Çatışmadan Yükselen Kuşkular

21 Kasım 2020 Cumartesi

27 Mayıs devrimini gerçekleştiren Milli Birlik Komitesi’nin Türkeşçi kanadından Muzaffer Özdağ’ın oğlu olan Ümit Özdağ’ın İYİ Parti’de gerçekleştirdiği karışıklığı izliyoruz birkaç haftadır.

İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu’nun FETÖ’cü olduğu savıyla yola çıkılarak İYİ Parti’nin suçlanmasıyla başlayan karışıklık, Ümit Özdağ’ın partisinden ihraç edilmesiyle sonuçlandı.

Ankara TED Koleji’ndeki öğrenciliğinden beri Türkeşçiliği ve kışkırtıcı kişiliği ile tanınan Ümit Özdağ’ın son çıkışları, kimi kuşkuları soru işaretinin çengelinde asılı bırakmaktadır:

Özdağ, İYİ Parti kurucularındandır ve Buğra Kavuncu ile uzun süre aynı partide birlikte çalışmışlardır. Bu süre içinde Buğra Kavuncu’nun FETÖ ile bağlantılı olduğunu öğrenememiş midir?

Buğra Kavuncu’nun babası Orhan Kavuncu’nun yakın geçmişte Orta Asya’da FETÖ okullarını örgütlediği konusunda bilgi sahibi olmamış mıdır?

Bundan yaklaşık 40 yıl önce Uğur Mumcu’nun ajan olduğunu yazdığı, Amerikan haber alma örgütü CIA ve dolayısıyla FETÖ ile bağlantıları ortaya dökülmüş olan Enver Altaylı’nın, Orhan Kavuncu’nun kayınbiraderi olduğundan haberdar olmamış mıdır?

Hafta başında CNN kanalında istihbaratçılarla birlikte saha çalışmaları yaptığını açıklamış bulunan Ümit Özdağ’ın, bu niteliği gereği bütün bu bağlantılardan İYİ Parti’de etkin görev yaparken bilgi sahibi olmaması olası değildir...

Bir başka kuşku verici nokta da Ümit Özdağ’ın, AKP’ye yanaşıp bakanlık kapmış olan Tuğrul Türkeş tarafından kutlanmasıdır.

Bütün bunlara, Ümit Özdağ tarafından kullanılan, CHP içindeki, partinin kuruluş felsefesiyle derdi olan liberallerin öncülüğünde yürütülmüş kimi temas, ortak çalışma, arayış gibi girişimleri de ekleyin... 

Türkiye’de her alanda görüldüğü gibi, siyasette de büyük bir bunalım ve dağılış, çözülüş, hatta çürüme yaşanıyor. 

Gözden düşmüş Saray damadının da kullandığı özdeyişle at izi it izine karışmıştır.

Bunun en büyük nedenlerinden biri, işinin ehli süvarilerden yoksun oluşumuzdur. 

Geçmişindeki güneşleri yok sayan, günü iyi çözümleyemeyen, geleceği kuramayan, olayların ardından sürüklenen sıradan önderliklerle bu süreçten sıyrılmak zor görünüyor.

Altın Laneti

AKP’nin Murgul’u siyanür havuzuna çevirme çabasına karşı verilen Meclis araştırma önergesi TBMM’de kabul edilmedi.

CHP’li Uğur Bayraktutan, “Madenin, bakırın başkenti olan bir ilçeyi siyanür havuzuyla yok etmeye çalışıyorsunuz” dedi, dinletemedi.  “Kentte heyelanlar var, burada eğer bir siyanür havuzu kurarsak bu heyelanları engellememiz mümkün değil” dedi, duyuramadı. “İlgili şirket Murgul’da bakırla alakalı çökertme havuzundaki sızmayı engelleyemiyor” dedi, vız geldi.

Doymak bilmeyenler sonunda Kral Midas’ın lanetiyle karşılaşacaklar:

Dokundukları her şey altına dönüşecek: Yakın çevreleri ve de yedikleri, içtikleri...

Kazık Demokrasisi

İleri demokrasinin nimetlerini yudum yudum içiyoruz adeta! 

Ana muhalefet partisi başkanının linç edilmeye kalkışılması aşamasından muhalif liderlerin mafya tarafından kazığa oturtulması sürecine geçtik...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Şamar örnekleri 6 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları