İçkiden Medet Umma Padişahım, Ters Teper...

26 Mayıs 2013 Pazar

Olmuyor işte, uluslararası algı danışmanlarının, tüm çabalarına rağmen, bu ülkede işler pek istedikleri gibi gitmiyor. AKP iktidarı, giderek mevzi yitiriyor. Sahi, bizim bir Dışişleri Bakanımız vardı, büyük Osmanlı fantezisiyle yatıp kalkıyordu, ona ne oldu? Ortalıklarda görünmüyor, oysa nasıl yağıp gürlüyordu, “gücümüzü göstereceğiz!” Hangi güç kardeşim, Reyhanlı’da ölü sayısını bile hâlâ tam bilmiyoruz ve sustuk.
PKK çekiliyor ama bu çekilmenin karşılığında hükümetin verdiği sözler vardı. Demokratik hak ve taleplerin hayata geçirilmesi. Hadi başlayın, Meclis’i bir an önce toplayıp, vazgeçtik anayasadan, ayıklanması gereken anti-demokratik kanunlar var, onları birer birer ayıklayın. Örneğin, seçim yaklaşıyor, yüzde 10 seçim barajı kapı gibi duruyor, hadi bunu düşürün ve tüm seslere fırsat tanıyın, PKK üstüne düşeni yapıyor, sıra iktidar ve muhalefette, barışı kalıcı kılın!
Bunlar zor işler, değil mi? O zaman hemen gelsin içki yasakları! Bahane de hazır, çocukları ve gençleri korumak, toplumun ruh sağlığını bozacak unsurları engellemek.
Bu konuyla ilgili tartışmaları izlediğimde, ülkenin nasıl şiddetle ahmaklaştığına tanık oldum ya da ben mi çok akıllıyım. Benim çok akıllı olmadığım kesin, ama tartışma programlarındaki cehalet dehşet verici.
Ya da bu programlara özellikle havadan sudan konuşulanlar çağrılıyor, böylece tartışma programları
“halk seviyesine çekiliyor”diye düşünmüş olabilirler. Şimdi başlayalım, birincisi bu ülkenin bütçesinin yüzde 6’sı içki ve sigara üzerinden alınan vergilerle karşılanıyor. Ülkenin hemen hemen her şeyi satıldığı için artık satılacak bir şey kalmadı, bu durumda bu yüzde 6 çok önemli. Neredeyse Turizm ve Kültür Bakanlığı’nın bütçesinden daha fazla. İktidar şöyle düşünüyor olabilir, biz bize oy veren kitleyi memnun etmek için, yasak koyalım, nasılsa içen gene içecek, para gene gelecek.
İşte burada inanılmaz bir yanılgı var. Çünkü içilmesin diye, yüzde 600 oranında vergilendirilen içki ve sigara artık çok pahalı. Bu şu demek, kaçak içki ve sigara yollarının sonuna kadar açılması. Zaten vardı, şimdi daha da artacak. Her evde bir kaçak içki tezgâhının kurulduğu günleri de göreceğiz. Örneğin, bu
satırların yazarı, Gorbaçov zamanında Sovyetler Birliği’ndeydi, içki yasaktı, 100 bin kişi bu nedenle hapisteydi ve insanlar turistlere yalvarıyorlardı: “Ne olur bana Babuşka’dan (turistler için satış yapan dükkân) bir şişe votka al.” Ne oldu, sonunda yasaktan vazgeçildi.
Bu satırların yazarı İran’ı iyi bilir, karayoluyla tüm İran’ı dolaşmışlığı vardır ve her yerde kaçak votka içti, peynir ekmek gibi satılan hapları gördü. Bu içki yasağı, iktidar erkinin
“ben sizin babanızım” demesidir, babalara isyan ise, insanlık tarihi kadar eski bir psikolojik davranış biçimidir.
İçki yasağının dayandığı en önemli sav, gençleri ve çocukları zararlı maddelerden korumaktır. Tanrım bu ülkede ne çok okumuş cahil varmış. Adam televizyonda tartışma programında, İsveçre’de psikiyatri okumuş, özellikle gençlerde kaygı olgusunun arttığını bunun da içki bağımlılığına yol açtığını söylüyor ve içkinin yasaklanmasını istiyor! Vay canına
“kaygı” olgusunu yok etmek için içkiyi yasaklamak! Bu kadar okumuşsun arkadaş, hiç mi şu soruyu sormuyorsun, gençlerde artan bu kaygı olgusunun nedeni nedir? Ortalığa çıkıp gençler arasında hiç mi dolaşmazsın? Artık gençlerin biraya verecek paraları olmadığı için, tek birayla yetinip kafa yapmak için de kaçak satılan içinde ne olduğu belirsiz hapları avuç avuç yuttuğunu görmedin mi?
Ey akıl veren ilahiyatçılar, genç işsiz sayısının tavan yaptığı, asgari ücretle hayatı götürmek için kıvranan
aile reislerinin intihar ettiği, gencecik kızların kontür karşılığı yaşlı erkeklerle yattığı bir ülkede “aman evladım içki içme, günahtır” demenin ne anlamı olduğunu düşündünüz mü? İş yapar mı görünmek istiyorsunuz?
Öte yandan, yaşadığınız toprakların zenginliklerini bile bilmiyorsunuz ve bu zenginliklerin dünya piyasalarına çıkmasını engelliyorsunuz. Ne yapalım ki, bu topraklar biranın (Hititler) ve şarabın (Kapadokya bölgesi) anayurdudur. Ve siz dünyanın çok az içki tüketen bir ülkesinde, içkiye çeşitli yasakları getirmenizin asıl nedeninin
“insanların hayat tarzlarına müdahale edip, onları din adına hizaya getirmek olduğunu açıkça söyleyin” ve buna kendi başarısızlıklarınızı kapatmak için başvurduğunuzu da. Bu ülkenin insanları her zaman kendileri için yazılmış senaryoları ters çevirmekle ünlüdürler…

\n

Not: Bazı sabahlar Mustafa Şerif Onaran ve nazik eşi Dr. Leziz Onaran tarafından erkenden uyandırılırdım, yazımı okumuşlar ve hemen telefona sarılmışlar, şimdi bu telefonları özleyeceğim. Umarım Leziz Hanım beni unutmaz. Hayatımdan bir dost daha kaydı, uçup gitti. Ama sesi hep bende kalacak…

\n

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları