Mümtaz Soysal

Avrupa ve Adalet

11 Kasım 2013 Pazartesi

BİR ülke halkının onurunu çiğnemek, gururunu kırmak, devlet olarak aldığı kararların ideolojik, siyasal, hukuksal anlamını hiçe saymak ne demektir diye merak edenler, bundan sonra Türkiye Cumhuriyeti’nin tam üyelik için Avrupa Birliği’ne başvuruş hikâyesini okuyacaklardır.
Gerekli tam üyelik koşullarından çoğunu başkalarından çok daha önce tamamladığı halde bir yığın başlığın açılması için yıllarca bekletilmiş olan ve hâlâ da bekletilen Türkiye’nin başına gelmiş bütün öbür haksızlıklar o zaman ibretle anılacak.
Onları burada sıralamaya ne yer var ne vakit yeter.
Şimdi, uluslararası sportif temaslar alanında insafsızca uygulanan ambargo birkaç KKTC’li futbolcuya Rum forması giydirme pahasına maç yapılarak ambargo sözde kırılacak ve bayram edilerek görüşmelere yeniden başlanacakmış gibi bir hava estiriliyor. Tamam, konu Kuzey Kıbrıs tarafını masaya oturtmaksa, bunun ancak şimdiye kadarki haksızlıklar onarılarak olabileceği herkesçe bilinmelidir.
Yani, KKTC’nin meşru devlet olarak varlığı kabul edilmeli, limanların açılması da bu koşula bağlanmalıdır.
Yani, adada iki devletli yapının barış ve huzur getirmesi için, şimdi Kıbrıs Cumhuriyeti denen Güney Kıbrıs Rum Cumhuriyeti ile KKTC’nin statüleri eşitlenmeli ve böylece iki devlet arasında “karşılıklı saldırmazlık” ve “iyi komşuluk” antlaşmaları imzalanarak adada ortaklaşa yürütülebilecek görevlerle hizmetler belirlenip anavatanlarca “garanti” altına alınmalıdır.
Yakın tarihin haksızlıklarla, eşitsizlikleri giderilmeli ve yaralar sarılmalı ki Doğu Akdeniz’e hem çözüm hem de huzur gelsin.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çelişki Korkusu 19 Mart 2014
Acı 14 Mart 2014

Günün Köşe Yazıları