'Erdoğan'dır ne derse yeridir!'

22 Kasım 2012 Perşembe

\n

Ağzınızdan çıkmayan sözcüklerin efendisi, telaffuz edilenlerin de kölesi olursunuz!

\n

Bu benim çok sevdiğim bir Anglosakson deyişidir.

\n

Mevlananın bizdeki olduğun gibi görün!söyleminin Anglosakson kültüründeki dediğin gibi ola denk düşen karşılığıdır.

\n

Söylem ve eylem tutarlılığınınolmazsa olmaz önemini vurgulamak için ifade edilir ve özellikle liderler söz konusu olduğunda Batıda çok ciddiye alınır.

\n

Çünkü Batı kültüründe sözcükler bizdeki gibi uçucu, kaçıcı, hamasi değil; alabildiğine önemli ve kalıcıdır.

\n

Söylenen sözler derhal söylendikleri anda bağlayıcı nitelik kazanırlar. Ardından benimsenen tavır ve tutumlarla destek bulmazlarsa, inandırıcılık yıkılır!

\n

Radikalden Cüneyt Özdemirin dünkü yazısını okurken bu Anglosakson özdeyişi hatırladım. Londradan yazan Özdemir; dünyanın en etkili düşünce kuruluşlarından biri olan Chatham Houseun sözcüsüne; Erdoğanın Batı karşıtı çıkışlarının Batı medyasında neden fazla yankılanmadığını sormuş ve şu yanıtı almış:

\n

Bu marjinal bir dildir. Bu sözlerin, kime edildiği kadar nasıl edildiği de önemli. Bu yüzden kimse görmüyor.

\n

Erdoğan nasılsa tribünlere oynuyor, bu sebeple içi boş hamasetine kimse bundan böyle uzun boylu kulak asmıyor, demeye getiriyor Chatham House sözcüsü:

\n

Erdoğandır; ne derse yeridir! hesabına.

\n

Obama ile zımni anlaşma

\n

Nereden nereye?

\n

Davostaki ilk one minute çıkışını hatırlıyor musunuz? Yer yerinden oynamıştı! İleri gelen tüm Batılı ajanslar, TVler, medyalar; başbakanın sözlerini yorumlamak için sıraya dizilmiş; eksen kaymasıanalizleri yapılmıştı.

\n

O tarih yazan çıkışı(!) takiben kaleme aldığım Gazzenin Ata!” yazısına (1 Şubat 2009) bu yüzden şöyle başlamıştım: Yurtdışında izini kaybettiğim ne kadar eş dost varsa aradı:

\n

Ne oluyor?diyenler...

\n

Türkiyedeki tepkileriöğrenmek isteyenler...

\n

Yeni bir Ahmedinejat vakası mıdiye soranlar...

\n

Türkiye kendisine yeni bir yol mu çizdi?diye endişelenenler...

\n

Yalnız 17 Ağustos depreminde, yurtdışındaki tanıdıklarımın böylesine yoğunilgisinemaruz kalmıştım...

\n

Bu defa böyle derin merak ve endişeyle arayan soran hiç olmadı.

\n

Zamanla hem Erdoğanın kolay gaza gelen üst perde salvolarına alışıldı. Hem de başbakanın, Ortadoğu icraatlarında Batıyı zerre kadar tehdit eden bir profilinin olmadığı ortaya çıktı.

\n

Arap sokağında sempati uyandıran çatışmacı efelenmelerine karşılık Erdoğanla ABD Başkanı Obama bilakis görülmemiş ölçüde kanka oldu.

\n

Erdoğan, Obama ile samimiyeti; Başkanlık seçiminde gelip size destek olayım. Mitinginizde konuşayım!diyecek denli ilerletti. Kendisi bizzat, ABD başkanının telefonla en sık aradığı yabancı liderlerden birine dönüştü.

\n

Süreç içinde Erdoğanın uluslararası kamuoyu önünde İsraile fırça çeken söylemleri ile icraatı arasına fiili bir kırmı çizgi çizildi.

\n

Uygulamada o kırmızı çizgiyi geçenBatı karşıtı bir icraatta bulunmadığı sürece; TC başbakanın başarılı olduğu hamaset alanı, Ortadoğu politikaları hatırınakendisine serbest bırakılacaktı.

\n

Ve danışıklı dövüş

\n

Bunu öyle ortadan söylemiyorum.

\n

Davosu izleyen aylarda, ABDnin önde gelen düşünce kuruluşlarından biri olan Alman Marshall Funddan Ian Lesserdan dinlemiştim: İsraile, Ahmedinejad gibi yaşam hakkı tanımayan ölçüde bir Yahudi düşmanlığı/antisemitizm dayatmadığı sürece RTEye, Obama yönetimi tarafınca esnek bir hareket alanı tanınmıştı. RTEnin taban desteğini sürdürülebilmesi adına tanınan bu esnekliğe karşılık olarak, T.C. başbakanı da, ABDnin önemle öncelik verdiği dış politika alanlarında Washingtonla tereddütsüz birlikte hareket edecekti.

\n

Tam bir danışıklı dövüş!

\n

Erdoğanın İsrail karşıtı sert çıkışlarından Washington temelde hoşnut olmasa da; taraflar, bu zımni anlaşma çerçevesinde düpedüz antant kalmışlardı.

\n

Zımni anlaşma bügüne değin tıkır tıkır işledi.

\n

Araya Arap Baharı girdi.

\n

Yalnız Libyada değil yanı başımızdaki Suriyede de başbakan; kardeşi Esadı bir hamlede silmek pahasına; ilk safta Batı ile işbirliği yaptı.

\n

Kürecik kalkanında da keza, öteki yakın dostu, diğer kardeşi Ahmedinejadı fena halde germek pahasına, ABD sözünden çıkmadı.

\n

Hal böyle olunca, Erdoğanın mutat esip gürlemelerinin fazla bir sansasyon değeri kalmadı.

\n

Erdoğan özellikle Gazze ve Ortadoğu söz konusu olduğunda; ağzından çıkan sözün/sözcüklerin kölesi olmuyor.

\n

Tutarlılığa değil; kitlelerin damardan coşkularına ve duygularına hitap ediyor.

\n

Bu sebeple AKP liderine; Samimiysen hodri meydan; İsraili koruyan Küreciki askıya al! çağrıları yapmak kubbede yankılanan hoş seda gibi kalıyor!

\n

Tutarlılık, samimiyet, inandırıcılık gibi kavramlarla işi hiç yok başbakanın.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yurttaşlara mektup 28 Nisan 2024
Kılıçdaroğlu vakası 14 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları