Senaryolar

17 Aralık 2022 Cumartesi

Ortada iki senaryo gözüküyor:

1- Saray, kendisine göre daha kolay rakiplerle karşı karşıya gelebilmek için Ekrem İmamoğlu’na ceza verdirerek olası bir çetin rekabetini önlemek isterken ona siyasette yükselişi için bulunmaz bir fırsat tanımış oldu.

Siyaset kurgulamada becerili Meral Akşener de fırsatı yarara döndürdü: Saraçhane Meydanı’nda Ekrem İmamoğlu’nu işaret parmağı ile göstererek “İşte budur” dedi.

2- Saray, Ekrem İmamoğlu’nun ceza mağduriyeti ile parlamasını sağlayarak 6’lı masayı adaylık konusunda birbirine düşürmek istedi.

Hangisinin geçerli olduğunu zaman gösterecek.

KAYBETMEMEK İÇİN

Ekrem İmamoğlu, geçen hafta dikkat çekici bir söz söyledi:

“Seçimi iktidar kazanamaz, ancak muhalefet kaybeder.”

Bu söz, hem seçim süreci hem de sonrasına ilişkin bir anlam içeriyor.

Muhalefet kaybederse ne olur?

Hüsamettin Cindoruk, arkadaşımız İklim Öngel’e ne olacağını söyledi açık seçik:

“Şeriat gelir.”

Yani?

Muhalefetin her atacağı adım bu açıdan önemli. Kaybetmemek için gerekeni yapmalılar yoksa demokrasinin kapısına kilit vurulacak. Yanlış yapanların da adı tarihe kazınacak!

Seçimleri yitirmeyeceklerinden emin olan CHP’lilerle söyleşiyorduk. Bir bakkal hesabı yapmışlar:

“CHP en az yüzde 27 alır. İYİ Parti seçmeninin bir kısmı adayımız Kemal Kılıçdaroğlu’na vermese bile onlardan en az 7 puan gelir. HDP’den de en az yüzde 10 alırız. 6’lı masanın diğer ortaklarından da 2-3 puan gelecek, eder yüzde 48. Bu ekonomik koşullarda en az 3 puan da kararsızlardan alınsa seçim haydi haydi kazanılır.”

Umarız Türkiye’nin geleceği piyangoya bırakılmaz, bu hesaplar tutar. Yoksa, ortaçağ tüm karanlığıyla üstümüze abanacak.

Bunun sorumluluğunun altından da kimse kalkamaz.

LAİKLİK TEHLİKEDE DEĞİLMİŞ!

Mutlaka aklınızda kalmıştır o söz:

“Türkiye’de laikliğin tehlikede olduğunu düşünmüyorum.”

Laiklik tehlikede olmadığı için medreseler açıldı, sübyan mektepleri resmi okul oldu, tarikatlar kolluk kuvvetlerinin resmi üniforması haline geldi, cemaatler darbe girişimi yaptı, softa takımı kadınlara, çocuklara saldırdı, ekonomi naslarla yönetildi, din kurallarına uydurulan kararnameler çıkarıldı, takkeli subaylar generalliğe atandı.

Şimdi de laiklik tehlikede olmadığı için, laikliğin tehlikede olmadığını ileri sürenlerin açtığı yoldan yararlanarak kadınlara dayatılan bir dinsel yasağı özgürlük adına laik anayasaya ekliyorlar!

Üstelik bu adımı, türbanın, peçenin, burkanın, çarşafın anayasalaştırılması için yapılacak halkoylamasını seçimlerle birleştirerek Saraycı iktidarlarını perçinlemek için kullanıyorlar...

Kemale ermek için bir kez daha yineleyelim:

Neymiş?

Laiklik tehlikede değilmiş!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

IMF Defteri 27 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları