Berlusconi 'Benden Sonra Tufan' Diyor

03 Ekim 2013 Perşembe

İleri demagoji ülkesinin “ileri demokrasi paketi”ni bugün bir yana bırakalım… 
“Benden sonra tufan”ı hayat felsefesi edinen lider Berlusconi’ye odaklanalım… 
Son döneme dek dünyanın en zengin başbakanları arasında sayılan İtalya’nın
 “rakipsiz güçlü adamı” Berlusconi… 
Ülkenin en etkili TV kanalları, medyaları, gazeteleri, gazetecileri elinde... 
Çizme siyasetine yirmi yıldır yön veren partisi 
“Forza Italia”yı bizzat şahsi şirketi gibi yönetiyor…
Ne zaman
 “bu kez artık yolun sonuna geldi, bundan böyle iflah olmaz!”dense bir yolunu bulup diriliyor…
Dokuz canlı kedi gibi başına ne gelirse gelsin, her seferinde dört ayak üstüne düşmeyi başarıyor… 

Büyücü Rasputin gibi!

Bir İtalyan gazeteci dostum, Rasputin gibi!” diyor.
Çarlık Rusyası’nda hâkimiyet kuran şarlatan-büyücü/üfürükçü Rasputin var ya… 
Hani asla son nefesini vermez, ölmek bilmez…
En güçlü zehir on para etmez… 
Vücuduna kurşun işlemez… 
Berlusconi de o hesap… 
En 
“bitti” dendiği anda herkesi kontrpiyede bırakarak siyaset oyununda kalmayı başarıyor. 
İtalyan gazetelerinin baş sayfası dün tamamen 
“Berlusconi’nin partisindeki”bölünmeye ayrılmıştı… 
Berlusconi’nin kendi gazetesi 
“Il Giornale” bile birinci sayfasında; işadamı siyasetçinin kendi partisinde bizzat eliyle yetiştirdiği adamları tarafından“sırtından hançerlendiğini” yazıyordu.

Parti ilk kez liderin sözünden çıktı

“Berlusconi aldığı darbelerden yorgun” diyen gazete; tamamıyla bir “tek adam” partisi olan “Forza Italia”da ilk kez Berlusconi’ye karşı açık bir ayaklanma olduğunu duyuruyor; ’94’te kurulan partide ilk defa “liderin sözünün dışına çıkan” politikacılar olduğunu yazıyor, “40 kişilik bir ekibin yeni bir parti kurmaya” hazırlandığını ilan ediyordu… 
İtalyan basınında sayfa sayfa tefrika edilen benzer doğrultudaki haberlere göre yolun sonuna gelen Berlusconi’nin partisi bölünüyor;
 “kamu görevlerinden men” cezası alan ve senatörlüğünün düşürülmesi riskiyle karşılaşan siyasetçi “Forza Italia”yı büyük kızı Marina Berlusconi’ye devretmeye hazırlanıyordu… 
İşin bu noktaya gelmesine yol açan süreç; yargının
 “vergi dolandırıcılığı/sahtekârlığı” nedeniyle işadamı lidere vermiş olduğu mahkûmiyetti. 
70’ini aşan yaşlı politikacı, demir parmaklık ardına konmayacak ancak ya ev hapsi alacak ya sosyal hizmet yapmak zorunda kalacaktı… 
Ama daha önemlisi bu sebeple Berlusconi siyasi temsil hakkını ve
“dokunulmazlığını” yitirme tehdidi ile karşı karşıyaydı. 
Dokunulmazlığını yitirdiği anda yargıdaki tüm diğer davalarından da mahkûmiyet almaktan korkan ve siyasi konumunun yanı sıra iş yaşamında da bitmekten çekinen eski başbakan; tüm yazı cumhurbaşkanından 
“af yasası”dilenmekle geçirdi! 
Kendisi için çıkarılacak
 “özel af” projesinde başarılı olamayınca, bu defa destek verdiği Letta koalisyonundan geçtiğimiz günlerde bakanlarını çekmeye karar verdi. 
Büyük ekonomik sorunları olan ve gençlerin işsizlik oranı yüzde 40’a varan ülkenin ağır kriz ortamında, hükümetin çökmesi tam bir kâbus senaryosu olmaktaydı.. 
Berlusconi 
“Benden sonra tufan!” diyerek bu kâbusu; mükemmel bir koz şeklinde kullanıyor; Letta hükümetini istekleri doğrultusunda şartlamaya çalışıyor ve “senatörlüğünün/dokunulmazlığının düşürülmesi” yazgısından kurtulmaya çalışıyordu. 
Kaos şartları yaratmak suretiyle; ya Letta hükümetinin boyun eğmesini sağlamayı hedefliyor ya da bakanlarını çekip, güvenoyu istemeye zorladığı hükümeti düşürmeyi planlıyordu… 

Son anda alternatifin önünü kesti

Bu bıçak sırtı ortamda Berluconi’nin “tek adam” partisinde hiç beklenmedik bir isyan çıktı. 
Berlusconi’nin en yakınında olan ve en beklenmedik isimler; 
“Forza Italia”liderinin hükümete karşı giriştiği bilek güreşini sürdürmesi halinde, kendisiyle yollarını ayıracaklarını açıkladı. 
Marjinalleşmekten korkan ve partisindeki bölünmeyi çıkarları için daha büyük tehdit gören Berlusconi; şantajlarından son anda umulmadık bir viraj yaptı ve“geniş tabanlı koalisyonda” kalarak, hükümete bir kez daha -savurduğu tehditler hilafına!- güvenoyu vermekten geri kalmadı.
Böylece partinin ikiye ayrılmasının önüne geçen “İtalya’nın Rasputini”; “merkez sağda” kendi yoz liderliğine alternatif olabilecek yeni bir oluşumun doğmasını engelledi. Çizme’ye nefes aldırabilecek yeni bir siyasi çekim merkezine set çekti!
Yönetmen 
Nanni Moretti nin yıllar önce “Caimano/Timsah” filminde ülkeyi ateşe veren lider portresiyle tasvir ettiği Berlusconi gibileri için kişisel çıkar, en acil ulusal önceliklerin dahi üstünde geliyor.

3 Ekim 2013 - Cumhuriyet



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Boş koltuk 5 Mayıs 2024
Yurttaşlara mektup 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları