Madrid Mektupları (6) Sonu Olmayan Kriz

29 Ocak 2013 Salı

İspanyanın ayrılıkçılık probleminin göbeğindeki Bask, Katalan bölgeleri, ülkenin en zengin ve en gelişmiş yöreleri. \n

\n

Bask yöresi, kişi başına düşen gelir açısından AB ortalamasının yüzde 30 üzerinde. Katalonyada gelir düzeyi de aynı şekilde AB ortalamasının yüzde 14 üstüne çıkıyor.\n

\n

Yakın tarihin en büyük ekonomik ve sosyal krizi yaşanırken, bu iki en zengin bölgeden özellikle Katalonyanın ayrılıkçılık bayrağı ile öne çıkması İspanyada yaşanan endişeyi katlıyor. \n

\n

Ayrılıkçılık sorununun yarattığı gerilim ve istikrarsızlıkların, istihdam sağlayan kaynaklara şiddetle ihtiyaç duyan ekonomiyi ve dış yatırımları olumsuz etkilemesinden korkuluyor. \n

\n

İspanyanın ekonomik sorunlarını ve içinde bulunduğu bu negatif spirali Bask ve Katalan ayrılıkçılığıkonusunda görüşlerine başvurduğumuz Sosyalist Parti milletvekili Juan Moscoso ile konuştuk.\n

\n

Aynı zamanda bir iktisatçı olan Moscoso, İspanyanın ekonomik krizden çıkmasının yıllar alacağını söylüyor. \n

\n

Bugün İspanyada 6 milyon işsiz var. İşsiz sayısı 4 yıl önce 1 milyon 600 bindi. Son dört yılda 4 milyondan fazla işin yok olduğu anlamına gelir budiyor Moscoso ve ekliyor: \n

\n

Buhar olup eriyen 4 milyon işin yarısı inşaat balonundaydı. Bunun anlamı, artık o sektörde o işlerin bir daha yaratılmayacak olmasıdır. İnşaat sektöründe işlerini yitiren 2-3 milyon kişinin (diğer sektörlerde çalışabilmeleri için) tekrar eğitilmesi gerekiyor. Bu birkaç yılda yapılabilecek bir şey değil. İşsizlik probleminin diğer boyutu, bölgesel dengesizliklerdeki artış. Yitirilen 4 milyon iş zengin kuzeyde değil, azgelişmiş güneyde: Kaybedilen işlerin 1 milyonu Endülüste. Öbür 1 milyonu Valensiya ve Murciada... Sonuç kuzey-güney dengesizliğinin büyümesi ve farkın açılması. Sorun salt makro ekonomik dengeleri tekrar yerine oturtmakla çözülebilecek bir sorun değil. Yeni faaliyet alanları da yaratmak gerekiyor. Bu kolay değil.” \n

\n

‘Refah devletini yıkıyoruz’\n

\n

- Muhafazakâr Rajoy hükümetinin ekonomik krizi yönetiş biçimini nasıl değerlendiriyorsunuz?\n

\n

İspanyol ekonomisi rakkamlarına göre İspanya borçlarının gayrisafi milli hasılaya oranı, Almanyanın borç oranıyla karşılaştırıldığında hâlâ daha düşük. Ancak Almanya borcuyla mutlu ve sağlıklı biçimde büyüyor. Buna mukabil biz bütün iktisat politikalarımızı borç yüküne yoğunlaştırıyoruz ve (borç yükünü düşürmek kaygısıyla) refah devletini yıkıyoruz. Bunun bize hiçbir faydası olmayacak. Çünkü sorunun kaynağı burada değil.”\n

\n

‘Avro bizi çürütüyor’\n

\n

- Sorunun kaynağı nerede peki?\n

\n

Avrupada. Avronun yapılandırılışında. Avro yapısı bizi çürütüyor. Bu yapı yüzünden borçlara, Almanyadan yüksek prim (spread) ödüyoruz. Faiz hadleri arasındaki farkla bizim borç finansmanının altından kalkmamız mümkün değil. Aradaki fark, Avrupa Merkez Bankasının yaptığı kötü tercihlerden kaynaklanıyor.\n

\n

- Madridin hiç hatası yok mu?\n

\n

Son on beş yılın olumlu ekonomik döngüsünü, emlak ve inşaat sektörüne yoğunlaşmak suretiyle ne yazık ki kaçırdık. Şimdi de hükümet aşırı kemer sıkma politikaları uyguluyor. Pazar olmadığı için şirketler arka arkaya kapanıyor. Özellikle küçük ve orta çaplı şirketler İspanyanın her yanında kapanıyor. Sanayi sektörleri yıkılıyor. Bunları yeniden yaratmak kolay değil. Kamu gelirleri bu yıl GSMHnin yüzde 42sinden yüzde 29a düştü. Son iki yılda bu gelirlerin dörtte birini kaybettik.”\n

\n

‘Hüsran ve öfke’\n

\n

- Üretim azaldığı için vergi gelirleri de daralıyor…\n

\n

Keza tüketim de... Her şey daralıyor.” \n

\n

- Kamu harcamalarındaki daralma ne bu durumda?\n

\n

Beşte bir. Harcama kısıldıkça, kamu gelirleri artmıyor. Daha çok daralıyor.\n

\n

- Gelin Keynesi hatırlamayın\n

\n

Keynesçi önlemler için sürekli olarak ABye ve Merkele talepte bulunuyoruz. IMF bile bu yönde çıkışlar yapıyor. Tek başımıza bu işin altından kalkamayız. Önümüzdeki yol uzun ve meşakkatli. Sade bu yıl İngiltereye 60 bin, Almanyaya da 30 bin İspanyol göç etti. Bir beyin göçü bu. Genç, üst düzey eğitim almış İspanyollar gidenler…”\n

\n

- İspanyada yaşadığım 80li yıllarda burada harikulade bir demokratikleşme süreci yaşanıyordu ve ülkede müthiş idealler, değerler vardı. Bu kabına sığmayan bir pozitif enerji, iyimserlik yaratıyordu. Günümüz İspanyasının ruh halini nasıl tarif edersiniz?\n

\n

İspanyollar bunalımda değil ama endişeli. Bazı aşırılıkları da olan çok iyi bir dönemi arkalarında bıraktıklarının farkındalar. Uzun sürecek güç bir döneme giriyoruz ve insanlarda kötümserlikten çok hüsran ve öfke var. Yozlaşma, yolsuzluğa karşı güçlü bir öfke bu!

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Boş koltuk 5 Mayıs 2024
Yurttaşlara mektup 28 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları