doğmayı biz Cumhuriyetçiler çok iyi biliriz. AST ile kan kardeşliğimiz oradan gelir...

\n

Halkın Nabzı\n

\n

\n

Dostumuz Mehmet Büyükbörekçi, çarşıda, pazarda amatör gazetecilik yapar. Geçenlerde karnabahar alırken manava sormuş:\n

\n

- Okullardaki kıyafet serbestliğine ne dersin?\n

\n

Manav, şırak diye yapıştırmış yanıtı:\n

\n

- Diyorlar ki, Büyüklerimiz, ünlü bir giysi mağazasını almışlar. Sürümden kazanacaklarmış.\n

\n

Halkımız, uçuk da olsa, işlerin nasıl yürüdüğünü çakmış durumda.\n

\n

\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

IMF Defteri 27 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları