Kadın Düşmanı Havayolu THY

02 Mayıs 2013 Perşembe

“Kadın düşmanı havayolu da olur mu?” demeyin…

\n

Oluyor.
Yazmayı hep düşünüyordum, fırsat olmadı.
THY’nin iddialı reklam filmlerini -önce
Kevin Costner, ardından Messi ve Kobe Bryant’lı olanları- gördüğümden beri kendime sürekli bu soruyu soruyorum: “Bu kadar kadın düşmanı başka bir havayolu var mıdır?”
Örneğin Ortadoğu’nun beğenilen havayollarından “
Katar”ın reklamlarına dönüp bir bakın: Katar Havayolları’nın reklamı kadın sesiyle ekrana getiriliyor, kadın öğe/hostes, ön plana çıkarılıyor.
Ardından Türk basınında yere göğe konmayan THY reklamlarını göz önüne getirin.
Fevkalade maço bir erkek dili kullanılıyor ve salt erkek yolculara odaklanılıyor.
Caroline Wozniacki’li reklam belki bir oranda istisna olabilir. Ancak Danimarkalı ünlü tenisçiyi oynatan reklam dahi, arka planda gene bir “erkek sesi” ile sunuluyor….
THY’nin sesi -özetle- hiçbir şartta
“kadın” olarak çıkmıyor!
Messi-Kobe Bryant reklamını düşünelim: Yalnızca erkek kahramanlar arasında geçiyor.
Kabinde özerk ve tek başına seyahat eden kadın yolcu hiç yok gibi….
Uçağın
“business” kısmına giren küçük bir oğlan çocuğu; bir erkek futbolcu ve gene bir erkek basketbol oyuncusu; kendi aralarında top çeviriyorlar, nihayet neden sonra reklam artık biterken karşımızda bir hostes beliriyor...
Oğlan çocuğuna iki büklüm servis yapan hostesin ağzından çıkan tek cümle olarak şu sözleri duyuyoruz:
“Dondurma ister misin genç adam?”

\n

Dil olmayınca… Ağız da \tsiliniyor

\n

THY hostesi, duruma hâkim özgüvenli bir ev sahibesi olarak değil; yalnız erkeğe hizmet için var olan, ağzı var dili yok bir yaratık gibi takdim ediliyor.
Reklamın çağrıştırdığı mesaj bu.
Şimdi işte zaten -garibim- dili olmayan o yaratığın, ağzını da yok etmek istiyorlar.
İşlevi olmayan bir organ, olmasa da olur... değil mi ya?
“Kırmızı ruj sürülmeye!” fetvasının anlamı bu benim için: Kadının diliyle birlikte ağzını da silmek…
Kısa süre önce “
bacaklar kapansın” düsturuyla tasarlanan o sakil üniformaların kriziyle sarsılmamış olsak, belki bunların kendi vehimlerim olduğunu düşünebilirim.
Ama atılan her adım, alınan her karar, bilinçli bir seferberlikle kadını giderek hep daha çok silikleştirmeye ve daha
“görünmez kılmaya” yönelik olarak uygulanıyor.
THY yöneticileri bu yasakları, kılıfına uydurmak için
“ama başka havayollarında da makyaj-saç yönetmelikleri” var diye savunuyorlar.
Doğrudur. Yazıyı yazmadan önce
“diğer havayollarında durum ne” diye biraz internette gezindim. “Wikipedia” bile “hostes üniformaları ve prezantasyon” bölümünde; “hosteslerin kişisel temizlik ve uygun makyaja özen göstermesi gereğinden” bahsediyor. Ancak, bu uyarının yanında, Singapur Havayolları’nın kopkoyu kırmızı rujlu hosteslerinin resmi dikkat çekiyor…

\n

‘Laiklikten uzaklaşan ülke…’

\n

“Kabin memurlarının makyajı” hakkında bilgi veren sitelerin eksiksiz tamamında; “çok frapan makyaj, hızma, dövme, radikal saç modellerinden” kaçınılması salık veriliyor.
Mantıklı değil mi?
“Yalan Dünya”nın “Eylem”i ya da Zerrin/Tülay tiplemesinde bir hostes olabilir mi?
Havayolu şirketleri şunun şurasında punk saçlı, çılgın dövmeli veya konsomatrisleri çağrıştıran makyaj istemiyor.
Ama bu başka…
Kılık kıyafet serbestisi ilan eden liselerde bile artık olmayan ölçülerde bir “
makyaj-saç ayarına” girişmek başka…
“Topuz kulak hizasından yukarıda ve yanda olamaz. Yan topuz (ense hizasından olmak kaydı ile) kullanılabilir. Tepeden olmamak kaydıyla at kuyruğu yapılabilir” türü dayatmalar var THY’nin “makyaj-saç” fetvasında.
THY’nin kadın kabin memurları için bu upuzun kılık kıyafet yönetmeliğini okudukça insan gerçek meramın bir genel
“uçak adabı” oluşturmaktan çok, kadını kadınlıktan çıkarmak olduğu izlenimine kapılıyor.
Bu izlenime kapılan yalnız biz değiliz...
THY’nin
“kırmızı ruj fetvası” dış basında da yankılanıyor.
Örneğin İtalya’nın
“La Stampa” gazetesinde dün yayımlanan bir yazı, “Laiklikten uzaklaşan ülkede yeni bir yasak daha” başlığını taşıyordu.
“Yeni İslamcı üniformalardan sonra, hostesleri aşağılayan bir yeni yasak daha: Kırmızı ruj ve baştan çıkarıcı görünüm veren hiçbir şeye yer yok!” diyen yazı özetle şöyle son buluyordu:
Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’yi, adım adım İslamileştirmesinden kuşku duyuluyor… THY uçaklarında bundan böyle alkol de yok. Bu gidişle önümüzdeki yıllarda THY’nin ‘en iyi Avrupa havayolu’ unvanını koruyabileceği şüpheli!”
“İslamcı üniforma açılımı”ndan sonra “kırmızı ruj” cihadı, THY’nin uluslararası imajına atılan ikinci gol oldu.
Kendi ayağına ateş etmek konusunda, havayolu şirketimizin üstüne yok!
Bir
“burka havayolları” olarak THY, göklerde kendisine doğrusu müthiş “globally yours” yer ediniyor.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Boş koltuk 5 Mayıs 2024
Yurttaşlara mektup 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları